En Sıcak Konular

'İyi ki darbe yapmamışız!'

7 Nisan 2010 11:31 tsi
'İyi ki darbe yapmamışız!' Mesela, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şöyle hayıflanmıştı: -İyi ki bu paşalarla savaşa girmemişiz. Bu duygular, bir savaş halinde paşalardan beklenen performansın bulunamaması ve ülkenin kaybedeceği şeylerin ürünü. Arınç'ın sözlerinin tamamı şöyle i

Her insanın hayıflanması değişik olur.

Ahmet TAŞGETİREN yazdı...

Mesela, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şöyle hayıflanmıştı:

-İyi ki bu paşalarla savaşa girmemişiz.

Bu duygular, bir savaş halinde paşalardan beklenen performansın bulunamaması ve ülkenin kaybedeceği şeylerin ürünü.

Arınç'ın sözlerinin tamamı şöyle idi:

"Emekli orgenerallere ait ses kayıtları ortaya çıktı. Aman Allah'ım neler konuşmuşlar, neler söylemişler. Allah'a çok şükür ediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş. Yoksa bunların savaşacak halleri yok.

Askerlikten başka her şeyi yapmışlar. Siyasetle uğraşmışlar, darbelerle uğraşmışlar. Memlekette kendi kafalarına göre uygun buldukları işleri yapmak için maalesef yasa dışı güçlerle bile iş birliği yapmaktan çekinmemişler."

Benim başlığa aldığım sözler, tabii ki Arınç'a ait değil.

Onlar olsa olsa, askerden darbe bekleyen çevrelere ait olabilir.

Şu sıralar, o mahfillerde eminim, böyle sözler tedavül ediyordur:

-İyi ki bu generallerle darbe yapmamışız!

Neden bu sözleri söylemiş olabilirler?

Darbe planlarında başrolde görünenlerin peş peşe GATA'da tedavi altına alınmış olmasına bakarak tabii ki.

Kim tahmin edebilirdi TSK'da en üst görevde bulunan paşaların böylesine sağlık problemleri bulunduğunu?

Şener Eruygur hafızasını kaybetti, Levent Ersöz o hastane bu hastane derken, intihar sendromu yaşamaya başladı, Hurşit Tolon, Çetin Doğan vs... Her bir emekli paşa, sağlık sorunlarıyla boğuşuyor.

Bütün bunlar, kısa cezaevi günlerinin ürünü müdür, yoksa fiili askerlik dönemlerinde de var mıydı, bilinmez. Doğrusu çok kaygı verici bir durum bu.

Savaşa girdiniz ve tanklar yarı yolda kaldı.

Ya da ihtilal yaptınız ama ihtilalin lideri üç gün sonra GATA'ya kaldırıldı. Evine bile gidecek mecalden yoksun olduğu anlaşıldı.

Demek ki, meydan meydan dolaşan Evren neslinden sonra hatta Cumhuriyet mitinglerindeki capcanlı görünüşlerden sonra epeyce performans düşüklüğü yaşanmış.

'Canım sen, GATA'daki serüvenleri ciddi hastalıklar mı sanıyorsun' sorusunu duyar gibi oluyorum.

Ne diyebiliriz ki?

Orada, Hipokrat yemini yapmış insanlar vardır, mesleklerini öyle "Gata-kulli"lere alet etmelerini aklımıza bile getirmeyiz.

Ama gene de kafamız bir şeye takılmıyor değil.

Şu anda pek sağlıklı gözüken, dünün Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, farzı muhal, herhangi bir soruşturmaya maruz kalırsa, GATA ile işi olur mu?

Silahlı adamları ne yapsınlar?

Dağa adam toplamak bir dert, dağıtmak bir dert.

PKK'nın Avrupa ayağında yer alan eski parlamenter Zübeyr Aydar'ın Neşe Düzel'e verdiği mülakatı okuyunca, terör örgütünün liderliği adına bir hayli kaygılandım.

-Ne yapacaklar dağdaki adamları?

Bunu çözemediklerini anladım.

Bakın ne diyor Aydar:

-PKK silahı bırakacak, elinde silah olan o kadar insanı nereye koyacak? Nerede barındıracak?

Elhak zor soru. Kim cevaplasın bu soruyu?

Tabii ki devlet.

Onlar dağa çıkardı, devlet indirecek. İndirirken de iş falan bulacak, evlendirecek, çoluk çocuğa karışmalarını sağlayacak!!! Onurlarını koruyacak!!!

Zübeyr Aydar'ı anlamak lazım.

Üstelik tamamen illegal bir yapı kurmuşlar. Adını KCK koymuşlar.

Bakın nasıl anlatıyor bu illegal yapıyı Zübeyr Aydar:

"Bizim genel hareketin bir toplamıdır KCK. Türkçe karşılığı Kürdistan Topluluklar Birliği, meclisler birliği gibi bir şey. Bir meclisi var. Bu meclis Kongre-Gel'dir. Bir de Kongre-Gel'in içinden seçilmiş yürütme konseyi var. Ben şu anda onun üyesiyim. Eskiden her şey PKK'ydı. Şimdi her şey KCK... PKK, KCK adı verilen hareketin içinde sınırlı bir bölüm. En tepede Abdullah Öcalan yer alır. Ondan sonra Meclis, ondan sonra da 31 kişilik yürütme konseyi. Yürütme konseyinin başkanı Murat Karayılan'dır."

Ne yapsın devlet bu illegal örgütlenmeyi?

-Kürtler serbestçe siyaset yaparsa çözüm olur!

Demek ki, BDP'nin siyaseti yetmiyor, kesmiyor. Ayrı bir "Kürt siyaseti" gerekiyor.

Aydar, hem illegal yapıyı ortaya koyuyor hem de bu yapının, herhangi bir takibata maruz kalmasına isyan ediyor.

Aydar'ın başka bir mantık dünyasından, illegalitenin meşru kabul edildiği bir dünyadan konuştuğu kesin. Ama onu da devlet olan devletin kabul etmesi imkânı yok.

bugün



Bu haber 735 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,743 µs