Başbakan’ın Köşk mesajları

0 0 0000 00:00 tsi

 Başbakan Erdoğan, son günlerde Cumhurbaşkanlığı'na adaylığı ile ilgili peş peşe açıklamalar yapıyor. Almak isteyenlere de son derece önemli mesajlar veriyor...

Başbakan, gazetecilerle konuşuyor: - Teşkilat liderine "Çankaya'ya çıkma" demez ki... - Yok, öyle değil. "Oraya layıksın, ama bir beş yıl daha Başbakan kal" diyenler oluyor. - Bir sürpriz yapar mısınız? - Bizim hayatımız sürprizlerle dolu, olabilir. Başbakan, bu sözlerle önümüzdeki günlerde neler olacağının sinyallerini de veriyor: Birincisi, teşkilatın tamamının "Sen Çankaya'ya layıksın" dediğini ilan ediyor. İkincisi de, Çankaya'ya adaylığını koymamasının "sürpriz" olacağını kabul ediyor. Başbakan, Çankaya'ya doğru adım adım ilerliyor!

Andıç

Basında "andıç" tartışmaları sürüyor. Herkes, yeni bir olayla karşı karşıyaymışçasına tavırlar alıp, yorumlar yapıyor. Oysa, ortada bilinmeyen bir durum yok. Genelkurmay'dan sızdığı belirtilen bu bilgiler, 28 Şubat sürecinde Ankara temsilcilerinin yüzlerine söylenirdi. Askerler tarafından gazetenin yazarları sıralanır, her birinin kaç aleyhte, kaç lehte yazı yazdığı bildirilirdi. Sonra bunlar genel yayın müdürlerine aktarılırdı. Oradan da patronlara kadar giderdi. Rakamlara bakıp, askerin memnuniyetine mahzar olan bazı gazete yöneticileri ise, bunlarla övünürlerdi. Yıllardır devam eden bu uygulamayı medyada bilmeyen yok gibi!

Buna rağmen, herkes uzaydan gelmiş gibi davranıyor. Sanki yeni bir gelişme ile karşı karşıya kalınmışçasına davranışlar sergileniyor. Bazı yazarlarımız, bu uygulamayı ilk defa duymuşçasına yazılar yazıyorlar. 28 Şubat sürecinde çıt çıkarmayanlar, bugün aslan kesiliyorlar! Yadırgamamak elde değil.

Sınır ötesi operasyon

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Diyarbakır'da konuşmuş: - Türkiye egemen bir devlettir. Askeri ihtiyaçlar gerektirdiği zaman, uluslararası hukuk çerçevesinde Kuzey Irak'taki bölücü terör örgütüne karşı uygun göreceği tedbirleri her zaman alabilir.

İhtiyaç olduğunda Kuzey Irak'a müdahale edilebileceği mesajını vermiş. Türkiye'nin egemen bir devlet olduğu da, uluslararası hukuk çerçevesinde Kuzey Irak'a girebileceği de doğru.

Ancak, "İhtiyaçların gerektirdiği zaman" ifadesi ile neyin kast edildiğini anlamak zor! Türkiye egemenliğini ne zaman kullanacak? Bu egemenliğin kullanılması ABD'nin iznine mi tabi olacak? Sınır ötesi operasyon için PKK'nın başka neler yapması beklenecek? Kuzey Irak'a girmemiz için daha kaç askerimizin ölmesi gerekecek? Sabrımızın sınırı nerede bitecek?

sınırı nerede bitecek?

 Sınır ötesi operasyon Sansür

İnternetteki video paylaşım sitesi Youtube'de uzun süredir Türkiye'ye ve Atatürk'e ağır hakaretler içeren görüntüler yayınlanıyordu... Türkiye'den tepkiler yükseldi. Ancak, bunları duyan olmadı. Hakaret görüntüleri yayından kaldırılmadı.

Sonunda olay yargıya intikal etti. Türkiye'den bu siteye girilmesini engelleyen bir yargı kararı uygulamaya konuldu. Tıpkı daha önce Brezilya, Avustralya ve İran'ın yaptıkları gibi. Bir anda ortalık ayağa kalktı... 301. Madde'nin kaldırılmasını isteyen kampanyaların benzeri, "hakaretin" adı "haberleşme hürriyeti" oldu. Türk Milleti'nin aşağılanması ve Atatürk'ün yerden yere vurulmasına da "özgürlük" adı verildi. "Bu bir sansürdür" diye bağırılmaya başlandı.

Türkiye "sansürcü" ve "yasakçı" bir ülke olarak ilan edildi. Amaç belli. Milli hassasiyetleri ve savunma refleksini yok etmek. İlgili makamları yıldırıp, bir daha karar alamaz hale getirmek. Bunu hep yapıyorlar.

İşlerine geldiğinde Türkiye'deki sansür uygulamalarını alkışlıyorlar. Ermeni soykırımı konusunda farklı görüşlere bile tahammül gösteremeyenlere karşı seslerini çıkarmıyorlar. Hakaretin siteden kaldırılması ile birlikte yasağın da sona ereceğini dile getirmiyorlar. Sürekli saldırıyorlar. Osmanlı'nın en problemli döneminde bile bu denli saldırılarla karşı karşıya kalmamıştık!

 
bugün

Bu haber 222 defa okundu.