Amerika silaha doymuyor!

0 0 0000 00:00 tsi
Irak ve Afganistan'a saldıran ABD yönetimine silah alımlarını arttırması yönünde baskı yapılıyor. Şu anda dünyada savunma harcamalarının büyük bir bölümünü gerçekleştiren ABD silaha ne kadar yatırım yapacak?

Sedat Laçiner'in yazısı:

Zavallı Pentagon

Süper güç olmak zordur. Küresel güçseniz tüm küre üzerinde temsil edilmeniz gerekir. Hele bir de tek süper güçseniz herkesin sizden beklentileri vardır. Sistemdeki arızaları sizin gidermeniz gerekir. Nerede sistemi tehdit eden bir düşman çıksa sizin çıkarlarınızı doğrudan tehdit etmese de ona müdahale etmek zorundasınızdır. Çünkü sistem, sizin sisteminizdir.

Kürenin düzenini kurmak ve onun lideri olmak çok sayıda avantajlar da getirir. Ancak onu korumak ve devam ettirmek sorumluluğu çoğu kez daha önceki küresel güçlerin sonunu hazırlamıştır. Şartlara uyum sağlayamayan ve sadece askeri gücünü arttırarak açığı kapatmaya çalışan küresel güçler sıradan güçlere dönüşmüşlerdir. Anlaşılan o ki ABD de o yoldadır.

***

Amerika’nın establishment tarafından çıkarılan dergisi Foreign Affairs’in son sayısında (Mart-Nisan 2007) ilginç bir yazı kaleme alındı. Martin Feldstein imzalı makaleye göre Pentagon’un (Amerikan Savunma Bakanlığı) daha çok paraya ihtiyacı var. Feldstein 20. yüzyılda yeterli olan bütçenin 21. yüzyılın sorunlarına yanıt vermeye yetmeyeceğini yazıyor.

Martin Feldstein Harward Üniversitesi hocalarından ve Ekonomik Araştırmalar Ulusal Bürosu’nun Başkanı ve CEO’su.

Bilindiği üzere Pentagon’un yıllık harcaması 550 milyar doları aşıyor. Bu rakam ABD’yi takip eden 40 ülkenin savunma bütçelerinin toplamından çok daha fazla. Fakat bu da yetmiyor. Pentagon hep daha fazlasını istiyor. Özellikle Irak ve Afganistan birer dipsiz kuyuya döndü. Ne kadar harcasanız, bir o kadara daha ihtiyaç var. Dahası buralarda daha fazla harcama yapmak daha fazla harcama kalemini kalıcı bir şekilde Amerikan bütçesine ekliyor. Buna karşın zafer bir türlü gelmiyor.

Feldstein’a göre Amerika’yı yüksek savunma bütçelerine zorlayan 4 temel tehdit var:

1)      ABD, Rusya ve Çin gibi ülkelere karşı savaş gücünü yüksek düzeyde tutmak zorunda,

2)      İkinci sırada “küçük bölgesel güçler” sayılıyor. İlginç bir şekilde verilen 3 örnek Kuzey Kore, İran ve Pakistan. Çünkü bunların kitle imha silahları (WMD) var ve er veya geç ABD’yi ya da müttefiklerini vurabilirler. Bu ülkelerden Kuzey Kore ve İran’ı anlayabiliyorum, ancak Pakistan’ın da buraya eklenmesi ilgi çekici.

3)      El Kaide tarzı küresel devlet dışı terörist ağlar ve gruplar.

4)      Amerika karşıtlığı, nefret ve kendi hükümetlerine muhalefetle güdülenmiş, uzun dönemli hedefleri olmayan bağımsız teröristler.

Yazar bu ‘yeni tehditlerin şu alanlarda yeni harcamalar gerektireceğini düşünüyor:

-          İstihbaratın artan önemi için yeni personel ve diğer ihtiyaçlar, (Yazar bunun için İngiltere’nin IRA’ya karşı istihbaratçılarının sayısını nasıl arttırdığını örnek veriyor)

-          Yeni tip düşmanlar yeni Amerikan askerlerine ve denizcilerine ihtiyaç duyacaktır,

-          Yedek birliklerin ve Ulusal Muhafızlar’ın rolü değişmek zorundadır. Bunların Irak gibi yerlerde görev alması doğru değildir, bu ulusal ekonomiyi de rahatsız etmektedir. Bu nedenle ABD Ordusu daha fazla aktif askere ihtiyaç duyacaktır ve Ulusal Muhafızlar’a ulusal (iç) güvenlikte daha fazla rol düşecektir,

-          Daha fazla bütçe tükenen askeri malzeme ve teknolojik yenilenme için gereklidir,

-          Diğer ülkelerin terör vs. ile savaşımını kolaylaştıracak artması gereken uluslararası yardımlar,

-          İçeride güvenliği sağlamak için gerekecek yeni bütçe artışları.

Yazar şu anda savunma harcamalarının ABD ulusal gelirinin % 4’ünü oluşturduğunu hatırlatarak, bunun gelirle kıyaslanınca düşük bir rakam olduğunu savunuyor. Bunu kanıtlamak için de Vietnam Savaşı’ndan önce ABD’nin savunma harcamalarının milli gelirin % 9.3’ünü oluşturduğunu, 1979’a kadar bu oranın % 4.7’e kadar düştüğünü belirtiyor. Reagan döneminde ise ABD’nin savunma harcamaları gelirin % 6’sına kadar yükselmiş. Bu çerçevede ilk etapta ABD’nin savunma harcamalarını gelirinin % 6’sına kadar çıkarması Martin Feldstein’a göre öncelikli hedef olmalı. Bu da bugünkü rakamlar ile alındığında 1 trilyon doları aşan bir bütçe yapıyor. Hatırlatmak isteriz yaklaşık 1 trilyon dolar 2006 yılı itibariyle tüm dünyanın savunmaya harcadığı paranın ABD dâhil toplamı ediyor.

***

Anlaşılan o ki ABD önümüzdeki dönemde geçmiş küresel güçlerin hatasına düşmeye devam edecek. Daha fazla para ve askeri güç ile liderliğini korumaya çalışacak. Oysa ki yukarıda sayılan tehditlerin çok azından bu kadar büyük bütçelere ihtiyaç var.

Savaş lobisi çalışıyor.

Önce ölüm gösteriliyor, ardından sıtmaya herkes razı oluyor. 11 Eylül’ü kimler, neden yaptı bilinmez. Ancak bundan en büyük faydayı Pentagon’un, CIA’in ve diğer güvenlik birimlerinin sağladığı muhakkak. Amerika’yı korumada ne kadar başarısız olurlarsa o kadar çok bütçeye ve olanaklara kavuşuyorlar.  

21 Mart 2007
USAK Stratejik Gündem

Bu haber 310 defa okundu.