Karzai'nin isyanı | " /> Karzai'nin isyanı | "/>

En Sıcak Konular

Karzai'nin isyanı

28 Nisan 2010 16:07 tsi

Karzai'nin isyanı Sonunda Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'ye "Eğer uluslararası toplum ve siz bana daha fazla baskı yaparsanız, yemin ederim her şeyi bırakıp gider Taliban'a katılırım" dedirttiler.

Karzai Nisan ayı başında, bir grup Afgan milletvekilinin önünde bu tehdidi üç kez tekrarladığı halde kimse kendisini pek ciddiye almadı. Hatta Batı basınında, Karzai'nin bu sözleri söylerken uyuşturucu almış olabileceği yönünde alaycı ifadeler yer aldı. (Stres anında sinirleri yatıştırmak için uyuşturucu kullanmak, bu ülkede yaygın. Ayrıca kardeşi Ahmet Veli Karzai'nin Afganistan'ın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olduğuna dair ciddi iddialar var.)

Gelelim Afgan Cumhurbaşkanı'nı bu kadar kızdıran şeye. Kendisi bir süredir hem içeriden hem dışarıdan rüşvet ve yolsuzlukların önünü alması konusunda ciddi baskı görüyor. Aslında Karzai'nin üslubundaki sertleşme, ABD Başkanı Barack Obama'nın Mart sonunda Kabil'e yaptığı gizli ve ani ziyaretten sonra başladı.

Karzai, Obama Kabil'den ayrılır ayrılmaz, geçen yılki seçimlere Afganlardan çok yabancıların hile karıştırdığını iddia etti. Hatta doğrudan Birleşmiş Milletler'in Afganistan misyonu eski başkan yardımcısı, Amerikalı diplomat Peter Galbraith'ı suçladı.

ABD medyası, Obama'nın yolsuzlukları önleyemediği ve sözlerini tutmadığı için Karzai'ye fırça attığını yazarken, Gülhane Kasrı'ndan (Afgan Cumhurbaşkanlığı Köşkü) bir kaynak adının açıklanmaması koşuluyla, Obama - Karzai görüşmesinde sert tartışmaların geçtiğini doğruladı.

Afganistan'da barış için ciddi bir şansın belirdiği bir dönemde Karzai'nin Washing-ton ile gerginliği tırmandırması çok dikkat çekici. Zira Karzai'nin halk arasındaki popülaritesini arttırmak ve Peştun çoğunluğun sempatisini kazanmak için Batı ile gerilimi bilinçli bir şekilde tırmandırdığına dair söylentiler var.

Yine adının açıklanmasını istemeyen bir Afgan gazeteci, ekonomik sefaletin dayanılmaz boyutlara ulaştığı ve güvenliğin giderek kötüleştiği bir dönemde Karzai bir yandan Batı'ya kafa tutarak dikkatleri dağıtmaya çalışırken, diğer yandan barış masasına çekmek için uğraştığı Taliban ve Hizb-i İslami gibi muhaliflerin gözüne girmeye çalışıyor, diyor.

Nitekim Mart sonunda Hizb-i İslami örgütüne mensup bir heyet Kabil'e gelerek Karzai ve Afgan yetkililerle barış görüşmelerine başladı. Hizb-i İslami, 2001'den sonra Karzai yönetimi ve ülkedeki koalisyon güçlerine karşı savaşan üç muhalif gruptan biri. Diğer ikisi ise Taliban komutanı Celaleddin Hakkani liderliğindeki Hakkani grubu ile Molla Ömer'in başında olduğu Taliban örgütü.

Barış görüşmelerini yürüten heyetin başında Hizb-i İslami lideri Gülbeddin Hikmetyar'ın yardımcısı ve damadı Kutbuddin Hilal vardı. Heyet 15 maddelik bir barış planı sundu. Plan, askeri operasyonların durdurulması, ülkedeki yabancı güçlerin Temmuz 2010'dan itibaren geri çekilmeye başlaması ve çekilmenin 6 ay içinde tamamlanması gibi talepleri içeriyor. Zira Obama yönetimi de Temmuz 2011'den itibaren Afganistan'daki askerlerini geri çekecek.

Hizb-i İslami'nin planı, ayrıca şu anki yönetimin iktidarda kalmasını, Afgan güvenlik güçlerinin ülkenin güvenliğini üstlenmesini de kabul ediyor. Karzai yönetimi ABD'nin onayı ile iki yıl önce Hizb-i İslami örgütü ile gizli ve dolaylı görüşmelere başlamıştı. Bu önemli muhalif örgütün uzlaşmaya yaklaşması, başarı sayılıyor.

Ancak Karzai'nin önünde pek çok engel var. En önemlisiyse, Taliban. Bugüne kadar barış görüşmelerine ilişkin olumlu açıklama yapmadılar ancak geçen hafta örgütün lideri Molla Ömer'in "görüşmelere hazırız" ifadesi ortamı değiştirdi.

