En Sıcak Konular

Devletin tepesinde iki önemli kriz!

0 0 0000 00:00 tsi
Devletin tepesinde iki önemli kriz! Yeni cumhurbaşkanı seçiminin yarattığı gerginlik tırmanırken, hükümetle yargı ve YÖK arasında ipler iyice gerildi. Gerilimin bir ayağı hükümet, diğer iki ayağı ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve YÖK... İşte o gerilimin perde arkası...

Adalet Bakanı Cemil Çiçek’i by-pass ederek seçimi için toplanma kararı alan HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu), Müsteşar Fahri Kasırga gelmediği için toplanamadı. Başkanvekili Mahmut Acar, Kasırga hakkında “yasal gereğinin yapılması için” tutanak tutulduğunu bildirdi ve suç duyurusunda bulunulacağı işaretini verdi.

Acar, kurulun seçilmiş üyeleriyle birlikte açıklama yaparak Bakan Çiçek’i de “yargı bağımsızlığına karşı duruş, yüksek kurulun faaliyetlerini engelleme ve yargıya müdahale” etmekle suçladı.

KRİZ NASIL BAŞLADI?

Yargı ile hükümet arasında dün kriz noktasına gelen “Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine seçim” kavgası şöyle gelişti:

* Kurul’da bir süredir boş olan 23 Yargıtay, 9 Danıştay üyesinin seçiminin yapılmaması nedeniyle sıkıntı yaşanıyordu. Bakan Çiçek, yasanın boşalmasından itibaren 2 ay içinde seçim yapılmasını öngörmesine rağmen, seçim için aylardır gündem belirlemiyordu.

* Boş üyeliklere seçim yapılmaması 250 üyeli Yargıtay’ın 227’ye, 96 üyeli Danıştay’ın 87 üyeyle çalışmasına yol açtı. Yargıtay Başkanı Osman Arslan, üç defa, iş yükünden dolayı hizmetin aksamaması için seçimin yapılması talebiyle HSYK’ya başvurdu. Benzer sıkıntılar Danıştay tarafından da iletildi.

* Hakim - savcıların atama ve disiplin işlemlerini karara bağlayan, Yargıtay ve Danıştay üyelerini seçen HSYK, Adalet Bakanı ve Müsteşarı ile Yargıtay’dan seçilmiş 3, Danıştay’dan seçilmiş 2 üye olmak üzere toplam 7 üyeden oluşuyor. Kurul, toplantılarını üye tam sayısının katılımı ile yapıyor. Kurul’un toplantı gündemini Adalet Bakanı belirliyor.

* HSYK, geçen hafta Başkanvekili Mahmut Acar’ın başkanlığında yaptığı toplantıda, Müsteşar Kasırga’nın karşı çıkmasına rağmen, 6 üyenin oyuyla 20 Mart’ta (dün) seçim yapılmasına karar verdi.

ÇİÇEK’İN ÖNERİSİ...

* Bakan Çiçek, önceki akşam akşam saat 17.00’de Kurul’a bir yazı göndererek Kurul’un ileriki bir tarih için gündem belirmesinin HSYK Yönetmeliği’ne aykırı olduğunu savundu.

* Çiçek’in yazısında, 27 Mart’ya yapılacak toplantıda Danıştay üyelerinin seçiminin yapılması, ancak Yargıtay üyelerinin seçiminin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine kadar bekletilmesini önerdiği öğrenildi. Kurul üyeleri ise önceliklerinin Yargıtay üyeliği seçimi olduğunu, bu önerinin kabul edilemeyeceğini belirttiler.

* Önceki akşam resmi bir ziyaret için Almanya’ya giden Çiçek, Kurul’un dünkü toplantısına katılmadı. Toplantıya geçilmesi halinde, Çiçek’in yerine kıdemli yedek üye toplantıya katılacaktı. Kurulun seçilmiş 5 üyesi geldiği halde, müsteşar Kasırga veya yardımcısı Mustafa Kökçam toplantıya gitmedi. Bu yüzden, yasa gereği, Kurul toplantıya geçemedi. Kurul, müsteşarın toplantıya katılmadığını ve yerine yardımcısını da görevlendirmediğini bir tutanak altına aldı.

