iyibilgi özel" /> iyibilgi özel"/>

En Sıcak Konular

Erken mi sevindik?

5 Ağustos 2010 11:12 tsi
Erken mi sevindik? O komisyonun derdi başka: Araştırmak değil...Engellemek! iyibilgi özel

2 Ağustos günü Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un açıklaması, Türkiye'nin gündemine hızla oturmuştu. Genel Sekreter yaptığı açıklamada yeni kurulacak bir Birleşmiş Milletler komisyonunun Gazze'ye yardım taşıyan Mavi Marmara gemisinde yaşananların araştırılmasında görev alacağını söylemişti. Bu açıklama, İsrail'in Türkiye'nin ısrarlı tavrı karşısında geri adım attığı olarak yorumlanmış, AKP hükümetinin kararlı duruşunun bir sonucu olduğu söylenmişti.

Fakat bu açıklamanın hemen ertesi günü, Türk basınında, yukarıdaki Türkiye lehine gelişen pozitif dalgayı tersine çevirecek bir haber yayınlandı. Haberde, ABD’nin BM nezdindeki Büyükelçisi Susan Rice'ın kurulacak komisyon hakkında yorumları bulunuyordu. Rice'ın yaptığı açıklamada

"Bu komisyon, ulusal soruşturmaların yerine geçmeyecektir. Bu komisyon, ulusal soruşturmaları tamamlayan bir unsur olarak İsrail ve Türkiye'nin olayla ilgili değerlendirmelerini uluslararası kamuoyuna sunmaları için de bir fırsat yaratmaktadır. Komisyon geleceğe ve bu tarz olayların tekrarlanmasının engellenmesine odaklanacaktır" denildi. (Bkz: Kafa karıştıran açıklama)

BM Büyükelçisi Susan Rice'ın yaptığı açıklamanın, hükümet nezdinde nasıl bir rahatsızlık yarattığını, Hürriyet gazetesinden Zeynep Gürcanlı geçtiğimiz günlerde kaleme almıştı:

"Ankara, İsrail’in kendi kurduğu Mavi Marmara araştırma komisyonunun kararlarını tanımayacağını daha önce açıklamıştı. Rice’ın açıklamasında, önceliğin “ulusal komisyonlara” verilmesi, uluslar arası komisyonun ise “tamamlayıcı” nitelikte olacağı iddiası, Ankara’yı çok rahatsız etti." (Bkz: Türkiye'den komisyon tepkisi)

ABD'de yayınlanan ünlü siyasi dergi The Foreign Policy'nin internet sitesinde yayınlanan 2 Ağustos tarihli bir makale, bu komisyon işinin arkasında ne tür "oyunların" döndüğüne ışık tutacak cinsten bilgiler sundu. Dış politika muhabiri Josh Rogin'in kaleme aldığı makalede, bahsi geçen komisyonun kuruluşunda ABD'nin asli bir rol oynadığı söyleniyor. Rogin, ABD yönetiminden bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, BM Elçisi Rice'ın bahsi geçen komisyonun (panelin) oluşturulmasında anahtar rol oynadığı, geçtiğimiz haftalarda yüksek dereceden İsrailli yetkililerle görüştüğünü, bunların arasında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ve Savunma Bakanı Ehud Barak'ın olduğunu iddia etmiş. Haber kaynağı ABD'li yöneticinin Rogin'e yaptığı şu açıklama ise, olayın vahametini açıkça gösteriyor:

"Bütün bu süreç boyunca ABD, İsrail ile yakın temastaydı, ki böylece hem onların hem de bizim için yapıcı bir noktaya gelinebilsin. İnanıyoruz ki bu iyi bir sonuç."

Görüldüğü üzere, bu görüşmelerde Türkiye'nin adı bile geçmiyor. Rogin'in haberi doğruysa, bütün süreç İsrail ve ABD görüşmeleri üzerinden yürümüş. Ama daha bitmedi. Bir de İsrailli bir yetkilinin konu hakkında Rogin'e verdiği açıklamalara bakalım:

"Bu gelişmeler konusunda çok heyecan duymuyoruz. Bir çeşit ödün. Doğası itibariyle araştırmacı değil. Bir panel. Bizim için yeterli olabilecek dengeli ve adil bir panel."

İsrailli yetkilinin açıklamalarına göre bu panel, Türkiye ve İsrail arasında köprülerin tamir edilmesi için gerekli bir adımmış. Peki ne kadar başarılı olabilir? Yukarıda verdiğimiz ABD ve İsrailli yetkililerin açıklamalarına bakılırsa bu komisyon tamamen bir makyaj. Bu iddiamızı destekleyecek son bir bilgi daha verelim.

Rogin yazısında Türkiye adına çok vahim bir iddia da bulunuyor: "Araştırmacı değil tamamlayıcı" komisyon ile yaşanan katliamın üzerine gidebilecek çok "daha ciddi" bir komisyonun kurulma ihtimali sıfırlanmış oldu. Çünkü aynı zamanda BM İnsan Hakları Konseyi de bu olayı araştıracak bir komisyon kurmak üzere harekete geçmişti. Kurulması muhtemel bu komisyonda ise, İsrail'i açık açık eleştiren ülkelerin temsilcileri olacaktı. Oysa yeni kurulacak komisyon ile bu gelişmenin önüne geçilmiş olundu.

Peki ABD'nin bu komisyon "oyunu", sadece İsrail sevgisinden mi kaynaklanıyor, yoksa kendi çıkarları söz konusu olduğu için mi böyle bir taktik izledi? Rogin'e göre ABD "ciddi" bir komisyonun önünü keserek aslında kendisini sağlama almış oldu. Çünkü İnsan Hakları Konseyi'nin kuracağı türden bir komisyon, ABD'nin Irak ve Afganistan'da işlediği iddia edilen insan hakları ihlallerinin gelecekte incelenmesi için başka komiyonların önünü açabilirdi.

Geçenlerde gene The Foreign Policy dergisinde kısa bir yazı yayınlanmıştı. Yazının ana fikri şuydu: ABD, hem Irak hem de Afganistan'da savaşırken, İsrail üzerinde insan hakları üzerinden baskı kuramaz. Gelişmeler bu iddiayı doğrular nitelikte...

www.iyibilgi.com özel



Bu haber 1,438 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,303 µs