Ortadoğu’da su krizi kapıda

0 0 0000 00:00 tsi
Genel kanı ABD'nin Irak'a petrol yüzünden saldırdığı şeklinde... Ancak tehlike çanlarının sesini daha güçlü duyduğumuz küresel ısınma farklı bir savaşın penceresini açıyor. Irak savaşının mimarlarından Paul Wolfowitz'in Dünya Bankası'ndan o ilginç rap

Dünya Bankası Ortadoğu ve Afrika ülkelerini daha etkili ve şeffaf politikalar geliştirmedikleri müddetçe su krizi ile yüzleşmeye devam edecekleri noktasında uyardı.

Bu hafta Kahire’de lanse edilen Dünya Bankası raporuna göre bölgedeki kişi başına düşen su kullanımı 2050’de yüzde 50 düşecek.

Eğer hükümetler su kıtlığına yönelik reformları hızlandırmazsa bunun sosyal, ekonomik ve bütçesel sorunları korkunç olabilir.

Dünya’daki kurak bölgelerden birinde bulunan Ortadoğu ve Afrika ülkeleri yeraltı su kaynaklarının bitmesinden dolayı halihazırda her yıl yağmurdan ve ırmakların akışından aldığı sudan fazlasını kullanmaktalar.

Hızla büyüyen nüfusun su talebi arttığı müddetçe iklim değişimi tahmini olarak kullanılabilir su oranını % 20 azaltacak.

Dünya Bankası’nın Ortadoğu ve Afrika bölgesi doğal kaynakları uzmanı Lulia Bucknall tavsiyesinde su sorunu ile ilgili reformların gidişatının hızlandırılması gerektiğini belirtti.

Ayrıca rapor bu ülkelerin su sektörüyle ilgisi olmayan kararlarının da çiftçileri ve diğer su kullanıcılarını nasıl etkileyeceğini de gözönüne alarak kapsamlı su yönetimi stratejilerine ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor.

Rapor, enerji ve girdi sübvansiyonunun yeraltı sularının sürdürülemez kullanımını daha da kötü edeceğini belirtiyor.

Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin çoğu enerji için önemli sübvansiyonlar sağlıyor. 500 metreden bile akiferlerle suyun yüzeye çıkartılabiliyor olması su pompalama işini cazip bir hale getiriyor ve bu durum da yeraltı sularının amaçlanmamış bir sonuç olarak gereksiz kullanımını doğuruyor.

Rapor sübvanse edilen akaryakıtın ve halkın tamamının kullandığı bağımlılık etkisine sahip Kat bitkisinin yüksek derecede su talebinden dolayı bir tarım ülkesi olan Yemen’de akiferlerin düşüşünü gerçekleştirdiğinden bahsediyor.

apor aynı zamanda Yemen Hükümeti’nin su kanunu yürürlüğe koymada yerel su kaynaklarını kontrol ederek siyasi sistem içinde çok önemli bir rol oynayan aşiret reisleri karşısında aciz kaldığını belirtiyor.

Rapor, Yemen’in aksine Ürdün’ün çeşitlendirilmiş ve ekseriyetle kentsel ekonomisinin hükümete kıt olan yeraltı suyunun düzenlenmesi noktasında rahat hareket alanı bıraktığını belirtiyor.

Dünya Bankası hükümetlerin ve su otoritelerinin su kullanıcılarına karşı israfı engellemek ve fiili ihtiyaçları karşılayacak pahalı hidrolik projeleri temin etme noktasında daha sorumlu olması gerektiğini belirtiyor.

Bölgedeki bazı ülkelin kamu yatırımlarının % 25’i su sektörü için yapılıyor fakat bu rakam sıklıkla çok düşük oranlarda yer alıyor.

Yatırımlarının bazılarının çok büyük olumlu etkiler gerçekleştirdiğini belirten Julia Bucknall bununla birlikte bazısının da beklendiğinin altında bir yarar sağladığını söylüyor. Bucnall bu yatırımlara örnek olarak da, su kanalları olmadığı için suyunu dışarı akıtamayan ve hiç bir fayda getirmeden kendi mevcut değerini düşüren Cezayir’deki barajları gösteriyor.

Financial Times, 13 Mart 2007, Heba Saleh, Kahire

Tercüme: ADAM basın taramaları grubu

Bu haber 322 defa okundu.