‘MUHTIRA’ GİBİ

* Başkanvekili Acar, HSYK toplantı salonunda Kurul’un seçilmiş üyeleriyle birlikte basın açıklaması yaptı. HSYK’nın seçilmiş 5 asil ve 5 yedek üyesinin imza attığı açıklamayı okuyan Acar, “Bu konuda sorumlular hakkında yasal gereğinin yapılması açısından tutanak da düzenlenmiş ve imza altına alınmıştır” dedi. Acar, Kasırga’nın toplantıya katılmama nedeniyle ilgili bir mazeret bildirmediğini de söyledi.

* Yargıtay Başkanı Arslan’ın Kurul’a gönderdiği yazıları hatırlatan Acar, ’yasal işlemin ne olduğunun’sorulması üzerine “Bakacağız... Bu kurulun da çalışması lazım. Sayın Müsteşar’ın Anayasal görevidir, Kurul toplantılarına katılmak. Bu toplantıya katılmak bize göre hak olmayıp, Anayasal bir görevdir, diye düşünüyoruz. Biz nasıl mazeretimiz olmadan bu toplantıya katılmamazlık yapamayız, ki bizim yedeğimiz de var. Katılması gerekirdi diye düşünüyorum. Önümüzdeki günlerde göreceğiz” dedi. Acar’ın bu sözleri Müsteşar Kasırga hakkında “Görevi ihmal suçundan” suç duyurusunda bulunulacağı şeklinde değerlendirildi.

ÇİÇEK’E SUÇLAMA

Çiçek’in Yüksek Kurul üyelerine gönderdiği yazıda “seçim için gündem belirlenmesinin yönetmeliğin vasfına ve ruhuna aykırılık teşkil ettiğini” ifade ettiğini aktaran Acar, HSYK’nın emsal nitelikteki 28 Mayıs 1992 tarihli kararında da aynı gerekçelerle seçimin 4 Haziran 1992 gününden başlanarak yapılmasına karar verildiğini ve üye seçiminin yapıldığını ifade etti.

* Acar şunları söyledi: “Usule, yasaya ve yönteme aykırı bir hal bulunmamaktadır. Sayın Bakanın kendi imzasıyla Yüksek Kurul’a gönderdiği yazı, yasal dayanağı olmayan sadece kendi kişisel düşüncesini ve tercihini yansıtan bir değerlendirmeden ibarettir. Yüksek Kurul’un kararı karşısında herhangi bir hukuki bağlayıcılığının bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıktır. Bu durum, sadece yargı bağımsızlığına karşı bir duruş, Yüksek Kurul’un faaliyetlerini engelleme, yargıya müdahale niteliği arz etmektedir.”

GÜNDEM KRİZİ

* Acar, HSYK’nın düzenli olarak Salı ve Perşembe günleri toplandığını hatırlatarak, “Bundan sonra da salı ve perşembe günkü toplantılarımızı sürdüreceğiz. Öncelikli gündem maddemiz seçimdir” dedi.

SON SÖZ DANIŞTAY’IN

Başkanlar Kurulu’nun Kasırga hakkında soruşturma açması için Çiçek’in soruşturma izni vermesi gerekiyor. Kurul, Çiçek’in bu izni vermemesi durumunda Danıştay’a Kasırga’nın yargılanması için talepte bulunabilecek. Danıştay nihai kararı alacak.

