“Saldırı Ocak’tan önce olacak!”

0 0 0000 00:00 tsi
ABD-İran gerilimi dallanıp budaklanıyor. Ahmedinecad’ın Suudi Arabistan ziyareti “acaba diyalog yolları mı aranıyor” sorusuna yol açarken iyibilgi’nin görüştüğü Washington'a yakın kaynaklar farklı bir yönü işaret ediyor. Tahminler

ABD-İran gerilimi, iki taraf da sessizliğe büründüğü için, şimdilik yumuşuyor havasında. Bunun en önemli sebeplerinden birisi Irak’ta zor durumda kalan ABD’nin İran ile Irak özelinde, diyalog yolları aradığı şeklindeki yargı. BM’nin İran’a verdiği sürenin dolması ve Tahran yönetiminin nükleer programından vazgeçmek istemeyişi krizi derinleştirse de her iki taraf da sessizliğini bozmuyor. Aslında bu pek de iyiye işaret değil. Nitekim evvelki gün BM’nin İran için toplandığı ancak bir karara varamadığı biliniyor. Tahran, Güvenlik Konseyi’ndeki üyelerin çıkar çatışmasını kendisine bir yaşam alanı olarak seçiyor. Ancak nükleer bir İran’ı engelleyeceğini açıkça ortaya koyan Washington yönetiminin, Irak’taki gibi uluslar arası toplumun onayını bekleyip beklemeyeceği önemli bir soru işareti.

Washington ve Tahran diyalog yolu arayabilir mi? Amerika’nın demokrat ama güçlü isimleri Tahran ile uygun bir zeminde konuşulmasından yana. Amerika’nın saygın stratejistlerinden Zbigniew Brzezinsky ve çalışma ekibi yayınladıkları raporda İran ile orta vadede masaya oturulması gerektiğini savunuyor. Ancak Cumhuriyetçilerin buna ne ölçüde kani oldukları tartışma konusu.

iyibilgi’ye konuşan Washington kaynakları da benzer bir düşünce öne sürüyor. Washington’un Tahran’ı vurmak istemesi halinde Ocak ayını işaret eden kaynaklar, yılbaşında Amerika’da seçim takviminin başlayacağını, seçim kampanyası başlamadan, yani Ocak ayı öncesi, Cumhuriyetçilerin iki amaç ile İran’ı vurmak isteyebileceklerini söylüyor… Yönetimde etkinliği tamamen kaybetmeden önce, İsrail’in güvenliği için son bir hamle ile İran’ı vurmak sebeplerden birisi. Bir diğeri ise İran’a yönelik olası saldırıyı seçim kampanyası haline dönüştürmek.

Özellikle ikinci şık akla yatkın geliyor. Çünkü Irak’a açılan savaşta kamuoyu önünde inandırıcılığı bir hayli düşen Washington yönetiminin, “İran’ın tehlikeli yüzü” ile ilgili toplumuna yalan söylemek zorunda olmadığı belirtiliyor. Yapılması gereken tek şey Ahmedinecad’ın nükleer programındaki tutkusunu ve İsrail ile ilgili sözlerini sık sık kamuoyuna hatırlatmak olacak. Amerika’da Musevi cemaatinin medya ve diğer sektörlerde etkinliği göz önüne alındığında Washington yönetiminin bu düşüncesini açıklamakta bir zorlukla karşılanmayacağına inanılıyor.

iyibilgi.com

Bu haber 332 defa okundu.