En Sıcak Konular

Erdoğan'dan yeni kaymakamlara nasihatler

24 Mart 2010 13:27 tsi
''94. Dönem Kaymakamlık Kursu Kapanışı ve Kura Çekim Töreni''ne katılan Erdoğan, ''Biz artık protokollerde arz-ı endam eden idareciler değil, halkın arasına karışmış halktan biri haline gelmiş ve halka yol gösteren idareciler istiyoruz'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz artık protokollerde arz-ı endam eden idareciler değil, halkın arasına karışmış halktan biri haline gelmiş ve halka yol gösteren idareciler istiyoruz'' dedi.

Erdoğan, Rixos Otel'de düzenlenen ''94. Dönem Kaymakamlık Kursu Kapanışı ve Kura Çekim Töreni''ne katıldı. Konuşmasında, Türkiye'nin kalkınmasının, ilerlemesinin, özellikle de demokratikleşmesinin yerelde başlayacağını belirten Başbakan Erdoğan, göreve yeni atanacak kaymakamlara şöyle seslendi:

''Eğer, Şemdinli, Çukurca, Digor, Posof, olduğu yerde sayıyorsa hiç bir gelişme, ilerleme kaydetmiyorsa eğer Uzunköprü, Meriç, İpsala değişimden, dönüşümden kendisine düşen payı alamıyorsa bu kalkınma sürecimizin aksak bir şekilde ilerlemesine yol açar. Dolayısıyla Türkiye'nin her bir ilçesinin köylerine, mezralarına, mahallelerine kadar değişim ve dönüşümü hissetmesi gerekir. Bunu sağlayacak olan değişimi Türkiye'nin en ücra köşelerine taşıyacak olan sizlersiniz. Ben mazeretlere sığınmayacağınıza, imkansızlıkları bahane etmeyeceğinize, imkanlarınızı kendiniz oluşturup, yönettiğiniz her bir ilçenin çehresini köklü şekilde değiştireceğinize yürekten inanıyorum.''

''İSMİNİZ YADİGAR KALSIN''

Göreve yeni atanacak kaymakamlardan, görev yapacakları ilçenin ileri gelenleri ile samimi bir şekilde iletişim içerisinde olmalarını isteyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Kanaat önderleriyle samimi iletişim içinde olun, sivil toplum örgütleriyle sağlıklı iletişim kanalları tesis edin. En çok da ilçenin iş adamlarıyla esnafıyla o ilçeden Türkiye'ye dağılmış iş adamlarıyla iletişim ve irtibat kurun. Bu ilişkilerde ölçüyü ve belli hassasiyetleri kaybetmeyecek bir titizlik içinde olun. Her konuda öncü olmaya, lider olmaya, çözüm üreten, hedefler koyan ve bu hedeflere ulaşmak için samimi mücadele eden sizler olacaksınız ve böyle olmaya lütfen özen gösterin.

Bu ülke ve bu aziz millet, bürokratik süreçlerin içinde işlemlerin içinde kaybolup giden yöneticiler değil, sonuç odaklı çalışan netice üreten, gerektiğinde ayağına çizmeleri giyen, eline kazmayı küreği alıp bizzat çalışan idareciler istiyor. Bunu başarmamız lazım, 'efendim ben masamın başından bu işi götürürüm' ben bir başbakan olarak böyle idareci istemem. Valimiz de kaymakamımız da belediye başkanımız da hepimiz, kazma kürek gerektiğinde arazide olacağız. Öyle olduğumuz zaman o ilçenin, o ilin halkının da sizinle beraber olduğunu göreceksiniz. Sizinle beraber yatıp kalktığını göreceksiniz. Bunu bizzat yaşayan bir insan olarak söylüyorum. Biz artık protokollerde arz-ı endam eden idareciler değil, halkın arasına karışmış, halktan biri haline gelmiş ve halka yol gösteren idareciler istiyoruz. Görev süreniz dolduğunda o ilçeden ayrılırken isminiz yadigar kalsın.

Arkanızdan 'sorma be öyle bir kaymakam geldi ki onun döneminde ilçenin kaderi. manzarası değişti, çıtayı çok yükseğe taşıdı. Ondan sonra gelenler de onun izinden gittiler. Adeta onunla yarış halinde oldular' denilsin. Her birinizin bunu başaracak yeteneğe sahip olduğunuzu biliyorum.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Eğer bizler kendisini yıllarca ihmal edilmiş, ötelenmiş, dışlanmış hisseden vatandaşlarımızı kazanabilirsek, onlara sahip çıkabilirsek, onların aidiyetini pekiştirebilirsek Türkiye'nin kardeşliğini de pekiştiririz. Bu noktada herkese vazife düşüyor'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 94. Dönem Kaymakamlık Kursu'nun kapanışı ve kura çekim töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son derece önemli bir eşikten geçtiğini, 10 yıllar boyunca birikmiş ve kronik hale gelmiş sorunlarını bugün cesaretle ele aldığını söyledi.

