En Sıcak Konular

Başına silah dayanan Köşk adayı!

0 0 0000 00:00 tsi
Başına silah dayanan Köşk adayı! Çankaya seçimleri yaklaştıkça Türkiye'de gerilim artıyor. Siyasilerin ses tonundaki sertlik de... Ancak Türkiye'yi demokrasi sınavına tabi tutacak bu seçim Türkiye'nin antidemokratik geçmişiyle yüzleşmesine de yarıyor. İşte geçmişten gelen o korkunç hi

27 Mayıs 1960 darbesinden bir buçuk yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Askerin tek adayı Cemal Gürsel'di. Ali Fuat Başgil aday olunca işler karıştı. İki general başına silah dayayarak Başgil'i adaylıktan caydırdı.

Cuntanın tek adayı Cemal Gürsel'di. Ancak anayasa profesörü Ali Fuat Başgil'in de aday olduğunu açıklaması işleri karıştırmıştı. Ya kazanırsa? Hocanın adaylıktan vazgeçmesi şarttı!.

Bazı olaylar vardır, uzun süreçlerin özeti gibidir. Prof. Ali Fuat Başgil'in 1961 yılında Köşk'e aday olmasının engellenmesi tam da böyle bir olaydı. O olayı ayrıntılı biçimde anlamak, 1960 darbesinin işleyişini ve Cemal Gürsel'in hangi şartlarda cumhurbaşkanı seçildiğini de anlamak demektir. 1893 doğumlu Ali Fuat Başgil, eğitimini Fransa'da yapmış bir önemli hukuk adamıydı. İstanbul Üniversitesi'nde anayasa hukuku dersleri vermişti. Hocaların hocası olarak, 'ordinaryüs' payesine ulaşmıştı. Darbeden sonra Milli Birlik Komitesi'nin attığı 147 öğretim üyesinden biriydi. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra bir Kurucu Meclis oluşturuldu. Kurucu Meclis yeni bir Anayasa yaptı. Bu Anayasa 9 Temmuz 1961'de halkoylamasıyla kabul edildi.

Seçim sonuçları sinir etti
Yeni Anayasa parlamentoyu, Meclis ve Senato olarak ikiye bölmüştü. Meclis 'nispi temsil' sistemine göre seçilmiş 450 milletvekilinden; Senato ise 'çoğunluk' sistemine göre seçilmiş, 40 yaşını aşmış, üniversite mezunu 150 senatörden oluşuyordu. Ayrıca cumhurbaşkanının 15 senatör atama yetkisi vardı. (Bir de 'tabii senatör' adıyla ömür boyu Senato'da oturacak 21 Milli Birlik Komitesi üyesi vardı!) 15 Ekim 1961'de de yeni partilerin katılımıyla genel seçimler yapıldı. Sonuç darbeciler ve yandaşları açısından sinir bozucuydu! CHP 173 milletvekili ve 36 senatörü parlamentoya sokmuştu. Ancak çoğunluk, 'karşı grupta' yer alan ve devrilen Demokrat Parti'nin devamı sayılan partilerdeydi. Şimdi sıra cumhurbaşkanını seçmeye gelmişti. Darbecilerin adayı Org. Cemal Gürsel'di. Onun seçileceğine kesin gözüyle bakıyorlardı. İşte tam bu sırada bomba patladı: Samsun'da AP listesinden bağımsız senatör seçilen Prof. Başgil, Köşk adaylığı için İsviçre'den geliyordu. AP tabanı ve özellikle Ege bölgesinden gelen AP milletvekilleri onu hararetle destekliyordu. Başgil'in geleceği duyulunca bazı AP'liler otomobillerin camına hocanın fotoğrafını asarak kentte gezmeye başlamışlardı. Milli Birlikçilerin canı fena halde sıkılmıştı.

Milli hakimiyet de neymiş?
Hoca uçakla İstanbul'a geldi. Sonra trenle Ankara'nın yolunu tuttu. İlgi öyle yoğundu ki her istasyonda Başgil'e büyük tezahürat yapıldığıiçin tren büyük bir rötarla Ankara'ya ulaşabilmişti. Hoca, İzmir Caddesi'ndeki Barikan Oteli'ne yerleşti. Yanında birkaç AP milletvekili, elinde ise CHP'liler hariç, 120 parlamenterin imzaladığı 'seni destekliyoruz' belgesi vardı. Görüşmeler sürerken bir akşam Prof. Başgil, Başbakanlığa davet edildi. Hoca 24 Ekim günü saat 20.00 civarında Başbakanlığa gitti. Orada kendisini Org. Fahri Özdilek ile Org. Sıtkı Ulay bekliyordu. Kahveler içildikten sonra sadece gelindi: Org. Ulay, özetle, "Gürsel dışında bir adaya izin veremeyiz" dedi: "Milli Birlik Komitesi olarak zor durumdayız. Çünkü Silahlı Kuvvetler Birliği adlı başka bir cunta var. Eğer ısrar ederseniz parlamentonun açılmasına izin vermeyecekler." Ancak Prof. Başgil ısrarlıydı: "Demokrasiden, milli hakimiyetten, aday olma özgürlüğünden, askerlerin halka verdiği sözlerden" filan bahsediyor, adaylıktan çekilmeyeceğini belirtiyordu.

Kılıfından çıkan tabanca 
Tam bu noktada duralım... Ve bu sohbetin 15 dakika sonrasına atlayalım: Prof. Başgil'in Başbakanlık çıkışındaki hali, Akis dergisinde şöyle betimlenecekti: "Yüzü kıpkırmızıydı... Flaşlar patladıkça daha da kızarıyordu... Gözleri faltaşı gibi açılmıştı... Elleri titriyordu... Alt dudağı sarkmıştı... Etrafındakiler olmasa düşecekti..." 21.30 sularında Başbakanlıktan çıkan Prof. Başgil, arkadaşlarından kendisine bir taksi ayarlamasını istedi. Sabaha karşı hesabını kesip otelden ayrıldı ve İstanbul'a doğru yola çıktı. Daha sonra, sadece adaylığı bırakmadığı, senatörlükten de istifa ettiği öğrenildi. Şimdi soralım: Başbakanlıkta neler olmuştu da Başgil'in kimyası değişmişti? Onu böylesine korkutan neydi? Bazı kaynaklara göre "Org. Sıtkı Ulay, bütün gün belinde taşıdığı için ağırlık yapan tabancasını çıkarıp masanın üstüne koymuştu." Peki bu hareket insanın kimyasını değiştirir miydi? Alt dudağını sakıtır mı? Yoksa başka kaynaklarda iddia edildiği gibi, o tabanca kılıfından çıkarıldıktan sonra, hiç de nazik olmayan kelimeler eşliğinde Başgil'in kafasına mı dayanmıştı? Bir soru daha: Acaba o an hocanın aklına, düzmece Yassıada Mahkemeleri sonucunda Eylül 1961'de idam edilen Adnan Menderes, Fatih Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan gelmiş miydi?

Sabah



Bu haber 339 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,570 µs