En Sıcak Konular

'Devlet adına özür diliyorum'

19 Mart 2010 11:27 tsi
'Devlet adına özür diliyorum' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği paketini, bugün muhalefet partilerine göndereceklerini açıklayarak, gelecek hafta da muhalefetin ziyaret edileceğini bildirdi.

- Türkiye Anayasa değişikliği gerçekleştirebilercek bir parlamentoya sahiptir. Ben muhalefet partilerimizin sağduyulu davaranacaklarına inanıyor ve inanmak istiyorum. Bugün arkadaşlarımız bu taslağı medyaya STK temsilcilerine ulaştıracaklar. Buna karşı olan varsa açıkça tavrını ortaya koysun. Gerekli çalışmaların tamalanmasının ardından paket TBMM'ye gelecek.

Ak Parti YAPSA YER YERİNDEN OYNAR

- CHP yine, tekrar tekrar kışlaya camiye yargıya siyasetin sokulmamasını istedi. Ben tabi CHP’nin bu yaklaşımını aynen kabul ediyorum, biz de aynı şeyi savunuyoruz zaten. Bu hassasiyetle yürüdük. Ancak ana muhalefet liderinin de en az Ak Parti kadar hassas olmasını rica ediyorum.

- Ben burada ben sadece, bir tanesini örnek olarak vereyim. Örneğin CHP’nin Bolu il başkanı, Bolu’daki imam ve müezzinlere bir mektup yolluyor. Mektupta ‘Türkiye insanları, şunlar ve bunlar şeklinde ayıran, kendisi gibi düşünmeyen insanlara adeta zulüm eden bir iktidar tarafından yönetilmektedir. Lütfen kayıtsız kalmayın diyor. CHP’nin sayın lideri, her konuşmasında son derece tahrikkar ve sorumsuz açıklamalar yapabiliyor. Yani anayasa’nın 138. maddesini sürekli çiğniyor. Ama buna karşı yargının kalkıpta bir suç duyurusunda bulunduğunu duydunuz mu?

- Bu Ak Parti tarafından yapılmış olsa yer yerinden oynar mı? Sürekli yargıyı yönlendirme yönetme gibi bir görevi yerine getiriyor. Lütfen kışlaya camiye yargıya siyaset sokmayalım. Biz bunu yapmıyoruz.

 ROMAN VATANDAŞLARIMDAN ÖZÜR DİLERİM

-Romanlardan Devlet adına özür dilerim. O gün neşe vardı, mutluluk vardı, umut vardı.

- Hafta sonu roman vatandaşlarımızla buluştuk. Salonda yaşananlara değineceğim.

- Ama köşe yazarı olarak medyada yazan çizenlerin, bakıyorum ki roman’larla, Ermeni’leri birbiriyle mukayese ediyorlar. Bu bir defa roman vatandaşlarıma saygısızlıktır. Bunun yanında benim Ermeni vatandaşım var, ona da saygısızlıktır.

- Roman vatandaşım, benim vatandaşlarımdır. Bu ülkede on yıllardır, vatandaşlık hukukundan dahi onlar istifade edememişlerdir. Eğer özür dilenmesi gereken varsa, benim roman vatandaşlarımdır ve ben onlardan devletim adına özür dilerim.

- Roman vatandaşlarım benim azınlıkta değildir. çünkü bazı batılılarda onları azınlık olarak tanımlıyor, bu da ciddi bir yanlış. Benim Kürt kökenli vatandaşlarımı da azınlık olarak tanımlayanlar var ya, işte bunlar hep bilgisizlikten kaynaklanıyor. Onlar bu ülkenin asli unsurudur.

O SALONDA GÖZ YAŞI VARDI

- O salonda, İstiklal Marşı’mızın ne kadar güzel ve yürekten okunduğunu fark ettim.

- Ben o gün o salonda, kameraların, fotoğraf makinelerinin, gazete sayfalarının fark etmediği bir şeyi de gördüm. O gün o salonda aynı zamanda göz yaşı vardı. Ama bu gözyaşı romanların sevinç gözyaşlarıydı. Her biri ilk kez bir hükümet tarafından muhatap alınmış olmanın, sıkıntılarının ciddiyetle ele alınmış olmasının sevincini yaşıyorlardı.