Taliban örgütü uzlaşma konusunda kendi içinde iki gruba bölünmüş durumda. Uzlaşma yanlıları uzun süredir Karzai Hükümeti ile gizli görüşmeler sürdürüyor.

Ancak uzlaşma taraftarı Taliban komutanlarının son dönemde birer birer yakalanması, onların Karzai yönetimine olan güvenini sarstı. Özellikle Taliban'ın iki numaralı ismi Molla Baradar'ın Şubat'ta Pakistan'da tutuklanması, Karzai yönetiminin uzlaşma çabalarına önemli bir darbe indirdi.

Afgan yetkililer, Taliban'la uzlaşmaya yaklaşıldığı bir dönemde görüşmelerin dışında tutulmasına içerleyen Pakistan'ın Baradar'ı tutuklayarak "bensiz barış olmaz" mesajını vermek istediğini belirtiyor.

Bir diğer pürüz ise, Obama yönetiminin Taliban liderleri ile doğrudan görüşme konusunda henüz bir karara varamamış olması. ABD yönetimi, Taliban içindeki ılımlı gruplarla görüşmeleri teşvik ederken, Molla Ömer ile görüşülmesine şu ana dek karşı çıktı.

Washington'daki Barış Enstitüsü'nden uzman Alexander Thier, ABD'nin fikir değiştirdiği kanısında: "Taliban Afganistan'da barışı öylesine uzun bir süre engelledi ki sonunda onlarla görüşme fikri herkese cazip gelmeye başladı." Öte yandan Karzai'nin çevresindeki Kuzey İttifakı'nın liderleri, Taliban'la uzlaşma ve iktidarı paylaşma fikrine sıcak bakmıyor.

Uzun süren iç savaş, Afganistan'da etnik barışı kırılganlaştırdı. Bugün Afganistan görünmeyen sınırlarla kuzey ve güney olarak ikiye bölünmüş durumda.

Güneyli Peştunlar ülkede Batılı güçlerin varlığına karşı çıkarken, kuzeydeki Tacik, Hazara, Türk asıllı Özbek ve Türkmenler, Taliban tehlikesine karşı kalkan olarak gördükleri NATO ve ABD ordusuna bağlı koalisyon güçlerinin kalıcı bir istikrar ortamı sağlanana dek ülkede bulunmasını destekliyor.

ABD, 2011'de Afganistan'dan geri çekilmeye başlayacakken, Afganistan'ın komşuları da boş durmuyor. Hatta birçok ülke, 1990'lardaki eski bölgesel ittifakları yeniden canlandırmak için harekete geçti bile.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın Mart'ta Kabil'e gidişi, bu ülkenin Afganistan'da yeniden eski nüfuzuna kavuşmak istediğinin bir işareti sayılabilir. Rus lider Vladimir Putin'in geçen ayki Hindistan gezisi de, Afganistan'da ortak bir strateji arayışıyla ilişkilendiriliyor.

İran, Rusya ve Hindistan uzun zamandır Taliban'la diyaloga karşı. Pakistan'da üslenmiş radikal köktendinci grupları da kendileri için birer tehdit olarak görüyorlar. Onlara göre, Taliban, Pakistan'ın maşası ve bu örgütün Kâbil'de iktidar ortağı olması, Pakistan'ın bu ülkedeki etkisini arttırması demek.

1990'larda Afganistan'da savaşan taraflar Taliban ve Kuzey İttifakı olmak üzere iki ayrı cephede toplanmıştı. Kuzey İttifakı'nın arkasında Rusya, Hindistan, İran ve Türkiye yer alırken, Taliban'ın destekçileri Pakistan ve Suudi Arabistan'dan idi.

Aynı ittifaklar yeniden oluşurken, Afganistan üzerinde Pakistan ile Hindistan arasındaki rekabet ve çekişme tehlikeli olmaya başladı. Nitekim Şubat sonu Kabil'de birkaç otele aynı anda düzenlenen terör saldırılarında 7 Hint vatandaşı hayatını kaybetti, Mart başındaysa Kandahar'da 4 Pakistanlı işçi öldürüldü.

Pakistan makamları bu saldırı ve ardından 12 Mart'ta Lahor'da meydana gelen ve 60'a yakın insanın ölümüyle sonuçlanan 9 ayrı patlamadan Hindistan'ı sorumlu tuttu. Pakistan veya Hindistan'da gerçekleşebilecek 2008'deki Mumbai saldırısı çapında olası yeni bir saldırı, iki ülkeyi çatışmanın eşiğine getirebilir.

Batılı güçlerin çekilmesinden sonra Afganistan'daki ateşi dışarıdan körükleyebilecek bölgesel ittifakların oluşmasına izin verilmemeli. Bunun için de Washington'un, bölge ülkelerini Afganistan konusunda -bundan böyle bu ülkenin içişlerine karışmama gibi- ortak bir strateji üzerinde anlaşmaya zorlaması gerekiyor.


newsweek/Türkiye



Bu haber 524 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,882 µs