İstihbarat örgütleri ajan kapmak için nasıl yarıştı?

0 0 0000 00:00 tsi
Asker krizi, gerilimi yükseltiyor. İran’ın bu adımı neden attığı sorgulanırken, kimileri İstanbul’da kaçırılan Asgeri’yi işaret ediyor. Öte yandan geçmişe ait belgeler İstanbul’da yapılan bu operasyonların yeni olmadığını gösteriyo

İran-İngiliz gerilimi had safhada. Bunun sebebi oldukça açık. İran geri adım atmıyor. Çünkü elinde çok önemli bir koz var. o da şu: İngiltere de askerlerinin sınır ihlali yaptığının farkında. Ancak İngiltere bu iddiayı henüz reddediyor. Dün İngiltere, bu şekilde devam ederse, yani İran askerleri serbest bırakmazsa yeni bir aşamaya geçileceği şeklinde bir tehditte bulundu. O sırada İstanbul’da olan Dışişleri Bakanı Beckett de benzer bir üslup kullandı. Beckett Türkiye’deki görüşmelerini yarıda kesip İngiltere’ye dönüyor. Durum kritik.

Daha önce de İran kimi İngiliz askerlerini gözaltına almış, ancak daha sonra bırakmıştı. Şimdi gözaltı süresinin uzamasının ardında konjonktür kadar İstanbul’da kaçırılan İran eski Savunma Bakan Yardımcısı Asgeri olayının da yattığı ileri sürülüyor. İran bu iddiayı yalanladı.

Geçtiğimiz günlerde Asgeri olayı Türkiye ile İran arasında tatsızlık yaratmıştı. Öte yandan arşivde geriye doğru yapılan bir araştırma Asgeri olayına benzer bir girişimin daha önce de yaşandığını ortaya koydu. Asgeri’nin kaçırılıp kaçırılmadığı, ya da iltica edip etmediği henüz belli değil.

Ancak 1994’te Irak istihbaratının iki numaralı adamı İstanbul üzerinden ABD’ye iltica etmiş. O dönemde bu operasyon CIA ve MİT’in ortak faaliyeti olarak ilan edilmiş, ancak uzmanlar MİT’in Türkiye geçiş yeri olduğu için bazı ayrıntılarda rol oynamış olabileceğini belirtiyor. Dahası uzmanlar istihbarat servislerinin elde ettikleri kişileri hemen açığa çıkarmayacağını, onları haber almakta ve operasyonlarda olduğunca kullandıklarını belirtiyorlar. “Elde edilen kişiler ancak kendisinden şüphe edilirse ya da kişi tehlikeye düşerse kaçırılır” düşüncesi uzmanlar arasında yaygın. Eğer Asgeri ABD’nin iddia ettiği gibi iltica ettiyse bu Asgeri’nin belki de uzun bir süre CIA için çalıştığı anlamına gelebilir. Ancak bu aynı zamanda İran’ın Asgeri’nin bağlantılarının farkına varabildiğini de gösterir. Daha önemlisi, ABD’nin İran’ın Asgeri’nin kendisiyle olan bağını çözdüğünü öğrenebilmiş olması. Eğer bu ihtimaller gerçekse, İran’ın içerisinde CIA bağlantısının Asgeri’den ibaret olmadığı kesin.

Asgeri’nin kaçırılması İran’ın canını sıkmışa benziyor. Ancak arşivde yapılacak küçük bir çalışma en güçlü olduğu varsayılan istihbarat örgütlerinin bile benzer bir tehlikeden kendisini koruyamadığını gözler önüne seriyor. Örneğin doksanlı yıllarda Rus ajanlarını izlemekle görevli bir CIA mensubunun, KGB ajanı olduğu anlaşılmıştı. KGB, dünyanın en güçlü istihbarat kuruluşlarından biri olan İngiliz Gizli Servisi’ni, dört üst düzey görevliyi angaje ederek talan etmişti. Bunlardan ikisi, Asgeri olayında da olabileceği gibi, Rusya’ya kaçırılmıştı. Biri kimliğini açıklamak koşuluyla serbest kaldı, diğerinin ise ismi hiç açıklanmadı. Hatta İngiliz gizli servisinin başı olduğu bile iddia edildi. (Bu haber hazırlanırken Mahir Kaynak’ın Komplo Yok kitabından yararlanılmıştır)

iyibilgi.com

Bu haber 342 defa okundu.