En Sıcak Konular

Galiba Dinç Bilgin medyaya dönüyor

13 Mart 2010 09:00 tsi
Galiba Dinç Bilgin medyaya dönüyor Kürşat Bumin'den Neşe Düzel'in Dinç Bilgin'le yaptığı röportajın dikkatli bir incelemesi

Neşe Düzel'in Dinç Bilgin'le yaptığı röportaj (Taraf) haftanın hakkında çok söz edilen konularından birisiydi.

Röportajı ve hakkında yazılanları okuyanlar, Sabah grubunun eski patronunun kısa sürede nasıl bir dönüşüm geçirdiğine şahit oldular. Karşımızda Taraf'ı yere göğe sığdıramayan, olması gereken gazetenin nasıl bir şey olduğunu doğrudan bu örnekten hareketle açıklayan eski bir medya patronu vardı. Evet bana göre de, inanılması neredeyse imkânsız bir dönüşüm bu. Nereden nereye... Ama şaşırmayalım, çünkü burası Türkiye!

Konunun gündeme her gelişinde yazdığım gibi, insanların "temel hak ve özgürlükleri" içinde "değişme-dönüşme hakkı"nın olduğuna ben de inanırım. Değiştiği-dönüştüğünü söyleyen birisine "Hayır değişmedin, sen hep aynısın!" demeyi ben de yersiz ve yanlış bulurum. Ancak şu şartla: Bu değişim-dönüşüm sürecinin niçin gerçekleştiğinin makul, ikna edici bir açıklamasının ortaya konması şartıyla. Dinç Bilgin'in sözleri bu çerçevede öğretici olmaktan uzaktı doğrusu... Bilgin'in ana fikri –bana göre- "servet ve iktidar sahibiyken öyle idi, ikisi de gidince böyle oldu" şeklinde özetlenebilecek açıklamaları bu bakımdan -barındırdığı bir iki anekdot dışında bırakın "müthiş" olarak nitelendirilmeyi, ilginç bile değildi. Ama eğer asıl derdimiz "anlamak" değil de "itiraf" dinlemek ise, o zaman bu açıklamaların öneminden söz edilebilir belki...

Röportajda dikkatimi çeken en önemli husus, Dinç Bilgin'in Başbakan Erdoğan hakkında sarf ettiği –hem de üst üste birkaç kere- övücü ifadelerdi. İkinci husus –bu hususun birinci hususla bağlantılı olduğunu sanıyorum- "Gazeteciliği özlediniz mi?" sorusuna verdiği şu heyecanlı ve istekli cevap oldu: "Tabii her dakika düşünüyorum, başka bir şey düşünmüyorum."

Bunların yanında bir üçüncü husus daha var ama o kadar önemli değil. Ama madem ki hususları sıralıyoruz yazıya bu son hususa değinerek devam edelim:

Dinç Bilgin, röportajın bir yerinde şöyle diyor: "İzmir'de Yeni Asır son derece demokrat, liberal ve Batılı bir gazeteydi. Ben Sabah'ı İstanbul'da tepeden inme empoze ettim. Sabah'ı çıkaran ekibin çoğu sol gelenekten geliyordu. O tarihte bizim Türkiye'deki sol gelenek de daha çok devletçi, ulusalcı, yabancı düşmanıydı. (...) Ama İstanbul'da bulduğum kadro buydu. Bazı arkadaşları ikna ettim ama... Benim İzmir'den getirdiğim demokrat liberal genler onlarda yoktu..."

Bu sözler Bilgin'in -"değiştim-dönüştüm" iddiasına rağmen- "Eski Rejim" yıllarının değerlerini hâlâ eskisi gibi yaşattığına işaret ediyor. İzmir'in "Yeni Asır" gazetesi ne zaman "demokrat, liberal ve Batılı" bir gazeteydi? Yeni Asır –tabii ki- ülkenin en başarılı bölge gazetesiydi. Ama ondan söz konusu sıfatlarla söz etmek bir "yanlış bilinç" örneği... Yeni Asır (epeyce yıl göz attığım için biliyorum) siyaset dışı sayfalarında popüler-popülist ve dolayısıyla "tabloid" ruhlu, siyasi eğilimi söz konusu olduğunda da "tutucu-milliyetçi" olarak nitelenebilecek türden bir gazeteydi.

"Benim İzmir'den getirdiğim demokrat liberal genler..." sözleri de benzer bir yanılgının ("yanlış bilinç"!) ürünü. Bilgin'e "Kimlerdi bunlar o genler?" diye soracak olsak, kaç kişinin adını sayabilir. Hatırlayın: İzmir'deki Yeni Asır'ın ve İstanbul'daki Sabah'ın başyazarları Güngör Mengü idi; "demokrat liberal genler"in gerisini siz bulun artık!

Bilgin'in Başbakan Erdoğan hakkında sarf ettiği övücü ifadelere gelince:

"Yeni olan, şimdiki başbakanın çok daha açık sözlü olması. Şikayetini açıkça söylüyor. Gazete sahiplerini dükkân sahibine, yazarları da tezgâhtara benzetmesi biraz ağır kaçıyor ama pek de haksız değil. Maalesef bu sözlerinde gerçek payı var."

(Dinç Bilgin'in Başbakan'ın sözünü ettiği açıklamasını tamamen tersten anladığını sanıyorum. Biraz daha dikkatle okununca görülecektir ki, Başbakan gazete sahiplerinin "dükkân sahibi", yazarların "tezgâhtar" olmasından "şikâyetçi" değildir. Başbakan, tam tersine, gazete sahipleri ve yazarların niçin "dükkân sahibi" ve "tezgâhtar" konumunda bulunmadıklarından şikâyetçidir!)

(Özal'dan bahisle) "Ben ona bayılırdım. Çok tontondu. Hiddetini de şiddetini de severdim. Şimdiki başbakanda da o hali seziyorum. Sinirlenebiliyor. Onun da insani reaksiyonları var..."

(Bu yorumun İzmir'den ithal edilen "demokrat-liberal genler"le münasebetini göremedim doğrusu!)

(Başbakanların basın patronlarından çekinip çekinmediklerinden bahisle) "Çekinirler elbette. Ama şimdikinin çekinmediği belli. Bu da benim çok hoşuma gidiyor..."

"Aslında şimdi iyi bir devir var. Başbakan açık sözlü ve gazete sahiplerine pek yüz vermiyor. Hakkını vermek lazım, utanılacak ilişkiler içine girmiyor. (...) Yine eskiden telefonu çeviren başbakana ulaşabiliyordu. Şimdikine ulaşamıyorlar. Bir başbakanın böyle olması lazım."

Dinç Bilgin'in Neşe Düzel'e yaptığı açıklamaların gözden geçirilmesine yarınki yazıda devam edeceğim.

Son olarak yazının başlığına da taşıdığım şu sezgimi tekrar edeceğim: "Dinç Bilgin medyaya dönüyor gibi..."

Bende bu sezgiyi uyandıran nedenlerden birisi de, Ergun Babahan'ın Dinç Bilgin'in röportajından bahisle yazdığı yorumun şu sözlerle noktalanıyor olmasıydı:

"Sapına kadar gazetecidir, herşeyi kendi kurmuş, hiçbir medya kuruluşunu satın almamıştır. Hatalarının bedelini de ağır biçimde ödemiştir. TMSF'nin artık bu insana hakkını teslim etmesi gerekir."

Kürşat Bumin / Yeni Şafak



Bu haber 551 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,664 µs