İpin ucu kaçtı: Oyun yeni başlıyor

0 0 0000 00:00 tsi
İran eski Savunma Bakan Yardımcısı Asgeri’nin kaçırılması operasyonu yön değiştirdi. Gelişmeler operasyonun hedeften uzaklaştığı anlamına geliyor? Peki, işin ucu nereye gidiyor? İpin ucunu kim kaçırdı? İşte bir istihbarat savaşının öngörülemeyen sap

İran eski Savunma Bakan Yardımcısı Asgeri’nin kaçırılması hikayesi tam bir kördüğüme dönüşmek üzere. Gün geçtikçe aydınlanacağına üzerinin daha kalın bir sis perdesi ile örtüldüğü operasyon netliğe kavuşmuş değil. Asgeri’yi kimin kaçırdığı, Asgeri’nin her hangi bir bilgiye sahip olup olmadığı, Asgeri’nin nerede tutulduğu tartışma konusu. Son ortaya atılan iddia Asgeri’nin İncirlik’te tutulduğu şeklinde. Ancak ne bu iddia ne de diğerleri kanıtlanacak cinsten değil.

Asgeri’nin kaçırılması/kaçması aslında başlı başına bir istihbarat operasyonu. Bu operasyonda muhataplar ABD/İsrail ve İran. Türkiye, kendi topraklarında yapılan bu operasyona amansız yakalanmış gibi. Bunda da pek haksız sayılmaz. Çünkü her ülkeye giren “turistin” takibe alınması zor görünüyor.

Peki, Asgeri operasyonunda son nokta ne? Gelinen aşamada kim tarafından yapılmış olursa olsun operasyonun yön değiştirdiği bir gerçek.

Kaçırılma olayı sonrasında iki tarafın açıklamalarına bakalım. Amerikan tarafı “kaçırılmadı, iltica etti” dedi. Bunu anlamak güç değil. Zira bir ülkenin diplomatını kaçırmak savunulması zor bir konu. Dolayısıyla “bize iltica etti” savunması en akla yatkın olanı. İran ise ilk önce sessizliğini korudu ve İranlı bir diplomatın yaptığı “Asgeri beş yıl önce Tahran’da gözden düşmüştü” şeklindeki açıklama ile Asgeri’nin kaçtığı izlenimini güçlendirdi. En azından bu yönde tavır ortaya koydu. Bu da anlaşılır… İran da bu açıklama ile önemli bilgilere sahip olduğu iddia edilen bir diplomatını koruyamamanın getirdiği zafiyeti bir nebze olsun hafifletmek istedi. Dahası suskunluğu şu izlenimi verdi: Evet kaçtı, ancak elinde sınırlı bilgi var…

İstihbarat savaşlarında operasyonun en önemli kısmı operasyon sonrasında psikolojik hedefi iyi yönlendirebilmek, topluma operasyona uygun mesaj verebilmektir. Ancak bu operasyonda hedef biraz şaşmışa benziyor. Yeni Şafak gazetesinden Akif Emre’nin de belirttiği gibi ABD bu operasyon sonrasında ortaya koyduğu tavır ile “hem nükleer sırların hem de Lübnan’daki Hizbullah’a ait bilgilerin” eline geçtiği izlenimini vermeye çalışıyor. Fakat bu psikolojik etkiyi uyandırabilmiş değil. İran’ın suskunluğu bu operasyonun akıbetini zora sokarken, Asgeri’nin ailesinin Türk büyükelçiliğine gidip “eşim kaçırıldı” açıklaması yapması tüm kurguları bozacak mahiyette. Anlaşılan operasyonun ucu kaçıyor. Sessizlik bilgilerin netleşmesini engellerken, operasyon sonrasında kimin kazançlı çıkacağını ya da kimin daha çok yara alacağını görmemizi erteliyor. Asgeri ABD’nin “elinde kalabilir!” İran ise “önemli bir istihbarat darbesi” yemiş olabilir… Bunu yakında göreceğiz…

iyibilgi.com

Bu haber 348 defa okundu.