ASKİ, CIA Bürosu mu bastı?

Ne kadar doğrudur bilinmez… Ama öykünün başlangıcı Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ABD’nin Ankara Büyükelçiliği arasındaki basit bir husumetten başlıyor.

Bir süre önce Atatürk Bulvarı’nda bulunan Amerikan Elçiliği’nden, bu yol üzerinde yapılacak çalışmalar ve çirkin görüntü yüzünden, elçiğin etrafındaki siyah renkli çelik korumaları kaldırması isteniyor.

Elçilik bu-ricayı diyelim-umursamıyor ve koruganları da kaldırmıyor. Çirkin görüntü bir tarafa, Büyükşehir’in burada yapacağı işler aksıyor. Şunu söylemek de lazım... Bu yol Ankara’nın en işlek güzargahlarından biri olduğu gibi aynı zamanda protokol yoludur.

Türk Belediye Başkanı’na bu yapılır mı?

İş uzuyor. Gelen evrek giden evrak sinirler geriliyor ama Büyükşehir, Amerikan elçiliğini-haklılığına rağmen-ikna edemiyor. İnatlaşma başlıyor ve dışarıya yansıtılmayan bir husumet doğuyor.

Başkan Melih Gökçek bu tür konularda zaten “pinpirikli” olduğundan konuyu bir yere not ediyor ve zaman zaman yeri geldiğinde dillendiriyor. Bir zaman sonra, ASKİ’nin kaçak su kullananlar ve kaçak sayacı bulunanları tespit için başlatacağı bir operasyonun emrini veriyor ve “kimsenin gözünün yaşına bakmayın, kim olursa olsun yakalayın cezalandırın” emrini veriyor!

Tabii bu arada “Bakın bakalım şu adamların bir açığı, borcu falan var mı” deyip demediği bilinmiyor. ASKİ ekipleri operasyon sırasında “rastladıkları” bir “depo-konut”un iki sayacının bulunduğunu, bunların kaydının bulunmadığını, kaçak olduklarını tespit ediyor.

Depo olarak kullanılan bu konut Çankaya ilçesinde kalbur üstü bir semtin Portakal Çiçeği Sokağı’nda. Konut ABD elçiliğine ait çıkıyor. Fakat Atatürk Bulvarı’ndaki büyükelçilik binası, Paris Sokak’taki hizmet ve müştemilat binaları veya Büyükelçi Wislon’un oturduğu Tahran Caddesi’ndeki ev değil. Apayrı bir yer.

Dahası burada 26 yıldır (!) kaçak su kullanıldığı, parasının ödenmediği tespit edildiğinden, mülk sahibi belediyeye “kayıt da yaptırmadığından” ASKİ cezayı kesiyor. Tam 100 bin YTL.

Safe House!..

Mesele şimdilik bu kadar. Ancak atlanan bir nokta bulunuyor. Amerikan istihbarat teşkilatı CIA, büyükelçiliği bulunan ülkelerde bir istihbarat istasyonu barındırır. Bu elçilik içindedir. Ancak bu ülkedeki operasyonlarının Büyükelçilikle ilişkilendirilmemesi için, istihabarat elemanlarının rahat ve güvenli kalabilecekleri, kimsenin bilmediği-hatta kendi yöneticilerinin bile-evler tutar veya satın alır.

Bu gelenek özellikle soğuk savaş dönemi veya belirli dönemlerde özellikle ilgilenilen ülkelerde çok yaygın olarak kullanılmıştır ve muhtemelen kullanılmaktadır. İşte bu evlere “safe house” denir.

Bunun için konut-deponun kullanılmaya başlandığı tarihe bakmak, ne zamandan beri kayıtsız sayaç kullanıldığını bilmek önemli. Bilgiler bu tarihin "en geç" 1981 yılı olduğunu gösteriyor. Yani Türkiye için oldukça ilginç bir dönem.

Bir başka gariplik depo olarak kullanılan binanın 26 yıllık birikmiş su borcu bulunması. Yani depoda su kullanılmış ve cezasıyla birlikte 100 bin YTL’yi aşıyor. Şimdi depo olarak kullanılıyor bile olsa bir zamanlar oldukça faal olduğu belli. iyibilgi.com

Elbette konut-depo resmi bir kaydının bu kadar zamandır olmaması da çok ilginç. Kim kalmıştır, ne yapmıştır, ABD buna neden itiyaç duymuştur, muhtarlıktaki kayıtlar da neler vardır, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bilgisi var mıdır, hepsi meçhul.

Ama meçhul olmayan şu… ASKİ operasyonu ABD’nin Ankara’daki bir “depo-konutuna” operasyon düzenlemiş, suç unsuru bulmuş, cezayı da kesmiştir. CIA tarihe Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından yakalanan ilk istihbarat örgütü olarak geçecek mi bilinmez ama şimdilik Melih Gökçek intikamını almış görünüyor. Sıra şimdi Amerikan hamlesinde!
www.iyibilgi.com