iyibilgi özel" /> iyibilgi özel"/>

En Sıcak Konular

Zil takıp oynamak mı? Bir daha düşünün

10 Haziran 2010 09:52 tsi
Zil takıp oynamak mı? Bir daha düşünün "Türkiye'nin BM kararı, İsrail'e zil takıp oynattırır" diyenler çıktı. Yanlış! Zil takıp oynamaz, tam tersine şimdi işi daha zor! iyibilgi özel

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İran'ın nükleer faaliyetlerine yönelik yaptırım kararına Türkiye'nin hayır oyu vermesi Türk dış politikasında bir milad sayılabilecek çapta önemli bir hadise.

Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden Rusya ve Çin'in dâhi evet kullandığı bu oylamada, Türkiye'nin hayır demesi, dahili aydın ve uzmanlarımızı ikiye bölmüşe benziyor. Bir grup, Türkiye'nin böylesine kritik bir oylamada Güvenlik Konseyi daimi üyelerininin Batı kanadına (ABD, İngiltere, Fransa) karşı çıkmasının, kısa vadede yalnız kalmasına, orta ve uzun vadede ise Türkiye dış politikasında Batı ekseninin tamamen terk edilmesine yol açacağını iddia ediyor. Örneğin bir uluslararası ilişkiler uzmanı, oylamadan hemen sonra kapkara bir senaryo çizmişti bile: "Bölgesel güç olma iddiamıza sekte vuracak bir durum. Biz dunyayla çatışan degil, uzlaştıran ülke olmalıydık. Herkese karşı biz uygunsuz. ABD, Rusya ve Çin'e karşı Türkiye. İsrail'in zil takip oynadğına eminim."

Yukarıdaki görüş, genel olarak Türkiye'nin dış politikasını eleştiren kesimin konu hakkındaki düşüncelerini kabaca özetleyebilecek tüm anahtar kelimeleri içeriyor: ABD...İsrail...Dünya ile çatışan...

Oysa, Türkiye'nin bu duruşunu destekleyen öteki kamp, yaptırım kararına 'Hayır' diyen bir ülkenin dünya ile çatışan değil, tam tersine, tüm dünyayı etkileyecek bölgesel bir çatışmayı engellemeye çalıştığını iddia ediyorlar. Bu görüş, resmi olarak hükümetin de politikası aslında. Oylamadan hemen sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı açıklamaya göz atalım:

"İran burada tümüyle yalnızlaştırılmış olsaydı ve biz Tahran anlaşmasının arkasında durduğumuzu deklare etmemiş olsaydık, İran ile müzakere zemini artık kalmayacaktı"

Davutoğlu, Türkiye'nin ABD Başkanı Obama'nın politikalarının önünü açtığını kaydetti. Bu konuda Türkiye'nin tutumunun sürekli olarak Amerikan yönetimine aktarıldığını ve herhangi bir gizli gündemle hareket etmediklerini bildiren Davutoğlu, "tüm bu çabadan sonra, bir günde 18 saat süren müzakerelerden sonra kimsenin Tahran'da varılan anlaşmanın yok sayılmasını bekleyemeyeceğini" söyledi. (Bkz: Kendi imzamıza sahip çıktık)

Davutoğlu'nun sözlerinde üç önemli nokta var:

1) İran'ı tamamen yalnız bırakmayarak, gelecekte müzakere zeminini ayakta tuttuk

2) (Savaş yanlısı neoconlara karşı) ABD Başkanı Obama'nın politikalarının önünü açtık. Yani ABD'nin iç ve dış politikasını doğrudan etkiledik

3) İlkesel bir tavır sergileyerek, dış politikada "güvenilirliğimizi" tescilledik.

Kısaca Türkiye ve Brezilya'nın "ilkesel tutumu" İran gibi tecrit edilmiş ülkelerin daha fazla radikalleşmesine engelleyecek yegane ışıktır.

Biz İsrail'in Türkiye'nin bu tutumu karşısında zil takıp oynaması bir kenara, moralinin bile bozulacağını tahmin ediyoruz. Neden mi? Türkiye'nin bile yalnız bıraktığı bir İran, o masadan kalktığı vakit, bugünkü konumuna nazaran daha fazla radikalleşmeye başlayacaktı. Daha radikalleşmiş bir İran, İsrail'in ekmeğine tereyağı sürecek, askeri müdahale isteğini meşrulaştırıcı "çılgın adımlar" atabilecek hale gelecekti. Oysa şimdi İsrail'in karşısında, yapayalnız kalmış bir İran yok. En ufak bir provokasyona pabuç bırakacak bir İran yok. En azından bizim inancımız, Türk Dış İşleri'nin böyle bir mesaj verdiği yönünde.

Türkiye'nin tamamen İslami kaygılardan dolayı böylesine "radikal" kararlar aldığını söyleyenler içinse, söyleyebileceğimiz bir şey yok. Türkiye ile birlikte hayır oyu kullanan Brezilya da zaten Endonezya'dan sonra dünyanın ikinci en büyük müslüman nüfusuna sahip, değil mi?

www.iyibilgi.com özel



Bu haber 2,072 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,860 µs