En Sıcak Konular

"E" harfiyle besleniyoruz!

0 0 0000 00:00 tsi
Yediğimiz, içtiğimiz hemen her şeyde "E" var. Türk kahvesinin bile "E" hali üretildi... "Eeee, peki bu nedir bu 'E'?" mi diyorsunuz? Cevabı haberimizde...

Sabah Pazar'dan Aydın Örs yazıyor....

Bir arkadaşım geçende bir fincan Türk kahvesi ikram etti. Köpüğü yerinde, tadı çok iyi olmasa bile, idare edecek gibi bir kahveydi. İçip bitirdikten sonra, "Biliyor musun, Türk kahvesinin de hazırını yapmışlar. Kaynar suya karıştırıp içiyorsun," dedi. Önce bu ilginç buluş hoşuma gitti. Sonra kahvenin poşetini alıp inceledim. 'İçindekiler' başlığı altında "Kavrulmuş ve ince öğütülmüş kahve, çözünebilir kahve, beyazlatıcı, glikoz şurup, hidrojene bitkisel yağ, stablizatörler (E340, E452), süt proteini, topaklanmayı önleyici (E341), emülgatörler (E471, E472c), renklendirici (E160a), kabartıcı (sodyum karbonat)" yazıyordu. Poşetteki yazıyı okuduktan sonra, az önce içtiğim kahvenin damağımda bıraktığı tat değişti. Bir fincan kahvenin bir kimya laboratuarına dönüştürüldüğünü fark edince ürperdim.

Biz bunu hakediyoruz

Doğal kahveyle iki dakikada dört dörtlük bir kahve pişirmek varken, bu süreyi birkaç saniyeye indirmek isteyen biz sabırsız tüketiciler kimya bombardımanına layığız. Ambalajların arkasındaki zor seçilebilir puntolarla yazılmış yazıları hangimiz okuyoruz? Okuyacak olursak, o ilginç Türk kahvesi gibi suda eriyen yabancı kahvelerin de, ambalajlarında doğallığı vurgulanan nice gıda ürünün de benzer katkı maddeleriyle hazırlandıklarını görürüz. Aslında bütün bu katkı maddeleri, kahve poşetinin de üzerinde yazdığı gibi Türk Gıda Kodeksine uygun. Sağlığa zararı olmadığı anlaşıldıktan sonra satışına izin verilmiş. Eskiden mevsiminde ne çıkarsa onlar gelirdi sofralara. Buhar makinesinin üretim süreçlerine getirdiği yenilikler sayesinde tarımda üretkenlik arttı, hayvancılık, süt ve süt ürünleri gelişti, hazır gıda fabrikaları mantar gibi çoğaldı. Beslenmeye daha az para harcanır oldu. 20. yüzyılın başlarında gelişmiş ülkelerde gıdalara gelirin yarısı harcanırken, 1950'de bu oran üçte bire, 1990'ların ortalarından itibaren de yüzde 10'lara düştü. Gıda maddeleri üretiminin fabrikalara taşınmasıyla yiyecek ve içecekler zor ulaşılır şeyler olmaktan çıktı. Üstelik bunlar dayanıklı ürünlerdi ve müşteri taleplerine cevap veriyorlardı. Ancak bu ürünlerin özelliklerini belirli bileşimler aracılığıyla değiştirme ihtiyacı doğmuştu. Katkı maddeleri... Katkı maddeleri ürünün rengini, yapısını, tadını, kimyasal ve mikrobiyolojik dayanıklılığını, besleyici özelliklerini ayakta tutuyor ve sorunsuz bir üretim sürecini güvenceye alıyor. En bilinen katkı maddeleri, antioksidanlar, emülgatörler, boyalar, dayanıklılığı artırıcılar, asitler, stabilizatörler, koyulaştırıcılar ve tatlandırıcılar. Bunlar başında 'E' harfi bulunan numaralarla gösteriliyor. Bunların da bir sistematiği var. Örneğin E100-199 arası boyalar, E200-299 arası dayanıklılığı artırıcılar, E300- 321 antioksidanlar, E322-375 emülgatörler ve asitler, E400-419 koyulaştırıcı ve jölelendiriciler, E400 ve üzeri daha farklı katkı maddelerini gösteriyor.

Katkı maddesini 'e hali'

AB ülkeleri aralarında ortak bir gıda kodeksi oluşturmak için karmaşık kimyasal tanımlar yerine, her maddeye bir numara vermeyi kararlaştırmışlar. Numaranın başındaki 'E' harfi Avrupa anlamına geliyor. Bu harf, o maddenin sağlık için bir tehlike oluşturmadığının da güvencesi sayılıyor. Bütün bu 'E' ile başlayan maddeler tek tek insan sağlığına zararlı değil. Ama uzun vadede nelerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bu yazıma itirazlar geleceğini ve bunların zararlı olmadığı yolunda mektuplar alacağımı biliyorum. Ancak sorarım size; alerjik hastalıklar, başta çocuklarda olmak üzere, gün geçtikçe neden artıyor? Kuşkusuz hava kirliliğinin, giysilerde kullanılan kimyasalların da payı var ama yiyeceklerdeki katkı maddelerinin tümüyle masum olduklarına gönülden inanabiliyor muyuz? Niyetim bu güzel pazar gününde sizleri korkutmak değil. Zaten bu maddeler olmaksızın günümüz koşullarında yaşamak da neredeyse olanaksız. Ama hiç değilse zorunlu olmadıkça yapay katkı maddelerinden de uzak duralım.




Bu haber 268 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,908 µs