FLAŞ… Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek'in, görevde iken yazdığı günlüklerde Türkiye'yi ayağa kaldıracak iddialar var. Günlükte, Hilmi Özkök'ün genelkurmay başkanı olduğu dönemde yapıl" /> FLAŞ… Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek'in, görevde iken yazdığı günlüklerde Türkiye'yi ayağa kaldıracak iddialar var. Günlükte, Hilmi Özkök'ün genelkurmay başkanı olduğu dönemde yapıl"/>

En Sıcak Konular

Deniz Kuvvetleri eski komutanın ŞOK günlüğü!

0 0 0000 00:00 tsi
Deniz Kuvvetleri eski komutanın ŞOK günlüğü! FLAŞ… Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek'in, görevde iken yazdığı günlüklerde Türkiye'yi ayağa kaldıracak iddialar var. Günlükte, Hilmi Özkök'ün genelkurmay başkanı olduğu dönemde yapıl

İşte günlükten notlar:
 
10 Ekim 2003
 
Öğleden sonra Aydın Doğan geldi. Kendisine gazzeteci olarak mevcut ddüzene destek vermemesini, bu işin sonuna gelmekte olduğumuzu anlatım. Kendisi de günah çıkkarmaya gelmiş. Üzerine atılan pisliklerle ilgisi olmadığını ve Cumhurbaşkanı'nın Meclis'in açılışında yanlış hedef gösterdiğini, kendisinin medya ttekeli yarratmadığını ve aima dürrüst temiz bir gazzete patronu olduğunu söyledi.
 
5 Aralık 2003
 
akşam üzeri Cumhuriyet gazetesinden Balbay (Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay-Nokta) aradı. "Başbakan'a zor annlar yaşatmışsınız doğru mu" dedi. Ben de "hayır" dedim. (Balbay, Askeri Şura'daki tartışmalara göndermeler yapıyor-Nokta)
 
8 Aralık 2003

Taylan Bilgel ile Aydın Doğan için konuştum ve kenndisine "Bizim artık medyadan desteğe ihtiyacımız var. Hep bize, size güveniyoruz, diyorsunuz ama medya bize gerekli desteği vermiyor. Olayları hükümete karşı kullannmaları lazım. Teslimiyet bizi de iş yapamaz duruma sokar. Medya herkesi uyarmak zorunndadır. Aksi halde desteğimizi kaybederiz. Halk neler döndüğünü bilmelidir. bu da ancak en etkili olarak medya kanalı ile olacaktır" dedim. Aydın Bey'e ileteceğini ve hatta kendisi ile beraber yemmek yememizi tavsiye etti.
 
18 Aralık 2003
 
Akşam yemeğe Mustafa Özkan ve eşi ile kara KUvvetleri Komutanı ve HVKK geldiller. MÖ bize gelmeden önce Süleyman Demirel'e uğramış ve bize ondan bazı mesajlar getirmişti. MÖ ile konuştuğumuz konuların özeti şöyleydi.
 
Basın ile aramızı nasıl düzeltebiliriz, iye konuştuk. Kendisi bu işin zor olduğunu, hepsinin kendi ticari işleri nedeni ile hükümete göbekten bağlı olduklarını ve kolay kolay hükümet aleyhine bir yazı yazamayacaklarını, hepsinin devllete borcu bulunduğunu anlattı. Bilhassa Aydın Doğan üzerinde durarak, en büyük medya pattronu olması nedeniy ile aramızı nasıl düzelltebileceğimiz kkonusunu araştırrdık. Kolay olmayacaktı ama MÖ bize tüm medya patronlarına iyin kötüye gitttiğini ve tedbir alınmazsa çok geç olacağı konusunu anlatarak onları iknaya çalışcağını söyledi.
 
