Propaganda! 

0 0 0000 00:00 tsi

Geçtiğimiz cumartesi günü Maltepe Üniversitesi’nde Ortadoğu ile ilgili bir konferansa katılmıştım. Suudi Arabistan’da Arap Zirvesi’nden dolayı Suriye, Ürdün ve Lübnanlı konuşmacıların son anda gelmediği konferansa İsrailli ve İranlı iki akademisyen gelmişti. Hayfa Üniversitesi Jeopolitik Araştırmalar Merkezi Başkanı olan İsrailli Prof. Arnon Soffer, tümüyle duygusal propagandaya dönük bir konuşma yaparak salonda bulunanları etkilemeye çalıştı.

Ama onun şanssızlığı benim orada bulunmamdı!

Yurtdışına çıkan tüm İsrailli konuşmacılar gibi Soffer’in propaganda malzemesinin özeti şuydu:

1- İsrail dünya Yahudilerinin son sığınak ülkesidir.

2- İsrail denilen ülke çok küçük ve güvenliğe gereksinimi var.

3- İsrail kendine bile yetmeyecek kadar suyu olmasına rağmen Filistinlilere bile su veriyor.

4- Filistinliler çok çoğalıyor ve İsrail için tehlike oluşturuyor.

5- Arap ülkelerinde yaşayan Filistinlilerin Filistin’e dönmeleri durumunda küçücük İsrail zor durumda kalır.

6- İsrail,Türkiye gibi laik bir ülkedir ve İsrailliler Türkiye’yi çok sever.

Prof. Soffer böyle konuşunca başta Şaron’un 1981’de Lübnan’da Sabra ve Şatilla katlilamları olmak üzere bölgedeki tüm savaşları izleyen bir gazeteci olarak ben de kendisine yanıt vermek zorunda kaldım ve konuşmama itirazı varsa bunu hemen yapabileceğini de söyleyerek dedim ki;

1- Binlerce yıl Rusya’da, Macaristan’da, Fransa’da, İspanya’da ya da dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşayan ve Yahudi dinine inanan o ülkenin vatandaşı durduk yerde acaba neden Filistin toprağında kurulan İsrail devletine gider ve sürekli savaşır?

Eğer burada kutsallık söz konusu ise o zaman 1.3 milyar Müslüman ve 2 milyar Hıristiyan da onlar için kutsal olan Filistin’e gitmelidir.

2- Mademki İsrail çok küçük, o zaman saydığım ülkelerdeki Yahudiler bulundukları kendi ülkelerinde yaşasınlar.

3- İsrail, 40 yıldır işgal altında tuttuğu Batı Şeria ve Gazze’de yaşayan 3 milyon Filistinliye ihtiyaçlarının %10 kadar su veriyor. Üstelik kimin suyunu kime veriyor? İsrail su gereksinimin %38’ini 40 yıldır işgal altında tuttuğu Suriye’nin Golan bölgesinden karşılıyor. Son Lübnan savaşında bile İsrailliler, Vazzan ve Litani nehirlerinden portatif pompalarla su çaldı. Yahudiler çok sulu bir yer istiyorlarsa o zaman kendilerine önerilen Alaska’da ya Arjantin’de İsrail devletini kursaydılar.

4- Filistinlilerin çok çoğalmalarına çare olarak İsrail onları sürekli öldürmeyi yeğliyor.

5- İsrail laik değil bir şeriat devletidir ve dini kurallarla yönetilmektedir. İsrailliler ise Türkiye’yi sevseydi Kuzey Irak’ta Kürtlere destek vermezdi. Bu desteği İsrail medyası bile anlatıyor.

Prof. Soffer ve salonda bulunan İsrail’in İstanbul Başkonsolosu ile beraberindekiler hiç ses çıkarmadı, çıkaramazdı.

Ancak konuşma sırası AK Parti Milletvekili Turhan Çömez’e gelince iş daha zorlaştı İsrailliler için.

Çünkü Sayın Çömez, İsraillilerin tarih boyunca Kürtlere nasıl destek verdiğini anlattı. Bunu da arşiv belgeleri ve CD’lerle İsraillilere kanıtlayabileceğini söyledi.

Tabii bu arada İsraillilerin Lübnan ve Filistinlilere yönelik cinayetlerini anlattı ve bunları şahsen gördüğünü söyledi.

Bunun üzerine İsrailli Başkonsolos dayanmayıp tepki gösterdi ve doğal olarak biraz da tehditkâr bir ifade ile İsrail’in Türkiye için önemli bir ülke olduğunu anlatmaya çalıştı. Tabii Amerika’daki Yahudi lobilerini de ima ederek.

Ama ne onu ne de Prof. Soffer’i benden başka hiç kimse alkışlamadı!

Gelelim İsrail ve barış konusuna.

Bildiğiniz gibi Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı Riyad Zirvesi’nde Arap liderler İsrail’e bir teklifte bulundu:

1- 40 yıldır işgal altında tuttuğun Batı Şeria,Gazze, Lübnan’ın güneyi ve Suriye’nin Golan bölgesinden çekil.

2- Batı Şeria ve Gazze’de başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasına izin ver.

3- 1948’de Filistin topraklarında kurulan İsrail devletinden sonra ülkelerinde atılan Filistinlilerin geri dönüşü için ortak bir plan üzerinde anlaşma sağlansın.

4- Bunlar olursa 22 Arap ülkesi İsrail’i tanıyacak, diplomatik ilişkiler kurulacak ve bölgede sonsuza dek barış olacak.

1991 yılından bu yana altında imza attığı tüm anlaşmaları hatta 1947’de kendisini kurduran BM’nin hiçbir kararını uygulamayan İsrail bir kez daha oyalama taktiği uyguluyor. İsrail Başbakanı Olmert, Arap liderlerine ‘gelin konuşalım’ diyor.

Konuşulacak ne var bilmiyor?

Arap planı çok açık ve net.Ya ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ denilecek.

Ama İsrail asla ‘Evet’ diyemez.

Bunun da temel iki nedeni var:

1- Siyonist ideoloji ile dünyadaki Yahudilere “Büyük İsrail devletini kurmak için Filistin’e gelin” diyen İsralliler barış olursa gelenlere şimdi “hadi geri dönün’’ mü diyecek?

2- Genellikle “Araplar ve Müslümanlar Yahudileri denize atacak ve İsrail’i ortadan kaldıracak” söylemi ile ABD, Avrupa ve dünya kamuoyunu duygusal olarak aldatan ve ABD siyasal kararlarını ipotek altına alan Yahudi lobileri barış olursa kendi varlık nedenleri ortadan kalkacak.

İşte bu kadar...
 
akşam

Bu haber 164 defa okundu.