En Sıcak Konular

Açılımlar Türkiye'nin başına dert oldu

27 Mart 2010 19:35 tsi
Açılımlar Türkiye'nin başına dert oldu CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Ne oldu Kürt açılımı? Neredeyse geldi döndü Yeşilçam açılımına geldi'' dedi.

Baykal, Kültür Merkezi'nde düzenlenen partisinin Siirt İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Irak'a yabancı güçlerin müdahale ettiğini belirterek, bu nedenle Irak'taki insanların birbirine düştüğünü söyledi.

Irak'ta 1 milyon Müslüman evladının göz göre göre birbirine kırdırıldığını, bunun altında etnik ayrışmanın yattığını kaydeden Baykal, şöyle dedi:

''Eğer insanları birbirine düşürmeye başlarsak 'sen osun sen busun' diye, neyse ne sana ne kardeşim ne kurcalıyorsun? Herkes anadilini konuşsun, anadilinde yayın yapsın, anadilini istediği gibi kullansın başımızla beraber ama ben devlet olarak sürekli 'Sen şusun sen şusun' diye ayrıştırırsam onları birbirine karşı husumete yönlendirirsem bundan ülke zarar görür. Şimdi Türkiye bu yöne gidiyor. Ne oldu Kürt açılımı? Neredeyse geldi döndü Yeşilçam açılımına geldi. Yeşilçam'a gelmeden önce bir Hollywod'a gittiler. Biliyorsunuz Kevin Costner diye bir artist var. Ondan güç alarak, bize bu iyi bir şey dedirtecekler. Bunların hiç birisi işlemez. Büyük paralar verildi.

Şimdi etnik iş yanlış, 'Ermeni açılımı' dediler, yanlış. Durduk yerde tarihi olayı kaşıdın. Ermeni açılımı yapacağım... Biz düşman değiliz zaten. Tarihteki acıları biliyoruz. Şimdi kimseyle düşmanlığımız yok. Sovyetler Birliği'nden Ermenistan ayrılınca onu ilk tanıyanların başında Türkiye var ama Ermenistan Azerbaycan'ı işgal edince sınırı kapattık. Şimdi Ermenistan ile dost olacak diye Azerbaycan ile karşı karşıya geldik. Doğal gaza zam yapıldı, ekonomik beledini ödedik. Yanlış işler bunlar. Bu iktidar iyi hazırlanmamış, alt yapısı oluşturulmamış. Sağdan soldan kendisine 'şöyle yap iyi olur, şöyle yap iyi olur' denilen istikametlere sürüklendi. Kürt ve Ermeni açılımları Türkiye'nin başına dert açtı, Türkiye'yi sıkıntıya soktu. Yanlış bir politika uyguladığı ortaya çıktı. Yapılacak iş açıktır. Hepimiz kardeşiz, bin yıldır buradayız. Daha binlerce yıl beraber yaşayacağız. Kimse bizi birbirimizden ayıramaz.''

Bölgede yaşayan insanların sorunları ve sıkıntılarının bulunduğunu, bunların başında eğitim ve ekonomik sıkıntının geldiğini kaydeden Baykal, bu bölgedeki insanlara geçim kapısı sağlayacaklarını, bunun sağlanmaması durumunda huzur olmayacağını bildirdi.

Bunun yeşil kart dağıtarak sağlanamayacağını ifade eden Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''AKP diyor ki 'Güneydoğu'da açılan fabrikalar zarar ediyor, ben onları kapatırım'. Şimdi zarar ediyor diye fabrika kapatırsan kara geçeceğini mi sanıyorsun. Kapatmada kar var mı? Tam tersine daha büyük zarar var. Senin bakman gerek kar-zarar hesabı, muhasebe hesabı değil. Onları başı dik şekilde yaşatacak ortamı yaratacaksın. 1950, 60 ve 70'li yıllarda Türkiye'nin batısında devletin kurduğu fabrikalar zarar etmiyor muydu? Onlar ede ede Türkiye'yi kalkındırdı. Belli noktaya getirerek, daha farklı yapıya geçirdi. Burada aynısını niye yapmıyorsun? Burada iş yeri, fabrika açacağız, kar etse de zarar etse de açacağız. Birinci temel mesele bu. İkincisi GAP'ı tamamlayacağız. Sulama için gereken ihaleleri biran önce tamamlayacaksın. En temel işlerin başında GAP'ı bitirmek gerekiyor. CHP bunu noktalayacaktır. CHP iktidarında geri kalmış bu coğrafyamızda en kaliteli kolej, Anadolu lisesi ve fen liseleri düzeyinde okulların açılmasını sağlayacağız.''

-DENİZ FENERİ DERNEĞİ DAVASI

Toplusal barışı sağlayacaklarını, yaşanan olumsuzluklara karşı el birliğiyle mücadele vereceklerini ifade eden Baykal, son günlerde Deniz Feneri davasının tekrar gündeme geldiğini söyledi.

