En Sıcak Konular

"Eski ilaçları severim..."

0 0 0000 00:00 tsi
Hastalar, doktorlarının tıptaki gelişmeleri yeteri kadar takip edip etmediğini merak ederler. Acaba yeni ilaçlar ve tedavi metotları için bu kadar istekli olmalı mıyız? Dr. Murat Kınıkoğlu, ilaç piyasasında dönen dolapları anlatıyor....

Hastalar, doktorlarının tıptaki gelişmeleri yeteri kadar takip edip etmediğini merak ederler. Örneğin benim, her muayeneye geldiğinde kendisi ile ilgili yeni bir ilacın çıkıp çıkmadığını soran bir hastam var. Acaba yeni ilaçlar ve tedavi metotları için bu kadar istekli olmalı mıyız?

Eskiden biz doktorların, yeni bilgilere ulaşmak için, kütüphanelere gidip saatlerce yabancı tıp dergilerini karıştırması gerekirdi, şimdi ise İngilizce bilmek ve bilgisayar kullanabilmek tüm araştırmalara ulaşabilmemiz için yeterli. Bence günümüz tıbbında doktorların sorunu “yeni ilaçlara ve tedavi metotlarına ulaşamamak” değil. Esas sorun; bize sunulan bilgilerin hangisinin doğru, hangisinin ticari (para kazanma amaçlı) olduğunu ayırabilmek...

Tüm sektörlerde olduğu gibi dünya ilaç piyasasında da büyük bir rekabet var. Tahmin edeceğiniz gibi bu firmalar “Ne yapsak da insanlar için faydalı bir ilaç çıkarsak...” demiyorlar “Ne yapsak da daha çok para kazansak...” diyorlar. Öncelikli amaç; yeni ilaçlar ve yeni teknolojiler geliştirmek için araştırmaya harcadıkları paraları (ilaç başına ortalama 1 milyar dolar) bir an önce kara dönüştürmek. Yeni bir ilaç veya teknoloji bulunduğu zaman patent hakkı firmada olduğu için ilk yıllar buluşcu firmadan başka kimse para kazanamıyor. İlaç eskiyip de patent hakkı kalkıp herkes üretebilir hale gelince fiyatı düşüyor ve ilaç artık kârlı olmaktan çıkıyor. O zaman ne yapıyorlar biliyor musunuz? Yeni bir ilaç bulduklarını söyleyip eski ilacı üretimden kaldırıveriyorlar. Doktorlar istediği kadar “Aman etmeyin tutmayın, bu ilaç çok iyiydi hastalar çok memnundu, fiyatı da çok ucuzdu, herkes alabiliyordu...” desin kimse dinlemiyor. (Tabii, bu arada doktorlara eski ilacın yerine piyasaya sürülen yeni (ve pahalı) ilacı tanıtmak için gerekli çalışmalar yapılmış oluyor...)

Bildiğiniz gibi bir ilacın yan tesirlerinin belirlenebilmesi için piyasaya sürülmeden önce hayvanlar ve insanların üzerinde belirli bir süre denenmesi şartı vardır. Bu araştırmalara rağmen piyasaya sunulan ilaçların bazıları, binlerce kişiyi öldürdükten sonra “pardon” denilerek geri toplatılıyor. Dünyada her yıl 2 milyon kişinin ilaçların yan tesiri yüzünden hastaneye yattığını ve bunlardan 100 bininin ilaç yan etkileri yüzünden öldüğünü bilmenizde fayda var.

Daralmış kalp damarlarına konulan çelik stentleri duymuşsunuzdur. 2003 yılında çok daha pahalı olan “İlaçlı stentler” piyasaya verildiğinde, üretici firmalar doktorlara “ilaçlı olanlar tıkanmıyor hastalarınıza bunlardan takın” dedi. Bir düşünün, anjiyo oluyorsunuz ve size şöyle bir soru soruluyor: “Kalp damarınıza bir stent yerleştirmemiz gerekiyor, tıkananından mı takalım yoksa tıkanmayanından mı?” (İlaçlı isterseniz stent başına 2-3 bin dolar fazla ödüyorsunuz.) Tabii pek çok insan maddi güçlerini zorlayıp “yeni” olanı, yani “tıkanmayanı” tercih etti. Veeee... Yılda 6 milyar dolarlık satış yapan firmalar iki ay önce “pardon” dediler: Cleveland Clinic kaynaklı araştırmaya göre meğer yeni teknoloji ilaçlı (pahalı) stentlerde pıhtılaşma riski ilaçsız olanlara göre 4-5 misli daha fazlaymış...

İşte bu gerçekler yüzden ben “eski ilaçları” seviyor, yeni çıkan ilaçları ve tedavi metotlarını bir süre kuşkuyla izliyorum. Sizlere de yeni ilaçlar, teşhis ve tedavi metodlarına karşı biraz dikkatli olmanızı öneririm...

Özetle demem o ki, “en yeni” olan her zaman “en iyi”  olmayabiliyor. Bilmem ikinci kez evlenenler bu fikrime katılacaklar mı?


akşam- Murat Kınıkoğlu



Bu haber 289 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,719 µs