En Sıcak Konular

Türkiye Washington'da ne elde etti?

14 Nisan 2010 08:28 tsi
Türkiye Washington'da ne elde etti? İki konu, tek sonuç...

Washington’da gerçekleşen Nükleer Güvenlik Zirvesi’nin Türkiye açısından iki önemli ayağı bulunuyor. Bunlardan ilki, Başbakan Erdoğan ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın görüşmeleri.

İlk kez yüz yüze gelen iki liderin görüşmelerinin konusunu merak etmeye gerek yok. Protokollerin onaylanma sürecinde ortaya çıkan geciktirici pürüzler, Türkiye tarafından Azerbaycan-Ermenistan sorunlarının bir kısmına bağlanmış durumdaysa da, bundan daha geniş bir sorunlar sepetine takılmış durumda. Yukarı Karabağ sorunu çözülmeden protokollerin onaylanmayacağı, onaylansa da yürürlüğe girmeyeceği açıklamasıyla kendisini bağlayan Türkiye, Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını ileri sürerek bir pazarlık zamanı kazanmayı planlamıştı. Ancak bu geçen zaman, soykırım yasa tasarılarının dünyanın birçok yerindeki parlamentolardan geçmesi ya da geçme ihtimali barındırması ile pek de pazarlık imkanı yaratacak bir ortam yaratmadı.

Parlamentolar yoluyla yaratılan kamuoyunun bir uluslararası sözleşme yolunu açma ihtimali büyük. Türkiye’yi hedefe koyabilecek bu sözleşme imzaya açılır ve parlamentolarından soykırım yasaları geçirmiş ülkeler de bu belgenin altına imza atarlarsa, Türkiye’nin Azerbaycan konusundan daha fazla sıkışacağı ortada. Oysa protokoller, iki ülke arasındaki toprak ve sınır polemiklerini ortadan kaldıran ve normalleşmenin kapısını açan nitelikte. Dolayısıyla, “küs” olmaktan kurtulmanın olası uluslararası belgeler karşısında Türkiye’nin elini güçlendireceği söylenebilir. Bu yoldaki güvencenin aynı zamanda Türkiye tarafından önerilebilecek bir uluslararası sözleşme ihtimalinin dikkate alınmasını sağlayabilir. Gayet tabi Türkiye’nin önerebileceği yeni sözleşmenin her devletin dolabındaki iskeletleri hatırlatacağına şüphe bulunmuyor.

Zirve’nin Türkiye açısından ikinci önemli yanı ise nükleer silahsızlanma konusunda ısrar eden ülkelere, neden bazı ülkelerde bu tür silahların bulunmasının meşru, diğerlerinde gayrı meşru sayıldığını sorma imkanı bulması. Aslında bu soruyu uzunca bir süredir soran Türkiye, bu zirve yoluyla daha fazla devletin bu soru çevresinde toplanmasını sağlamış gözüküyor. Mesele, İran’a kızarken neden İsrail’in kollandığı biçiminde dile getirilse de bu sadece sorunlardan biri. Esas sorun, ABD ve Rusya indirime giderken diğer nükleer güçlerin indirim ya da sonlandırmadan söz etmemeleriyle ilgili. Dolayısıyla İran ve İsrail’e doğrudan ve açıkça yapılan uluslararası baskıda ortaya çıkan “çifte standart”, aslında bu konuda hiç de şeffaf davranmayan Fransa, İngiltere, Çin, Pakistan, Kuzey Kore ve Hindistan’ın da konu edildiğini düşündürüyor.

ABD ve Rusya’nın tek başlarına ya da birlikte Çin’i nükleer silahlar konusunda ikna etmeye güçleri yeter mi emin olmak zor. Ancak, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çok sayıda ülke bu konuda anlaşmaya varırlarsa, Çin açısından tek nükleer güç olarak kalmanın bir anlamı olmaz; üstelik bundan sonraki yıllarını tıpkı Türkiye’nin soykırım yasalarıyla uğraştığı gibi, uluslararası sözleşmeleri engellemeye çalışmakla geçer. Bununla birlikte, nükleerleşmenin barışçı alan dışındaki varlıklarına “batılı” ülkelerin hevesi tümüyle bitmiş gözükmüyor. Hatta nükleer silah konusunun ciddi bir piyasa olduğu düşünüldüğünde, bazı devletlerin nükleerleşme konusunu terk etmelerinden çekindikleri bile söylenebilir.

Bununla birlikte, küresel düzeyde yaygınlaşan kanaatler, devletlerin davranışlarının meşruiyetini azaltıyor. İçinde haksızlıkları da barındırsa, yaygınlaşan toplumsal kanaatler, devletleri davranış değişikliğine zorluyor. İşte zirvenin Türkiye açısından en önemli çıktısı bu.

Beril Dedeoğlu / Star



Bu haber 999 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,394 µs