Bir yıl geçmesine rağmen halen iddianamenin yazılmadığını dile getiren Baykal, şöyle konuştu:

''İddianame yok ortada. Almanlar dayanamadılar, buradaki insanlar için ikinci iddianameyi hazırladılar ve şimdi yargılayacaklar. İfadesini almaları lazım bu kişilerin. Bize yazıyorlar 'Sen ifadesini al bana gönder' diyor ve şu soruları sor diyor. Bizimki diyor ki 'Hayır benim işim değil sormam'. O zaman diyor ki 'Ben savcımı göndereyim ifadesini alsın'. Ona da izin verilmiyor. Bu insanları niye himaye ediyor bu iktidar? Bunun altında ne yatıyor? Sana ne kardeşim kim suç işlediyse hesabını versin. Milletvekillerinin dokunulmazlığı var mı değil mi? Milletvekilleri suç işlediğinde el koyamıyor, mahkemeye çıkaramıyor, Meclis'in izin vermesi lazım ama Meclis izin vermiyor''

Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasını istediğini ancak kabul edilmediğini dile getiren Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''(Başbakan Erdoğan ile Deniz Baykal'ın dokunulmazlığını kaldıralım var mısın?) diyorum ona da gelmiyor. Şimdi bakınız mahkeme karşısında boynu eğik bir siyasi kadro var. Mahkeme karşısında hesabını verememiş, hesabını vermekte sıkıntısı olan bir siyasi kadro var. Meclis'te 550 milletvekili var, 600'ün üzerinde dosya var. Son günlerde Anayasa değişikliği tartışması yaşanıyor. Bunun altında ne yatıyor? Bu yargı ile ilgili, mahkemelerle ilgili Anayasa düzenlemesinin altında bu konuştuğumuz manzara yatıyor. Şimdi AKP şu hesabı yapıyor: 8 yıldır iktidardayım, iktidarda durumu idare ettik. Şimdi yavaş yavaş bize yol gözüküyor, seçim geliyor, millet desteğini çekmeye başladı. Onlar da görüyorlar ki Abbas yolcudur yolcu. Bunu gördüler yarın iktidardan düştüğünde ne olacak o doysalar.

Şimdi bakın getirdikleri Anayasa değişikliğinin bir özelliğini söyleyeyim. Anayasa Mahkemesi bir ceza mahkemesi haline dönüşebiliyor. Şimdi getirdikleri, yeni Anayasa Mahkemesinin yapısı şu üye sayısını arttıralım. İyi peki yapalım. Bu 19 üyeyi nasıl seçelim. Şimdi getirilen değişiklik diyor ki bunun 16'sını Cumhurbaşkanı tayin etsin. Hangi Cumhurbaşkanı? AKP'nin 3 temel kurucu çekirdeğinin mensubundan birisi. Cumhurbaşkanı 16 tane üye tayin edecek. Peki Cumhurbaşkanı'nın tayin edeceği görevlinin, memleketin AKP anlayışını bir araya bırakıp memleket için doğrusunu yapacağı güvenini aldınız mı? YÖK nasıl oluştu, rektörler nasıl oluştu görüyorsunuz. Şimdi Anayasa Mahkemesinin 19 üyesinden 16'sı AKP yandaşlarından oluşacak, YÖK, RTÜK gibi olacak. Sonra onun karşısına yüce divan olarak çıkacaklar ve burada hukuk olacak. Anayasa Mahkemesi, AKP mahkemesine dönüşecek. Anayasa, yargıyı AKP yargısına dönüştürecek. Yol gözüktü, gideceksek bu Anayasa Mahkemesini sağlama almamız lazım diyorlar. HSYK tartışması da budur.''

Cami, kışla ve yargıya siyaset sokulamayacağını, bunun kutsal temel anlayışlar olduğunu belirten Baykal, camiye siyaset sokmayacaklarını, caminin, inançların mukaddes buluşma yeri olduğunu söyledi.

''Elbette siyasetçi gelecek ama protokolle gelmeyecek, camide protokol olmayacak herkes orada Müslüman, eşit, protokol uygulaması olmayacak. Etrafında korumalarla falan gelmeyeceksin. Kendini Allah'ın evinde hissedeceksin. Camiye siyaset girmeyecek, siyasetçi insan olarak oraya girecek. İkincisi kışlaya siyaset sokmayacağız. Kışlada siyasetin yeri yok, olmaz'' diyen Baykal, TSK'nın da milletin olduğunu vurguladı.

Siyaseti mahkemeye de sokmayacaklarını belirten Baykal, şöyle dedi:

''Mahkeme de kutsal. Mahkeme de adaletin, hakkın gereğinin yapılacağı yer. Orada kimsenin rütbesi, makamı, parası, pulu, mevkisi hiçbir önem taşımaz. Oraya herkes gelecek ve adaletin karşısında hepimizin boynu bükük olacak ama kendimize göre mahkeme kurarsak, adaleti çığırından çıkararak siyasileştirerek kendi siyasi adaletini millete dayatmaya kalkarsan bu bizi birbirimize düşürür. Şimdi bu yanlışlar yapılıyor. Aman bunlara izin vermeyin. Önümüzdeki seçim var ve CHP iktidarı var.''



Bu haber 500 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,953 µs