25 Aralık 2003

Tuncay Özkan (Özkan bugün künülTürk TV kanalının sahibi-Nokta) daha önce Show TV'de görev yapıyordu. Ancak, bu hükümet kendi aleyhinde yayın yapan tüm kişileri ya olldukları gazetelerden çıkkarttı ya da tv'lerden uzaklaştırdı. Kemal Yavuz general de aynı durumda. Ben de kendileine yardım edebilmek için MÖ ile konuştum. Tuncay Özkan, Müfit Gürtuna'nın (Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı/AK Parti'li-Nokta) İstanbul TV'sini satın almak istiyor ve AKP'nin yerel seçimlerde İstanbul'dan çıkartacağı adaya karşılık Ali Müfit Gürtuna'nın birleşik cephenin adayı olarak gösterilmesini koordine ediyor. Şimdilik ANAP ve DYP ile anlaşma sağlamış.

7 Ocak 2004

Tuncay Özkan'ın ziyareti... Benden OYAK'ın kurulacak şirkete hissedar olmasını ve böylece BAŞBAKAN RECEEP TAYYİP ERDOĞAN'a karşı bir çeşit koruma sağlamayı istedi. Ben de, kendisine elimden geleni yapacağım, dedim. Bana kendi hazırladığı "Türk Medyası" ile ilgili bir kitap verdi. İçinde her türlü ilişki ve rezaleti bulabilirsiniz, dedi. Medya desteği olmadan ulusalcıların BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN ve partisi ile başa çıkması mümkün değil. Bu nedenle TÖ'nün desteklenmesi gerekir. Bende uyandırdığı intiba dürüst ve yılmayacak bir kişi. Bilgili bir görüntüsü var. Hiç değilse mesleğini iyi billdiği intibaı uyandı.

10 Ocak 2004

Akşam Jandarma'nın Anıtepe'deki tesislerine gitttim. Jandarma Genel komutanı ile beraber Aydın Doğan ile yemek yiyecektik. aydın Doğan'ın yanında Mehmet Ali Yıllmaz ve Fikret Bila (Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi-Nokta)) vardı. Beraber olmamızın amacı AD'a bazı mesajlar vermekti. Öncelikle basının satılmış bir hale geldiğini değerlendirdiğimizi, kendisinin bu konudaki görüşünnün ne olduğunu. İkinci olarak bu hükümete karşı hepmizin aynı gemide olduğunu ve bu gemi batarsa hepimizin batacağını. aleyhimize yazı yazanlara kendi grubunda destek vermemesini söyleyecek ve onlarında son günlerdeki olaylar hakkkındaki görüşlerini alacaktı. Nitekim konuşmalarımız bu merkezde devam etti. Kendisi bize medyanın ekonomik durumunu izah etti. Ona göre medyanın kendisi hariç bütün patronları hükümete muhtaç hale getirilmişti. Bu nedenle hükümete karşı çıkmaları mümkün değildi. Karşı çıkanların hayatı söndürülecekti. Nitekim bazı yazarlar hükümet aleyhine yazdıkça rte'nin (Recep Tayyip Erdoğan-Nokta) şahsi müdahaleleri ile kendileri işten çıkartılmışlardı. TUncay Özkan, Sedef Kabaş televizyonlardaki bazı programlar gibi. bu arada Tuncay Özkan'ı çok sevdiğini, ama kendisine şu sıralarda yapamayacağını söyledi. Yemek bittiğinde ben sizim mesajınızı aldım, dedi. Ben de kendisine "İşadamı olarak bazı sıkıntılarınızın olabileceğini anlıyoruz. Ama bazen hükümet lehinde de yazmamak karşı tarafa destek vermektir" dedik.

