En Sıcak Konular

Rusya-ABD çekişmesinin ağırlık merkezi nerede?

7 Nisan 2010 11:12 tsi
Rusya-ABD çekişmesinin ağırlık merkezi nerede? Bugün, Rusya ile ABD yeniden stratejik nükleer silahların azaltılması konusunda uzlaşma dönemine girmiş gözüküyorlar...

Soğuk Savaş sonrasının en önemli adımlarından birisi, belki de yeni bir isimle anılmayı hak edecek yeni bir sistemin başlangıcı, Rusya ile ABD ilişkilerinde gizli.

Tarafların ilişkilerinin seyri ile uluslararası sistem arasındaki bağıntı, genel olarak nükleer silahlar konusundaki anlaşmalarla ifade buluyor. 2. Dünya Savaşı sonrasında hız kazanan nükleer silahlanma yarışı, bir dehşet dengesine dönüştükten sonra kazananı olmayan oyun ortaya çıkarmış ve Küba Krizi ile az kalsın bu oyuna sürüklenecek ABD ile Sovyetler 1960’ların ortasından itibaren nükleerleşmeyle ilgili müzakerelere başlamışlardı. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması 1967’de imzalandıktan sonra, sıkı iki kutuplu dönemden gevşek iki kutuplu sisteme geçilmişti. Ancak, Reagan’ın Yıldız Savaşları olarak bilinen nükleer savunma projesi, 1980’lerde İkinci Soğuk Savaş yıllarının yaşanmasına yol açmıştı.

2. Soğuk Savaş’ın da çözülme sürecine girdiği 1980’lerin ortalarında ise, Stratejik Nükleer Silahların İndirimi Görüşmeleri (START) başlamış, ancak bu görüşmelerin antlaşmalara dönüşmesi için Sovyetlerin yıkılma sürecine girmesini beklemek gerekmişti. 1991’deki START-I ile taraflar ellerindeki stratejik nükleer silahlarda % 30 kadar indirim öngörmüşler, Avrupa’daki silahların sökülmesinde anlaşmışlar, bir yıl sonra imzalanan START-2 ile de 5+2 formülünü benimsemişlerdi. 5, bombardıman uçakları, nükleer silahlar, nükleer başlıklar, konvansiyonel silahlar ve uzayda ortak çalışmayı; 2 ise, ekonomik ve mali işbirliğini ifade etmişti. Antlaşmalar, aynı zamanda Soğuk Savaş’ın da bittiğini gösteriyordu.

ABD’de G.W.Bush’un mahkeme kararıyla iktidara geldiği 2000 yılından itibaren ise Afganistan ve ardından Irak işgalleriyle gerilen Rusya-ABD ilişkileri, ABD’nin “Yıldız Savaşları” projesini raflardan indirmesine ve “Ulusal Füze Savunma Sistemi” adıyla yeniden tedavüle sokmasına yol açmıştı. 2003’deki Moskova görüşmelerinde fazla yol alınamamış ve nükleer silahlanma konusu bu iki ülkeyi de aşan, İran ve Kuzey Kore’yi de kapsama dahil eden bir yayılma eğilimine girmişti.

Bugün, Rusya ile ABD yeniden stratejik nükleer silahların azaltılması konusunda uzlaşma dönemine girmiş gözüküyorlar. Toplamları 20 bin kadar olan silahlarda yedi yıl içinde indirime gidilecek, stratejik başlıklar 2200’den 500’e, taşıyıcılar 1600’den 800’e inecek. 8 Nisan’da Prag’da imzalanacak antlaşma, iki ülkenin hem Avrupa’nın arabuluculuğunun yarattığı gerginlikleri bertaraf ederek doğrudan yan yana gelmeyi, hem de Irak, Afganistan, Çin gibi diğer bölgelerde işbirliği yapılmasını ima ediyor.

Bununla birlikte, söz konusu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ve yeni bir küresel sistemin kapılarının aralanmasının önünde bazı sorunlar bulunuyor. Birincisi, Obama yönetiminin silah sever cumhuriyetçileri ikna ederek anlaşmanın onaylanmasını sağlaması sorunu. İkincisi, Rusya ve ABD’nin ayrı ayrı ya da birlikte Çin’in ekonomik-mali politikalarından ve İran’ı, hatta Afrika ülkelerini “silahlandırma” faaliyetlerinden vazgeçmeye ikna edilmesi. Üçüncüsü ise, Avrupa’daki nükleer indirimin buradaki ülkeleri savunmasız bırakacağı endişesinin giderilmesi. Avrupa’daki ABD ve Rusya menşeli nükleer silahların indirilmesi halinde doğacak güvenlik boşluğundan kendisine vazife çıkarabilecek Avrupalı nükleer güçler de ayrı bir sorun başlığı olabilir.

Rusya-ABD arasındaki bu girişim, esas olarak dünyanın ağırlığının kaydığı İran-Körfez ülkeleri çizgisinin doğusunun önemine işaret ediyor. Birbirlerini Avrupa üzerinden tehdit etmenin anlamsızlaştığı bu dönemde, tarafların gözlerinin Avrupa’da olmadığı bir kez daha ifade edilebilir.

Beril Dedeoğlu / Star



Bu haber 1,303 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,294 µs