Avro yeni bir dönemin eşiğinde mi ?

19 Mart 2010 11:37 tsi
Yunanistan'ın yaşadığı ekonomik kriz ve AB'nin ülkye yardım etmemesi Avro'nun durumunu sorgulattı.

Yunanistan aylardır AB’den yardım bekliyor. Brüksel önce karşı çıktı  daha sonra olumlu sinyaller verdi. Ancak bu gün gelinen nokta  AB’nin yardım etmesinin mümkün olmadığını gösteriyor. Yunanistan’ın IMF’den yardım istemesinden başka bir çözüm yolu görünmüyor. Yunanistan Başbakanı son bir kere mevki daşlarına Brüksel’den seslendi. Yardım gelmezse IMF kartını oynamak zorunda kalacağını hatırlattı.

Pazartesi günü avro’yu kullanan ülkelerin ekonomi bakanları her nekadar bir yardım planı konusunda anlaşmaya vardıkları söylendiyse de gerçekte 25-26 Mart’ta toplancak liderler son kararı verecek. Yunuanistan’a yardım edilmesine en fazla karşı çıkan ülkeler: Finlandya, Belçika, Hollanda ve Almanya. Almanya’nın tutumu en fazla kafa karıştıranların başında geliyor. Ekonomi bakanı yardım edilmesi isterken –IMF’nin müdahalesine karşı çıkıyor- Angela Merkel kamuoyunda yükselen tepkilere kulak vermiş olmalı ki yardım konusunda ayağını sürmeye devam ediyor ve karşı çıkıyor. AB’nin gelecek hafta yapmayı düşündüğü zirvenin başarısızlıkla sonuçlanma olasılığı yüksek. Papandreu’nun IMF’nin kapısını çalması an meselesi.

Yardım krizi Yunanistan ve Almanya’yı karşı karşıya getirdi. Alman halkının yüzde 70’i Yunanistan’ın avro bölgesinden çıkarılmasını istiyor. En son Bundestag’ta bir milletvekili Yunanistan’ın bir kaç ada satmasını tavsiye etti. Tabii Almanların Yunanistan adalarına ilgisi büyük. Özellikle turizm sektöründe olanlar. Buna karşılık Yunan basını Almanların II. Dünya Savaşı’nda Yunanistan’ı işgal ettikleri hatırlatarak Yunanlılara yaşattıklarından dolayı Almanya’nın tazminat ödemesi gerektiğinin yazıyor. Almanya’nın neden yardım etmek istemediğini onun Nazi geçmişine bağlamak suretiyle açıklamaya çalışıyor. Haliyle bu yaklaşım gerçekleri açıklamaya yetmiyor.

Yunanistan’ın iflasın eşiğinde olması ve avro’yu kullanan ülkelerin takındıkları tavır  “AB dayanışmasının” yara almasına sebep oldu. Bu gidişatla tarihi dayanışmanın tarihe karışacak. Eğer Yunanistan IMF’den yardım alırsa bu avro’yu derinden zedelemekle kalmaz AB’nin bu güne kadar dış piyasalarda sergilemeye çalıştığı kendinden emin ve birlik imajını da zedeleyecektir. Piyasalarda belirecek bir şüphe hiç şüphe yok ki spekülatörleri harekete geçirecektir. Yaşananlar avro’yu kullanmayan diğer AB ülkelerini de etkiliyor. AB’nin takındığı tavır Doğu Avrupa ülklerinde tam bir hayal kırıklılığına sebep oluyor. Olanları anlamaya çalışıyorlar. Birliğin dayanışma ruhu sorgulanıyor.

Sorgulanan yalnızca birliğin dayanışma ruhu değil. Birliğin avro’yu kullanmayan ülkelere olan bakışı da. Krizin doğudan gelmesi beklenirken avro’yu kullanan Yunanistan’dan  ve krizin eşiğinde olan diğer Kuzey Akdeniz ekonomilerinden gelimiş olması Brüksel’in avro’yu kullanmayan ülkelere dönük geliştirdiği önyargılarına işaret ediyor. Maastrich kriterlerinin doğru uygulanması için sık sık uyarılan bu ülkeler krizin uyarıyı yapanların cephesinden gelmiş olmasına şaşırmış görünüyorlar. AB içinde resesyona düşmeyen tek ülke Polonya. Avro’nun kullanılmadığı ekonomiler üzerinde Komisyon Maastrich kriterlerinin harfiyen uygulanması için çaba sarfediyor. Ancak avro bölgesine dahil olan ülkelere her hangi bir ciddi denetime tabi tutulmuyor.

Bulgar siyaset bilimci Ivan Kratsev yaşananları şu cümlerle özetliyor:” AB Komisyonu Yalta kulübüne dahil olan ülkelere karşı sefere giderken Akdeniz kulübüne üye olanlar iyi avrupalılar olma ayrıcalığı içinde muamele görüyordu. Ne yazık ki haritaya bakıldığında avro bölgesi “eski avrupa” yı kaplıyor avro bölgesinin dışında kalan ülkelere gelince de yaklaşık hepsi Yalta kulübünde bulunuyor.” Yani geleceğin Avrupasını avro bölgesine dahil olanlar ve olmayanlar olarak ayrıştırılacağını söylüyor ve Yalta kulübüne dahil olanların soğuk savaş yıllarında olduğu gibi dışlanacaklarına/gözden çıkarılacaklarına işaret ediyor. Avro bölgesinin dışında yer alan ve bekleme odasında bekletilen ülkelerin bir süre daha bekleme odasında tutulması gelecek günlerin başlıca konularından biri olacaktır. Almanya ve Fransa öncelikli olarak PİİGS (Portekiz, İrlanda, İtalya, Yunanistan ve İspanya) ülkeleri olarak isimlendirilen -krizin vurduğu veya vurma olasılığın yüksek olduğu- ülkeler üzerine yoğunlaşmayı tercih edeceklerini düşünüyoruz.

Yunanistan AB’nin istediği ekonomik tedbirleri aldı. Açıkların büyümesini engellemeye dönük beklentileri karşılama yolunda kemer sıkma politikasına geçti. Ancak bunlara rağmen diğer avro bölgesinde ki ülkeleri ikna edemiyor. Uzun vadede sürdürülebilir olmamakla birlikte borçlanmaya giden Yunanistan’ın ödemesi gereken yüksek faizler aldığı tedbirlerin getireceği kazancı spekülatörlere kaptırmasından başka bir işe yaramayacağından AB’nin yardım etmesini istiyor. Yunanistan Başbakanı Papandreu’nun son kartı IMF. Ancak bu tehdide AB liderlerinin olumlu bir cevap vermesi beklenmiyor. Olumsuz bir cevap avro için aynı zamanda yeni bir dönemin de başlangıcı olacaktır.
 
dunyabulteni

Bu haber 540 defa okundu.