Kurul’a göre Bakanlık siyasi davranıyor

Adalet Bakanlığı kaynakları, TBMM Adalet Komisyonu’nda bulunan Yargıtay Kanunu Tasarısı’na göre 250 olan Yargıtay üyesi sayısının 150’ye düşürüleceğine dikkat çekiyor. Tasarının yasalaşması ile Yargıtay’a üye seçimi yapılamayacağını belirten Bakanlık yetkililerine göre, Çiçek’in de halen 227 üyesi olan Yargıtay’a yeni üye seçimi yapılmaması gerektiği görüşüyle hareket ettiğine dikkat çekiyor. Çiçek’in iki defa sözlü olarak boş 9 Danıştay üyeliği için seçim yapılmasını önerdiğini, Kurul üyelerinin önceliğin Yargıtay üyeliklerine seçim olduğu gerekçesiyle buna yanaşmadığı belirtildi. HSYK üyelerinin Yargıtay’a üye seçiminde ısrarcı olması, Mayıs’taki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı seçimi ile Aralık’taki Yargıtay Başkanlığı seçimine bağlanıyor. Bakanlık kaynakları, 23 oyun belirleyeci olacağını dikkate alan Kurul üyelerinin, kendi seçecekleri üyelerle bu iki seçimde etkili olabilmeyi istedikleri ve ’siyasi saiklerle’ hareket ettiklerini savunuyor. HSYK kaynakları ise, Çiçek’i Yargıtay Kanunu’ndaki açık hükme rağmen boşalan üyelikler için 2 ay içinde seçim yapılması gerektiği hükmünü çiğnediğini savunuyor. Bakanlığın istediği adayları seçtirmeyeceği için “siyasi” davrandığını savunan HSYK üyeleri, Yargıtay Kanunu Tasarısı yürürlüğe girmeden üye seçiminin engellenemeyeceğini savunuyor. Yargı çevrelerine göre Çiçek’in Kurul’u seçim için toplantıya çağırmamak için tasarıyı öne sürmesi gerçekçi değil. Bu yüzden HSYK açıklamasında Çiçek’e “yargı bağımsızlığına aykırı bir duruş sergilemek ve yargıya müdahale etmek” suçlamaları yöneltildi. HSYK’nın seçilmiş üyeleri 2005’teki açıklamada da Bakanlığı “yargıyı siyasi etki almaya çalışmakla” suçlamışlardı.

*****

Çelik: YÖK Anayasa’yı çiğnedi

YÖK, 15 yeni üniversiteye atanacak rektör adaylarını Cumhurbaşkanı Sezer’in onayına sundu. Milli Eğitim Bakanlığı da dün, “Bu anayasal suçtur” dedi

Yeni kurulan 15 üniversiteye rektör ataması konusu, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile Milli Eğitim Bakanlığı’nı (MEB) birkez daha karşı karşıya getirdi.

MEB mahkeme sürecinin tamamlanmasını beklemeden yeni kurulan 15 üniversiteye rektör ataması girişimini eleştirerek YÖK’ü suçladı.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın dün yaptığı açıklamada, 15 yeni devlet üniversitesinin kurucu rektörleriyle ilgili olarak yapılan yasal düzenlemenin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği, gerekçeli kararın ise henüz yayımlanmadığı hatırlatıldı. Açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin yeni kurulan üniversitelere rektör atanmasını düzenleyen yasayı iptal ve yürürlüğünü durdurma kararından sonra konuyla ilgili oluşan yasal boşluğun devam ettiği ve yasal düzenlemenin yapılması için mahkeme sürecinin tamamlanması gerektiği belirtildi. Yükseköğretim Kanunu’nun kurulu bulunan ve tüm organları teşekkül etmiş olan eski üniversitelere rektör atanması ile ilgili olarak gerekli düzenlemeyi yaptığı belirtilen açıklamada yeni kurulan üniversitelere nasıl rektör atanacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı kaydedildi.

