En Sıcak Konular

Ortadoğu'nun dehşet dengesi

18 Nisan 2010 10:00 tsi
Ortadoğu'nun dehşet dengesi Acem oyunu mu? Acem'e oyun mu?

Erhan Başyurt / Bugün

İran'ın nükleer çalışmaları krizi giderek karmaşık bir hal alıyor.

"Nükleer silah kullanılmasına karşıyım ama İran ve Kuzey Kore hariç" diyen ABD Başkanı Obama'nın, yakın zamanda bu konudaki baskıları artıracağı tahmin ediliyor.
Türkiye ve Brezilya, soruna diplomatik çözüm bulunabileceği umudunu sürdüren ender ülkelerden.
İran, nükleer santralleri silah elde etmek için inşa etmediğini göstermek amacıyla, elinde bulunan yüzde 85 zenginleşmiş (nükleer bomba üretmeye müsait) bin 200 kilo uranyumu vermeyi kabul ediyor.
Karşılığında da 116 kilo yüzde 20 oranında zenginleşmiş uranyum madeni istiyor.
Bu da gelecek birkaç yıl elinde nükleer silah için malzeme olmayacağı anlamına geliyor.
Türkiye'nin "kolaylaştırıcı" rolü oynadığı bu süreçte, ABD de teklife sıcak bakıyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, uranyumların takas yerinin İstanbul olmasını önerdi.
İran ilk teslimatın kendisine ait Kiş Adası'nda olmasını istiyor. ABD ise karşı çıkıyor.
Teslimatın Türkiye üzerinden yapılması yeniden gündemde...
Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun önümüzdeki günlerde yine İran'a gideceğini açıkladı.
Ama ilgi çekici olan, ABD'nin yaptırımlar konusunda gösterdiği sabırsızlık.
Türkiye'den de sürecin akıbetini netleştirmesini istiyorlar.
Amerikalılar neden çekiniyor?
Gerekçeleri dört maddede toplamak mümkün...
Birincisi, Ortadoğu'da İsrail lehine olan "askeri" üstünlük kayboluyor.
İkincisi, İsrail ve İran'ın nükleer silahlara sahip olması, diğer bölge ülkelerini de yarışa sokar.
Üçüncüsü, İran nükleer başlıklı uzun menzilli füzelere ulaşırsa, ABD ve Avrupa'nın askeri üstünlüğü yıkılır.
Dördüncüsü, İran'ın nükleer teknolojiyi Hizbullah, HAMAS ya da El Kaide gibi gruplara vermesi, İsrail veya ABD'ye yıkıcı terör saldırısının gerçekleşmesi korkusu.
Dolayısıyla da İran'ın nükleer silah sahibi olmasının önünü baştan tıkamak istiyorlar.
ABD'nin endişelerini temelsiz de bulabilirsiniz.
Çünkü nükleer silah sahibi ülkelerden hiçbiri bugüne kadar bu silahı kullanmadı.
Nükleer silahın, sahip olmayan ülkelere karşı çok yüksek bir "caydırıcılık" gücü var.
Sahip olan ülkeler arasında ise güç dengesi sağlıyor.
Bir çeşit "dehşet dengesi..."
Yani "sen beni yok edersen ben de seni yok ederim" şeklinde.
Ancak İsrail'in korkularını anlamak mümkün değil.
Nükleer silahların etkisi, klasik bombalar gibi dar alanlarla sınırlı değil.
İran'ın bu silahı uzun menzilli füzelerle İsrail'e karşı kullanması demek, Hizbullah'ın hakim olduğu Güney Lübnan ile Hamas'ın hakim olduğu Gazze'yi de etkiler.
Yine İslam'ın üç kutsal mekânından birinin Mescid-i Aksa'nın da zarar görmesine neden olabilir.
İsrail'deki yaygın korkunun aksine haritadan silinmeleri için kullanılması pek mümkün gözükmüyor.
Belki İsrail'in nükleer üstünlüğüne son veriyor.
Aynı şekilde, Hizbullah ya da HAMAS'ın da bu silahları bir şekilde İsrail'e karşı kullanmaları ihtimal dışı.
Esas sorun ABD karşısında İran'ın güç kazanması ve "dehşet dengesi" kurulması olarak görülüyor.
Etkin Musevi lobisinin de baskısı ile ABD giderek diplomatik çözüme olan sabrını tüketiyor.
Hoş ekonomik yaptırımlar yoluyla İran'ı dize getirmek de kolay değil.
Askeri yaptırım halinde de "arı kovanına çomak sokmak" söz konusu olacak.
Yani Irak, Lübnan, Afganistan ve Körfez Emirlikleri'ndeki Şiiler üzerinden ABD güvenlik güçlerine saldırılar olabilir.
Bu ülkelerde yaşanacak istikrarsızlık ve güvenlik tehdidi İran'a kara operasyonu yapmasa da ABD'yi yorar ve yıpratır.
Sonuç olarak, Türkiye'nin kolaylaştırıcı olmaya çalıştığı diplomatik çözüm, İran kadar ABD ve İsrail'in de güvenliğini ilgilendiriyor.
Üstelik başarıya ulaşması halinde bütün tarafların kazançlı çıkmasını sağlayacak.
Türkiye, kritik bir dönemeçte tarihi bir rol oynuyor.
Umarım bir "Acem Oyunu" ya da "Acem'e Oyun" ile karşı karşıya kalmaz.

 



Bu haber 1,094 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,555 µs