 - Bu destanın en güzel tarifini Mehmet Akif Ersoy yapıyor:

- Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

- Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat, Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİ

- Bir süredir, demokratik açılımın durduğu, hız kestiği, yavaşladığı motivasyon kaybettiği gibi yorumlar yapılıyor. Sorunun ne olduğunu bilmeyenler, sorunu görmeyenler, görmek istemeyenler, çözüm üretemedikleri gibi çözümü de göremezler. Türkiye’deki sorunu gerçekten görebiliyor muyuz?

 - Çanakkale dünya tarihine Mehmetçiğin asil duruşu sayesinde bir centilmenler savaşı diye geçmiştir. O gün orada Mehmetçik uzak diyarlardan kendisini katletmek için gelenlere şefkatini ve insaniyetini de göstermiştir.

- Yeni Zelanda’lı bir on başı mektubunda şöyle yazıyor:

- “Tekrar kendime geldiğim zaman zapt etmeye uğraştığım Türk cephesinde Müşvik yüzlü Türk evlatlarını gördüm. Bana su ve yiyecek verdiler ve omuzlarında taşıyarak geri hatta götürdüler. Bu insaniyetli muameleden dolayı hakikaten şükran borçluyum”

- Bizler bunu yapıyorsak, biz bu sorunu görüyoruz demektir. Niye şimdi Roman vatandaşlarımla ilgili konulardan rahatsız oluyorlar? Niye Alevi Çalıştayı’ndan rahatsız oluyorlar? Farklı bir sorun alanlarına giriliyor diye.

İŞSİZLİK

- İşsizlik açıklandı, 13.5. Bazılarına bakıyorum zil takıp oynuyor. Durun bir yahu. İnşallah şimdi yeni gelecek rakamlar, Mart Nisan’la birlikte artık işin çok daha farklı şekilde azalacağını göreceğiz

- Kader sizi farklı bir yere sürükleyebilirdi. Farklı bir anne babanın çocuğu olarak doğmuş olabilirdik. Kürt değil Türk, zengin değil yoksul olarak dünyaya gelmiş bir roman çadırında doğmuş olabilirdik. Bu empatiyi kurmak zorundayız.

- Bakınız internetten yada değişik kaynaklardan bir tarama yaptığınızda, Çingene kelimesinin nasıl olumsuz anlamlarla bir arada kullanıldığını göreceksiniz. Şopar, ne kadar hakaret dolu olduğunu göreceksiniz. Şoparı köpekle beraber kullananlar vardır. Bu denli saygısızca hakaret dolu bir şekilde bunu yıllar yılı bu toplumda değerlendirenler olmuştur.

VATANDAŞIMIN SORUNLARI VAR

- Topyekun bir halkın, bir etnik grubun bu şekilde dışlanması insani olabilir mi? Aynı sıfatlar farklı etnik gruplar için de kullanılıyor.

- Oğlunu askere gönderip, gelsin de düğününü yapalım diye beklerken, cansız bir bedenini teslim almak nasıl bir duygudur acıdır? Bu ülkede Alevi olmak, azınlık olmak, Roman olmak nasıl bir histir, bunu çözmeye çalışalım. Alevi vatandaşımın sorunu varken, suni vatandaşımın sorunu yok mu? Bal gibi var. Bir çok alanda suni vatandaşımın da mağduriyeti var.

- Roman Açılımı başlamadan bitti. Açılım kapandı v.s. Yahu bunu biz mi yaptık? İnsaf yahu bir şey başlattık. Neymiş bir yerde giderken, karayollarında bir istasyonda, roman vatandaşlarımın otobüslerini sokmamışlar, size burada yemek yok demişler, almamışlar. Buna dayanarak faturayı geliyorsun, bu işi başlatan iktidara kesiyorsun.

KARDEŞLİK PROJESİ

- Bir taraf çıkıyor, Diyarbakır maçında çıkan olayları milli birlik kardeşlik projesiyle bağdaştırıyor.

- Romanlar hayatında ilk kez zorluk yaşamıyorlar. Her zaman dikkat kesilseniz, yada siz bir roman olsanız, roman mahallesine komşu olsanız, bunun ne denli farklı olduğunu ne denli farklı sorunların yaşandığını görürsünüz.

- Ben onlarla beraber büyüdüm. Onun için çok iyi bilirim. Yani kısacası damdan düşenim, bilirim. Ama konuşanlar damdan düşen değil.

