Komşuda pişer, Musul bize düşer!

Barzani ve kimi zaman da Talabani’den Türkiye’nin Kuzey Irak’a yapacağı operasyon ile ilgili sert tepkiler geliyor. Kuzey Irak Kürt yönetimi savaş boyunca elde ettiği kazanımlardan geri adım atmak niyetinde değil. Bu kazanımları kaybetmek istemiyor. Ancak Türkiye’nin kimilerinin ortadan kalktığını düşündüğü kırmızıçizgileri var. Dahası Ankara’daki kaynaklara göre bu çizgiler hala kalın bir şekilde orada duruyor. Ancak tabiî ki Türkiye’nin tutumunda hiçbir değişiklik olmamış değil. Konjonktürün değişmesiyle Ankara Kuzey Irak’a karşı birçok strateji değişikliğine gitti. Bu stratejilerin odak noktası aynı: Irak’ın toprak bütünlüğünü korumak… Ancak bu bütünlüğün korunması için kullanılan araçlar savaş öncesi koşullara göre bir hayli değişmişe benziyor.

Türkiye artık Irak’taki tüm gruplarla iletişim halinde. Onlara güven aşılıyor. İyibilgi’nin edindiği bilgilere göre Şiiler ve kimi Kürt gruplar da dahil Irak’taki tüm kesimlerle Ankara’nın güvene dayalı bir ilişkisi var. Üstelik bu ilişkiler her geçen gün biraz daha gelişiyor.

Peki, Irak bölünürse, yani o felaket senaryosu gerçekleşirse, Türkiye’nin tutumu ne olacak? Ankara aslında o sert tutumundan vazgeçmiş değil. Öte yandan Irak bölündüğünde arkasından çıkacak savaşlardan sadece Türkiye de sorumlu olmayacak. Bölge öylesine hassas dengeler üzerine kurulu ki iyibilgi’ye konuşan kaynaklar “duvarın küçük bir tuğlasını oynatan duvarın tamamını yıkar ve altında kalır” diyor. Kuzey Irak’ta kurulacak bağımsız bir devlet Irak içinde karışıklık ve çatışma yaratmayacak, büyük bir olasılıkla çevre ülkelere de sıçrayacak. İşte Türkiye bu senaryodan rahatsız ve muhataplarını sık sık bu konuda uyarıyor.

Diğer yandan Türkiye sivil toplumunda ilginç bir tartışma başlıyor. O tartışma Kerkük üzerine değil, daha çok Musul odaklı. Türkiye sivil toplumu çok yakın bir gelecekte Musul’u tartışmaya başlayabilir. Aslında Musul tartışmasını ilk açan Mehmet Ağar olmuştu. Ancak yeni tartışma biraz daha ilginç. Yeni tartışmaya göre Irak bölünürse, yani sınırlar ortadan kalkarsa, Türkiye’nin ilk önce İngiliz mandası altında daha sonra Irak devletiyle yaptığı tüm anlaşmalar ortadan kalkacak. Eski anlaşmalara göre Türkiye’nin Kuzey Irak’taki kimi kentlerle ilgili yasal hakları doğacak. Bu haklar uluslar arası hukuka uygun olacak. Hatta kimilerine göre Abdullah Gül’ün “biz Musul’u birleşik bir Irak’a verdik” sözünün ardında yatan senaryo bu!

www.iyibilgi.com