Türkiye'nin ön yargıları, yanlış anlamaları, husumetleri, bilgisizliği gündemine taşıdığını ve bunların üzerine gittiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Son dönemde ciddi bir sosyal restorasyon ve rehabilitasyon süreci yaşıyoruz. Hükümetimizin başlatmış olduğu Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi bir devlet projesidir. Ve muhatabı da bizzat aziz milletimizin ta kendisidir. Bu proje belli bir etnik grubun, belli bir inanç grubunun, belli bir azınlığın, belli meselelerin değil, Türkiye'nin aciliyet arz eden, önem arz eden tüm meselelerini yani sorun alanlarını çözüm yoluna koymayı en azından minimize etmeyi amaçlamış bir projedir.

Göreviniz, ülkenin hangi ilçesinde olursa olsun, doğuda ya da batıda, kuzeyde ya da güneyde Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini en iyi şekilde anlatmanızı ve uygulamanızı sizlerden önemle rica ediyorum. Milli birliğimizden ve milli kardeşliğimizden başka ne düşünülebilir? Bu ülkede bunu istemekten başka sorumluluk noktasında olanlar neyi talep edebilirler? Bizim derdimiz ülkemizde birlik değil mi, kardeşlik değil mi? Bunu hangi dille halledeceksek o dille halledeceğiz. Bunu çözmeye mecburuz ve birbirimizi severken, birbirimize yaklaşırken ne makam ne mevki ne para ne pul için değil, sadece yaratılan yaratandan ötürü sevmek için seveceğiz. Ve bunu başarmaya mecburuz. Çünkü sizler ayrımcılık yapamazsınız. Sizin nezdinizde dolayısıyla devlet nezdinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği altındaki her bir vatandaş eşit haklara sahiptir ve birinci sınıf vatandaştır. ''

''ADALETTEN, HAK VE HUKUKTAN LÜTFEN TAVİZ VERMEYİN''

Vatandaşların farklı etnik kökenlere sahip, farklı inanç gruplarına dahil olsalar da farklı ekonomik gelir grubunda bulunsalar da devletin gözünde Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşları olduklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, göreve atanan kaymakamlara ''Onların Türkiye Cumhuriyetinin birinci sınıf vatandaşı olduğunu hissettirecek olan da yine bizzat sizler olacaksınız. Onun için adaletten, hak ve hukuktan lütfen taviz vermeyin. Taviz verilmesine de lütfen müsamaha göstermeyin'' diye seslendi.

Güvenlik, özgürlük dengesini adil şekilde gözetmelerini, kısıtlayıcı, engelleyici, daraltıcı değil, özgürlükleri genişletici, demokrasiyi yüceltici bir tavır sergilemelerini, demokrasiyi dahi ileri standartlara taşımanın gayreti içinde olmalarını isteyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

''Eğer bizler kendisini yıllarca ihmal edilmiş, ötelenmiş, dışlanmış hisseden vatandaşlarımızı kazanabilirsek, onlara sahip çıkabilirsek, onların aidiyetini pekiştirebilirsek Türkiye'nin kardeşliğini de pekiştiririz. Bu noktada herkese vazife düşüyor. Bizzat Başbakan olarak benden, bakan arkadaşlarımdan muhtarlarımıza kadar her kademedeki arkadaşım bu noktada kilit rol oynuyor. Ama yükün önemli bir kısmı da sizlerin omuzunda. Kaymakamlarımızın omuzlarında ben ilçelerinizi değiştireceğinize, bu yolla Türkiye'yi değiştirebileceğinize gönülden inanıyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun. Görev yerlerinizde hepinize sonsuz başarılar diliyorum. Allah utandırmasın diyorum, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun derken tüm ebeveynlere, anne, babalara da 'ne mutlu sizlere ki böyle evlatlarla bu ülkemizin kalkınmasında, bu milletin hizmetinde olacak evlatlar yetiştiriniz ve bu makamlara gönderdiniz' sizlere de bundan dolayı şükranlarımı arz ediyorum.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Vatandaş, devleti vergi, asker alan, yasa uygulayan, baskı ve otorite kuran bir mekanizma olarak değil, koruyan, kollayan, şefkat gösteren, eğitimi, sağlığı ulaşımı için yatırım yapan bir mekanizma olarak görmelidir'' dedi.

