Sibel ve Murat'ın ortak fobisi İslam!

0 0 0000 00:00 tsi
Oyuncu Sibel Kekilli ve edebiyatçı Murat Belge İslamiyet ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Konuşmalarında benzer üslup kullanan ikili İslamiyet’i eleştirdi. Kekilli’nin İslamiyet eleştirisi bir yana Murat Belge’nin sözlerinin ardı

Birisi genç bir oyuncu… Türkiye’de de gösterime giren ve Altın Ayı ödülünü kazanan Duvara Karşı filminde oynamadan önce Almanya’da ünlüydü. Ancak Türkiye’de sinema oyuncusu olma özelliği ile ön plana çıktı. Kendisinin başarılı çizgisini sürdüreceği açık. Ancak açık olan bir diğer nokta entelektüel kapasitesinin ahım şahım olmadığı…

Bir diğeri ise artık yaşını almış durumda. Kimileri karşı çıkabilir ancak gerçekten de edebiyat dünyasının duayenlerinden. Bu alanda birçok öğrenci yetiştirdi ve hala yetiştirmeye devam ediyor. Özellikle son yıllarda sürekli üretiyor. Ancak ürettikleriyle değil, konuştuklarıyla gündeme geliyor… Özellikle Türkiye’deki milliyetçilik gelişimi konusunda söyledikleri, sözde Ermeni soykırımı iddiası ve AB süreci ile ilgili demeçleri toplum tarafından bir saldırı olarak algılanıyor. Bu en önemli eleştiri noktası.

Şimdi bu ikili bir araya gelmediler, ancak söyledikleri ile önemli bir birliktelik sergilediler. Birliktelikleri İslam’a yönelik eleştirilerinde… Der Spiegel dergisinin İnternet sayfasına açıklamalarda bulunan Kekilli, ''Namus cinayetlerini işleyenlerin çoğu, bunu İslamiyet'e dayandırıyor. Bu inkar edilemez'' dedi.

Hiçbir dine mensup olmadığını, ancak tüm dinlere saygı duyduğunu belirten Kekilli, ''İnsanları koruyan ve yaşamları boyunca görevler veren bir güce inanıyorum. Ancak bu gücü tanrı olarak isimlendirmiyorum'' diye konuştu. Kekilli, başörtüsüne baskı ve teslimiyetçiliğin işareti olduğu için karşı olduğunu belirterek, başörtüsünün gönüllü olarak takılmasına karşı olmadığını kaydetti. Kekilli, ''Neden İslamiyet'i eleştiren kişiler Ekin Deligöz, Necla Kelek, Seyran Ateş ve Hirsi Ali gibi sadece kadınlardan oluşuyor?'' şeklindeki bir soruyu da, ''Ben de erkek olsaydım feodal yapıya karşı mücadele etmezdim. Cesur kadınlara destek veren erkeklerin olmaması da sorunun bir parçası'' şeklinde yanıtladı.

Kekilli’nin sözlerine bir analiz gerekir mi? Kendisinin geçmişte yaşadıklarına göz attığımızda önemli eşik ve kırılma noktalarına sahip olduğunu görebiliyoruz. Entellektüel altyapısı da bu geçmişle birlikte ele alındığında Kekilli’nin yaptığı “oryantalizm”in sorgulanmasına pek gerek kalmaz aslında. Kekilli’nin yansıttığı doğal bir “kompleks” sadece…

Murat Belge’nin anlatmak istediği ise Kekilli ile çelişmiyor, bilakis birbirlerini tamamlıyorlar… Aynı Kekilli gibi Belge de İslamiyet’in “geri kalmışlığından” yakınıyor. Belge’yi de bu noktada anladığımızı açıkça belirtelim. Bir kitabı çıkıyor. Bu kitabın reklamı gerekiyor. Bu yüzden bir röportaj yapılıyor. Bu röportajın çok kişiye ulaşması, yani haber değeri taşıması için Belge’nin “sükse” laflar ileri sürmesi gerekiyor. Belge de fırsatı kaçırmıyor… Belge “İncelediğim çeşitli dinler arasında; inanç ihtiyacı duyan bir adam olsam, muhtemelen Hıristiyanlığı seçerdim veya Uzakdoğu dinlerinden birini seçerdim. Ama herhalde en son seçeceğim Müslümanlık olurdu. Yahudilik de istemem; hikâyesi çok güzel, ama o da korkunç bir şey” diyor.

Elbette kimin hangi dini kabul edeceği kimsenin işi değil ancak “hangi dini seçerdim” sorusunun ardından diğerlerine yönelik bir aşağılama söz konusu oluyorsa bu sorgulanır. En azından sorgulanması doğaldır… Yahudiler de Belge’nin sözlerini sorgulayacaktır.

www.iyibilgi.com

Bu haber 934 defa okundu.