10 Mart 2004

Bugün sabah gazzeteleri aldığımızda çok ilginç bir haberle karşılaştık. (Hürriyet gazetesinde yayımlanan ve aynı yıl "yılın haberi" ödülüne layık görülenn "sosyetik fişleme" manşeti-Nokta) Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yayınlanan birer evrak ile birçok kişi fişlenmek üzzere kaymakamlıklardan bilgi isteniyordu. Doğal olarak bu haber inanılmaz etki yaptı ve ortalığı karıştırdı. Böyle bir bomba habere ihtiyacımız yoktu. Şimdi herkes tekrar TSK'ya yüklenecekti. Bence haber bilinçli olarak yazılmıştı. Haberi yavaş ve bilinçli okuyan her kim olursa olsun buun bir saçmalık olduğunu ve haberde iddia edildiği gibi bir sorun olamayacağını görecekti. Nitekim haberi araştırdığım zaman gördüm ki Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Kmutanlığıyla ilgisi yok. Kara Kuvvvetleri Komutanlığı yıllık yayılanan haber toplama planını 1. Ordu'ya göndermiş. Plan o arada Ordu Komutanı'nın haberi olmadan bu hale getirilmiş. İktidara yranmak isteyen Hürriyet Gazetesi Sahibi Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök de hiç düşünmedden bu haberri yayınlamışlardı. Basın üzerindeki baskı devam ediyor. Genelkurmay Başkanlığı cevabı ise ayrı bir alem. Aynı gün yapılan açıklamada haber doğrulanmış ve inceleme  başlatıldığı açıklanmıştı. Bu ne demekti. Kimse birşey anlamadı. Bu hafta içinde hep sivil arkadaşlarım ile beraber olduğum için bana rahattlıkla neler hissetttiklerini anlatıyorlardı. Herkes son derece rahatsızdı ve Kara Kuvvetleri Komutanı'nı suçluyorlardı.

15 Mart 2004

Tuncay Özkan yanında yeni kurmakta olduğu TV istasyonu (Kanaltürk-Nokta) yöneticisi ollacak Kerim Can ile beraber geldi. Çok oturmadılar. Bana OYAK'ın reklam teminatı verip veremeyeceğini sorrdu. Esas bunu öğrenmeye gelmişler. Bana göre dehşetli bir istihbarat bilgisi var. Yazdığı kitabı verdi. CIA ve Kürtler. OYAK'ınn reklam için teminat belgesini vermeyececğini söyledim.

21 Temmuz 2004

Can Ataklı geldi. Gelmeden önce ne isteyebileceğini düşündüm. Bir çok konu arasında patronun askerlik konusu olabileceği aklıma geldi. kendisi ile daha önce hiç karşılaşmadım ama STAR televizyonunda, bilhassa televizyon kanalına el konulluncaya kadar, cesaretli çıkışlarıyla tanıyordum. Ama ben bu çıkışları daha ziyade patronu Uzan'lar ile ilgili değerlendiriyordum. Bu hükümet Uzan ailesnin canına ot tıkadı ve onların haysityelerini beş paralık etti. Daha da üstüne gidiyorlar. Son olarak da Aydın Doğan grubunun ortaya çıkardığı asskerlik meselesi var.

Cem Uzan daha önce bütün Kuvvet komutanlarından randevu istemişti ama hiçbirimiz kabul etmemiştik. Ataklı'nın niye geldiğini bilmemekle beraber, askerlikli ilgili olarak geldiğini tahmin ediyordum. Nitekim bana kendi durumunu uzun uzun anlattıkktan sonra sadede gelerek askerlik sorununu açtı. Kendilerinin haklı olduklarını ama yargının korku ile bir karar veremediğini ve aralık ayında Uzan'ın askere alınacağını söyledi. Ayrıca mahkeme başlasa  ellerinde kendilerini temize çıkaracak belgeler olduğunu ilave ettti. Kendisine "Bu davaların kuvvet komutanlıkları ile ilgisi yoktur. Muhatap MSB'dir. Konuyu bize sormazlar bile." dedim. Ben sadece sizin bilmeniz için anlatıyorum, dedi. Haklı olduğu yerler var. Adamların mallarına el konma şekli tam bir zorbalık.

Nokta Dergisi’nin bu haberi Süperpoligon.com sitesinden alınmıştır.



Bu haber 319 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,612 µs