Petrol ararken füze lazım mı?

12 Nisan 2010 13:03 tsi
Arazinin sahibine göre değişir! iyibilgi Ankara

Türkiye ile Yunanistan arasında haylidir “pekişen” komşuluk ilişkileri Yunan Dışişleri Bakan Vekili Druças'ın ziyareti ile daha da yükseldi. Mayıs ayında Atina ziyareti yapacak olan Başbakan Erdoğan’la da zirveye çıkacak gibi.

Aslında son dönem Türk-Yunan yakınlaşmasının “çıkış” tarihi Yunanistan’daki erken seçimler ve devamında iktidara gelen yeni hükümet. Ardından da Atina’nın başına kara bulutlar gibi çöken ekonomik kriz, işi “artık Ege’de silahsız uçalım” boyutuna kadar getirmiş durumda.

O kadar ki!. İki ülke arasında “stratejik ortaklık” lafları bile zikrediliyor, yine iki ülkenin Bakanlar Kurulu’nun beraber toplanması bile konuşuluyor. Ve bunu duyan “herkesin teyit ettiği” üzeri “tarihi adımlar” atılacak!

Bugün gelinen aşamanın ismi, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ağzından çıktığı şekli ile,  "Atina ve Ankara beş güven artırıcı önlem üzerinde mutabık kaldı" cümlesi.

Dünkü görüşmelerden Ege sorunlarına ilişkin istikşafi görüşmelerin yoğunlaştırılması kararı da çıktı. Zaten, bir Yunan gazetecinin Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın iki ülkenin karşılıklı olarak savunma harcamalarını azaltması çağrısını anımsatması üzerine Bakan Davutoğlu, konunun görüşmelerde ele alındığını da açıkladı.

Önce bu güven artırıcı 5 önlemi söyleyelim: Türkiye ile Yunanistan Barış İçin Ortaklık (BİO) eğitim merkezlerinde, eğitim programları düzenlenecek,  Kuvvet Komutanlarının ziyaretlerinde Harp Okulu öğrencilerine konferanslar verilecek,  Bir Yunan tümeni 3. Kolordu Komutanlığı'na ve bir Türk tümeni de Yunan NATO Komutanlığı'na eğitim maksadıyla tahsis edilecek, Harp Akademileri karşılıklı olarak ziyaretler düzenleyecek,  Kurmay Kolejleri ve askeri öğrenciler arasında bilimsel faaliyetler icra edilecek.

Görüldüğü gibi önlemlerin hepsi askeri odaklı. Bu önlemler ne kadar güven artırır ayrı konu ama belli ki iş, hem bu karar ve girişimler hem de artık ayyuka çıkan “savunma harcamalarının azaltılarak…” diye başlayıp, “Ege’de silahsız uçalım, silahları bırakalım” söylemi ilerletilecek.

Bu kötü mü? Değil kuşkusuz. Kıbrıs, Ege, kara-hava sahaları, AB meseleleri, iki ülke arasında yılların içinden gelen tartışma konuları da belki sıraya girebilir.

Sürecin Türkiye’nin Kıbrıs’ta çözümü en çok arzulayan hükümete denk gelmesi, 18 Nisan seçimlerinin de yaklaştığı bir dönemde, Yunanistan’ın da artık eskisi gibi “inadım inat” diyemeyeceği bir konjonktüre gelmesi, nihayetinde “dog fight”ların da silahsız olarak ancak akrobasi gösterisine dönüştürülmesi hatta artık ona dahi ihtiyaç kalmayacak zeminin oluşturulması alkışlanmayı hak ediyor.

Üzerine de savunma harcamaları cepte kalacağından ve güven artıcı önlemlerin iki ülkeyi daha da yakınlaştıracı varsayılabilir. Kaldı ki bu geniş çerçeveyi, süreci destekleyen ABD ve AB de unutulmamalı.

İki denizi kıyılarını paylaşan insanları zaman zaman küstüren şansızlıklar olmuş olabilir. Bu yüzden insan bu kadar olumlu havadan bile ürküyor.

Herşey tam da yoluna girerken “bütün sınırların kesiştiği yer”de petrol çıkmasın sakın!

www.iyibilgi.com

Bu haber 2,033 defa okundu.