İkisinden biri devrilecek: Gökçek, Çölaşan’a karşı!

Aralarındaki tartışmalar-belki husumet demek lazım-sık sık mahkemelere yansıyan, birbirlerine tatsız “kısaltmalarla” hitap eden,  her uygulama ve yazıları birbirleri tarafından yerden yere vurulan Gökçek ve Çölaşan nihayet kozlarını paylaşacak.

TGRT’de yayınlanacak “Ankara'nın Gündemi” programında iki saat canlı yayında kalacak Çölaşan ve Gökçek’in yüzyüze gelmeye nasıl cesaret ettikleri ise ayrı bir tartışma konusu.

Zira bu yüzleşmeden, elle tutulur ve işe yarar bir fayda sağlanması ihtimali zor. Muhtemelen sayısız söz kesme, asla arzu edilmese de hakarete varan ağır ihamlarla geçmesi muhtemel program, eninde sonunda bir galip de sunacak kamuoyuna.

Bu nasıl oldu?

Bir önceki programa katılan Melih Gökçek, Emin Çölaşan’ın maddi varlığı ile ilgili iddalar ortaya atmış, bunun üzerine Çölaşan programı ertesi gün arayarak söz hakkını kullanmak istediğini, Gökçek’in de katılmasında bir sakınca olmadığını bildirmişti. Gökçek de bu teklifi kabul etmişti.

Programda öncelikle Çölaşan mal varlığı ile ilgili iddialar ile Gökçek’in Kuğulu altgeçitlerine yönelik yolsuzluk iddialarının konuşulması bekleniyor ama bu sadece “temenni” olarak kalabilir.

Çünkü tarafların birbiri hakkında geçmişten kalan ve gündeme getireceği çok sayıda konu bulunuyor. Bu yüzden her iki taraf da harıl harıl bu geceye hazırlanıyor. Zaten tarafların programla ilgili söylemleri de bu yönde.

Melih Gökçek…

“Tam 12 yıldır bugünü bekledim. Allah’a çok şükür ki o günü yakaladım. Son 12 yılın hesabını soracağım. Başta rahmetli Turgut Özal olmak üzere pek çok kişinin ahını aldı. Hepsinin adına konuşacağım ve göreceksiniz bir daha gazetecilik yapamayacak. Onun nasıl bir gazeteci olduğunu belgeleriyle ortaya koyacağım. Buna karşılık ne söylerse belgesini isteyeceğim.”

Emin Çölaşan…

“Gökçek’ten beklediğim, o iddialarını yüzüme karşı kanıtlamasıdır. Belgelerini  almalı ve kanıtlamalıdır. Zerre kadar onuru ve haysiyeti olan bir belediye başkanı söylediklerini herhalde kanıtlamakla yükümlüdür. Eğer hakkımda başka şeyler biliyorsa onların da belgelerini elbette getirecek ve beni rezil etmeyi başaracaktır.”

Bu işten kim kazançlı çıkar?

Emin Çölaşan ve Melih Gökçek üzerinden bir analiz yapıldığında, iki saatlik bu programdan kimin kazançlı çıkabileceği konusunda eldeki veriler şöyle.

1. Muhtemelen her iki taraf kendini güçlü hissettiği bir konu üzerinde sabitlenmeye çalışacak ve “belgeleyemediği” konulardan-daha önce iddia etmiş olsa dahi-uzak kalmaya çalışacak.

2. Diğer taraf ise rakibini zayıf olduğu noktaya çekmeye çalışacağından burada bir sıkışmaya ve sertleşmeye giden kısır döngülere rastlanabilir.

3. Garip ama Melih Gökçek’in TV ve canlı yayın tecrübesi daha çok. Ayrıca kendine has bir tartışma üslubu bulunuyor ve bunu zaman içinde çok geliştirdi. Polemik sever tarafı avantaj. Hızlı ve hazır cevapları hemen bulabiliyor.

4. Emin Çölaşan 30 yılı aşan gazetecelik tecrübesine sahip. Stres altında yaşamayı ve kontrol etmeyi biliyor. Meseleye odaklanan bir yapısı var. Bu yüzden canlı yayında Gökçek’in vereceği bir açık ya da zaafiyet sonu olabilir. Çölaşan yılmadan bu yarayı kaşıyacaktır.

5. Çölaşan’ın dezavantajı ise Gökçek’e göre daha “yalın” bir konuşma tarzının bulunması. Yazılar da bu üslup işe yarıyor ama TV’de zayıf kalabilir.

6. İki taraftan da “sürpriz” gelebilir. Bugüne kadar basına yansımayan ama sürpriz dosyalar ortalığa saçılabilir. Çölaşan bu konunun uzmanı. Sayfalar dolusu metni masanın üzerine yığabilir.Ancak Gökçek'in bugüne kadar özenle uzak durduğu bu tartışmayı kabul etmesini elindeki güçlü bir koza bağlayanlar da var!

7. Bu konuda Gökçek’in avantajı ise dersine çok iyi ve çok malzemeyle çalışması. Her türlü teknik donanım ve bilgiden yararlanıyor ve bunları kullanıyor. Seyircinin aklında ne kalacağına ilişkin iyi bir burnu var. Bu ciddi bir avantaj.

8. Bel altları: İki tarafında çok kızdığı ve hemen sinirlendiği konular mevcut. Emin Çölaşan mal varlığı ile ilgili konularda çok hassas ve yüzde yüz haklı olduğu noktalarda bile sinirine hakim olamayabilir. Gökçek ise oğlu konusunda çok reaktif. Özellikle politikaya hazırladığı oğluyla ilgili bir konu gündeme gelirse konrolünü kaybedebilir.

9. Her iki tarafta bunların dışındaki “ağır” dosyaları gündeme getirecektir. Kendi önüne sürülecek bu türden dosyalara verilecek yanıtları da hazırlayarak. Ancak bu dosyalar büyük olasılıkla daha önce yargıya yansımış ve iki taraftan birinin haklı olduğuna karar verilmiş konular olabilir. Böyle onlarca dava bulunuyor.

10. Bu tartışmada önemli bir nokta da sunucular. Bu tür yüksek tansiyonlu programlar ayrı bir yönetim biçimi vee tecrübe gerektiriyor. Oysa Ankara'nın Gündemi programının formatı buna uygun değil. Progamın iki sunucusu da konuklarına fazla karışmayan, genellikle bir sorudan sonra uzun uzun sözü misafirlerine bırakan yapımcılar. Esasen sert ve polemiğe dayalı programlardan  çok haz etmiyorlar, alışkın da değiller. Eğer derslerine iyi çalışmazlarsa, programın konrolünü ellerinden kaçırabilirler.

www.iyibilgi.com