-Bir roman rahatlıkla ben romanım diyebiliyor. Çok daha fazla şekilde birbirimizi anlama çabası gösteriyoruz. Dün sorunların üzerine çok daha farklı bir şekilde gidiyorduk. Çünkü sorunların  kördüğüm olduğuna inanılıyordu. Bugün ise umut ışığına sahibiz.

- Önceki hafta ses sanatçılarımızla geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirdik. Yarın da gösteri dünyamızın ünlü simalarıyla, sahne sanatçılarımızla bir araya gelecek ve milli birlik ve kardeşlik projemizi onlarla değerlendireceğiz.

- Milletimizin nevruz bayramını da kutluyorum. Nevruz kutlamalarının bayram havasında geçmesini diliyorum. Siyasi partilerin kendilerini inkar ederek, terör örgütünü özgürlük için adres göstermesini, terörist başını özgürlüğün adresi olarak göstermesinin, kendilerini inkar anlamına geleceğini buradan hatırlatmak istiyorum.

- Bahar muştusunun hepimizi kuşattığımız günlerdeyiz. İşte Anayasa’da kısmi bir değişiklik çalışmasıyla ilgili belli bir noktaya gelindi. Arkadaşlarımız muhalefetten randevu talep edecekler. Kısmi olarak bir Anayasa değişikliği, hiç tartışmasız gönül bunu kapsamlı yapmayı ister ama diğer siyasi partilerin yakın olmadığını görüyoruz. Değişiklik asla ve asla kişisel beklentiler doğrultusunda değil, AB ile katılım müzakerelerini yürüten bir ülkenin ihtiyaçları sonucunda hazırlanmıştır.

- Bu aşamadan itibaren yolumuza kararlılıkla devam etmemiz için bizim bu değişiklikleri yapmamız gerekir. Bu parlamentoya bu yetkiyi benim vatandaşım, git gerektiğinde yasa yap, anayasa değişikliği yap diye bu yetkiyi vermiştir.

- Milli iradenin temsilcisi olan TBMM bu değişikliği yapacak. Bu reformları gerçekleştirecek güce sahiptir. Ben muhalefetin bu noktada sağ duyulu davranacağına inanıyorum. En azından inanmak istiyorum. Değişime karşı çıkanlar varsa, bunu açık açık mertçe ortaya koysunlar. Farklı bahanelerin arkasına sığınarak, gerçekleri çarpıtarak kimse bir şey elde edemez.

- Arkadaşlarım bu çalışmayı partilere, STK’lara, medyaya bunu ulaştıracaklar. İstiyoruz ki bu taslak hepsine ulaşsın. Bundan sonra da arkadaşlarımız, Pazartesi, Salı ve de Çarşamba kendilerini ziyaret ederek, onların ilaveleri, çıkmasını istedikleri neler varsa, bunları kendilerinden alacaklar. Bugünden verip üç günlük bir taslak üzerinde çalışma imkanını tanıyalım. Bu tasarıyla alakalı şu an 110 imza toplandı.

- CHP yine, tekrar tekrar kışlaya camiye yargıya siyasetin sokulmamasını istedi. Ben tabi CHP’nin bu yaklaşımını aynen kabul ediyorum, biz de aynı şeyi savunuyoruz zaten. Bu hassasiyetle yürüdük. Ancak ana muhalefet liderinin de en az Ak Parti kadar hassas olmasını rica ediyorum.

- Ben burada ben sadece, bir tanesini örnek olarak vereyim. Örneğin CHP’nin Bolu il başkanı, Bolu’daki imam ve müezzinlere bir mektup yolluyor. Mektupta ‘Türkiye insanları, şunlar ve bunlar şeklinde ayıran, kendisi gibi düşünmeyen insanlara adeta zulüm eden bir iktidar tarafından yönetilmektedir. Lütfen kayıtsız kalmayın diyor. CHP’nin sayın lideri, her konuşmasında son derece tahrikkar ve sorumsuz açıklamalar yapabiliyor. Yani anayasa’nın 138. maddesini sürekli çiğniyor. Ama buna karşı yargının kalkıpta bir suç duyurusunda bulunduğunu duydunuz mu?

- Bu Ak Parti tarafından yapılmış olsa yer yerinden oynar mı? Sürekli yargıyı yönlendirme yönetme gibi bir görevi yerine getiriyor. Lütfen kışlaya camiye yargıya siyaset sokmayalım. Biz bunu yapmıyoruz.



Bu haber 732 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,146 µs