YASAYA AYKIRI

Açıklamada şöyle denildi: Halen 15 yeni üniversiteye YÖK tarafından tedviren rektör ataması yapılmış olup, iş ve işlemler buna göre yürütülmektedir. Hal böyle iken YÖK’ün 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13. maddesine dayanarak söz konusu 15 yeni üniversiteye rektör ataması girişimi kesinlikle Anayasa’ya ve yasalara aykırıdır. Hukuk devletinde Anayasa ve yasalardan alınmayan hiçbir yetkiyi hiç kimsenin veya kurumun kullanamayacağı açıktır. Tüm bu gerekçeler ışığında YÖK’ün tespit edip, Sayın Cumhurbaşkanı’na arz ettiği isimler arasından kurucu rektör ataması yapılırsa, bu kişilerin rektörlüğü ile ilgili olarak meşruiyet tartışması da gündeme gelecektir.

KÖŞK’E GÖNDERDİ

YÖK, geçen Aralık ayında Uşak, Düzce, Ordu, Tekirdağ ve Burdur üniversiteleri için rektör adaylarını 6’dan 3’e indirerek, Cumhurbaşkanı Sezer’e sundu. YÖK, 16 Mart’ta da Genel Kurul toplantısının ardından da Kırşehir, Kastamonu, Rize, Erzincan, Aksaray, Giresun, Çorum, Yozgat, Adıyaman ve Amasya üniversitelerinin rektör adaylarını seçip, Köşk’e gönderdi. Toplantıda açıklama yapan YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç, yeni kurulan 15 üniversiteye rektör atamalarının hukuki temeli olduğunu belirtertti. Teziç, “Yeni üniversitelerin kuruluşuna ilişkin kanunun bir maddesi ortaya çıkacak sorunların çözülmesi konusunda, bundan YÖK’ün yetkili olduğuna dair bir hüküm içermektedir. Bu hüküm karşısında bizlerin rektör atamalarını yapma sorumluluğumuz vardır” dedi. Rektörlerin atanmasında hukuki dayanaklarının 13. madde olduğunu belirten Teziç, ders yılının yaklaştığı dönemde bu üniversitelerde ortaya çıkabilecek sorunları aşmak için muhakkak orada bir sorumlunun bulunması gerektiğini de ifade etti.

ÇARELER TÜKENMEZ

Erdoğan Teziç, “Anayasa Mahkemesi’nin kanunun iptaliyle ilgili gerekçesi henüz açıklanmadı, bu gerekçe açıklandıktan sonra hükümet yeni bir kanun çıkaracağım derse, o zaman nasıl olacak?” sorusunu ise, “Ona da bakarız, çareler tükenmez” diye yanıt verdi.

Atamayı hangi cumhurbaşkanı yapmalı?

YÖK’ün 16 Mart’taki Genel Kurul toplantısının ardından da rektör adaylarını Köşk’e göndermesi, MEB’in tepkisini çekti. MEB ile YÖK arasındaki krizin perde arkasında hükümetin 15 yeni üniversitenin rektörlerinin bugünkü YÖK ve bugünkü Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesine karşı çıkması yatıyor. Hükümet, yeni üniversitelerin rektörlerinin Mayıs ayında görev süresi dolacak olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yerine AKP’nin tercihiyle seçilecek yeni cumhurbaşkanı tarafından atanmasını istiyor. Sezer’in atayacağı rektörlerin 4 yıllık görev süreleri boyunca başta türban olmak üzere çeşitli konularda hükümetin tercihlerine uygun davranmayacağını dikkate alan MEB, YÖK’ün bu atamalar için mahkeme süreci tamamlanmadan YÖK’ün yetkisi olmadığını savunuyor.

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç ise 16 Mart’ta yaptığı açıklamada yeni kurulan 15 üniversiteye rektör atamalarının hukuki temeli olduğunu savunurken yeni üniversitelerin kuruluşuna ilişkin kanunun, ortaya çıkacak sorunların çözülmesi konusunda YÖK’ün yetkili olduğuna dair bir hüküm içerdiğine işaret etti. Teziç, rektörlerin atanmasında hukuki dayanaklarının Yükseköğretim Kanunu’nun 13. maddesi olduğunu da söyledi.

Vatan



Bu haber 286 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,144 µs