 Erdoğan, Rixos Otel'de düzenlenen '94. Dönem Kaymakamlık Kursu Kapanışı ve Kura Çekim Töreni'nde yaptığı konuşmada, kaymakamların mesai mefhumu olmadan, 24 saat çalışmaları gerektiğini söyledi.

 Başbakan Erdoğan, kaymakamların kendilerine ve ailelerine tabii ki vakit ayıracaklarını, ancak görevin, hizmetin, halkı memnun etme gayretinin kişisel hayatlarından bile önce geldiğini her an hatırda tutmalarını istedi.

''Benim kaymakam kardeşim telefonu 24 saat açık olan insan demektir'' diyen Erdoğan, millete efendi olmaya değil, hizmet etmeye talip olduklarını ve halka hizmetin Hak'ka hizmet olduğunu bilenlerden olduklarını dile getirdi.

 Türkiye'nin her bir ilçesinde, köyünde vatandaşın devletin sahibinin bizzat kendisi olduğunu hissetmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bunu sağlamak zorundayız. Bizler devlet ile milleti farklı konumlara yerleştiren, devlet ile millet arasına duvarlar ören, hendekler kazan bir anlayış içinde olamayız. Tam tersine geçmişte bu yönde oluşmuş, algıyı değiştirmek ve devlet, millet kaynaşmasını azami derecede pekiştirmek zorundayız. Bunu başarmaya mecburuz, benim her bir vatandaşım zor zamanında devleten tüm imkanlarıyla yanında olduğunu bilecek bunu, hissedecektir. Vatandaş, devleti vergi, asker alan, yasa uygulayan, baskı ve otorite kuran bir mekanizma olarak değil, koruyan, kollayan, şefkat gösteren, eğitimi, sağlığı ulaşımı için yatırım yapan bir mekanizma olarak görmelidir.''

''KIŞ GÜNLERİNDE NEREDE BACA TÜTMÜYOR''

Başbakan Erdoğan, kaymakamların devletin merhametli şefkatli, adaletli, gülümseyen yüzü, sıcak eli olacağını vurgulayarak, şunları söyledi:

''Ancak bu şekilde devlet millet kaynaşmasını daha ileri noktalara taşıyabiliriz. Sizler oraya devletin asık suratını otoritesini göstermek üzere değil, şefkatini merhametini, kucaklayıcılığını göstermek için gidiyorsunuz. Onun için diyorum ki; İhtiyacı olan vatandaş gelip sizi bulmayacak. Ondan önce siz gidip onu bulacaksınız, burası çok önemli mezra ise mezra, köy ise köy siz gidip bulacaksınız. Her gece sokaklara çıkıp kış günlerinde nerede baca tütmüyor, akşam saatlerinde kimin mutfağının ışığı yanmıyor, sabah saatlerinde okula giden hangi çocuğun paltosu yok, ayakkabısı yok, bunu siz tespit edeceksiniz. Sosyal Dayanışma  ve Yardımlaşma Vakfı eliyle biz bu paraları size bunun için aktarıyoruz.''

''İTHAL DEĞİLSİNİZ, YERLİSİNİZ''

 ''Benim vatandaşım gururludur yoksulluğunu gizler, söylemez'' diyen Başbakan Erdoğan, kaymakamlara asıl gelmeyen vatandaşlara ulaşmalarını istedi.

Erdoğan, kimsenin bu yapacağı çalışmalar için herhangi bir kompleks içinde girmemelerini de isteyerek, şunları kaydetti

''Zaten hepiniz bu toprakların, Anadolunun, Trakyanın çocuklarısınız, ithal değilsiniz, yerlisiniz. Bunu sizler yapmayacak da kim yapacak. Onun için hep beraber el ele vereceğiz. Dayanışma halinde olacağız ve sağdan, soldan gelen eleştirilere asla kulak asmayın. 'Bu benim vazifem' deyin. Halktan, sorunlardan, esnaftan, iş adamlarından çiftçiden, köylüden kopuk yönetici anlayışı artık çağın dışında kalmıştır.''

Erdoğan, konuşmanın ardından, kursta ilk üçe giren kaymakamlara sertifikalarını verdi.

aa



Bu haber 811 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,099 µs