En Sıcak Konular

İsrail'e 'yakamdan düş' mesajı

11 Mart 2010 10:04 tsi
İsrail'e 'yakamdan düş' mesajı Derin ortaklıkta sona gelindi mi?

Geçtiğimiz ay içinde Dubai'de Hamas liderlerinden Mabhuh'un kaldığı otel odasında katledilmesinin arkasında Mossad ajanlarının olduğunun ortaya çıkması diplomatik krize yol açtı. 19 Ocak'ta işlenen cinayetin ardında ele geçirilen bulgular suikastin sanılandan çok daha derin bağlantılarının olduğunu ortaya çıkarıyor. Cinayetin ajan filmlerini hatırlatan ustalıkla işlenmiş olması, ilk bakışta askeri imajı zedelenen İsrail için başarı öyküsü gibi görünüyor.

Olayın ardındaki sisi perdesi kalkmaya başladıkça cinayetin uluslararası boyutta bir organizasyon, hatta işbirliği içinde gerçekleştiği anlaşılıyor. En son olarak Dubai polisinin yaptığı açıklamaya göre, olay sırasında kullanılanlardan başka, İsrail tarafından yapılmış çok sayıda farklı devletlere ait sahte pasaportlar ele geçirilmiş. Bu pasaportları kullananların istihbarat elemanı olduklarını açıklaması dikkatleri İsrail'in uluslararası alanda işlediği gizli cinayetlere çekti. Daha önce cinayeti işleyen Mossad ajanlarının Batı Avrupa ülkelerine ait pasaport kullanmaları olayı diplomatik skandala dönüştürmüştü. İlk planda cinayete karışan 11 elemanın İngiltere, İrlanda, Fransa ve Almanya pasaportu taşıdıklarının belli olması zaten skandal olmuştu. Daha sonra ortaya çıkan 15 kişilik cinayet ekibinin de İngiltere, Avustralya, Almanya pasaportu taşımaları olayı Hamas-İsrail meselesi olmaktan çıkardı. Bizzat İsrail Başbakanı'nın suçlu duruma düşerek yargılanması talep edildi.

Mossad'ın yabancı bir ülkede işlediği cinayette kullanılan Avrupalı pasaportların anlamı önemli. Çünkü bir tarafta devlet eliyle üçüncü ülkeler adına sahtecilik yapılması, cinayete destek verilmesi gibi bir kriminal durum var. Bu durum başlı başına söz konusu devletlerin pasaportlarını kuşkulu hale getiren yani devlet itibarını düşüren bir gelişmeydi. Genellikle Avrupa dışı Asya, Afrika ülkelerinin pasaportunu taşıyanlara potansiyel uyuşturucu kuryesi, terörist gözüyle bakmaya alışkın bu devletlerin kendi pasaportlarının benzer biçimde terörist muamelesi görmesi anlamına gelen durumları hiç de hoşlarına gitmeyecek. Fakat burada asıl dikkat çekilmesi gereken husus bu pasaportları kullananlardan bir kısmının gerçekten o ülkenin vatandaşı olmaları. Yani, bir Arap ülkesine İngiliz veya Fransız vatandaşı olarak giriş yapan ajanının aynı zamanda İsrail vatandaşı ve Mossad elemanı olması Avrupalılar için alarm zilinin çalması anlamına geliyor. Batılıların İsrail'e verdikleri ekonomik, siyasi desteğin yanısıra gizli cinayetlerde de suç ortaklığı yapılması, pasaportlarının bu tür karanlık ve kanlı eylemlerde kullanılmasının ortaya çıkması "uygar ve demokratik" toplumlar için hiç de iyi görüntü vermiyor!

Buraya kadar anlattığım hikaye aslında herkes tarafından bilinen, tahmin edilen hatta pasaport krizi bir yana özellikle efsaneleştirilerek bizzat MOSSAD tarafından yaygınlaştılması istenen işin polisiye tarafı. Burada atlanmaması gereken önemli husus Batı Avrupa ülkeleriyle İsrail ilişkisinin karşılıklı istihbarat alışverişinden öte anlamlar taşıyor olmasıdır. İstihbarat paylaşımı adı altında Türkiye'nin hatta Amerikan güdümümdeki çoğu Arap ülkelerinin İsrail gizli servisiyle yakın işbirliği yaptıklarını söylemeye gerek bile yok. Kimi zaman saltanatlara karşı girişilen eylemleri önceden haber vererek ya da tehdit unsuru olmasını istediği grupları destekleyip daha sonra ihbar ederek efsanevi bir imaj oluşmasını sağlamakta mahirdir Mossad.

Ne var ki işin daha farklı boyutu olan diplomatik alanda, uluslararası ilişkilerin gerektirdiği formel yapılara bile bu türden ilişkilerin geçerli olduğu pek bilinmez ya da dikkat edilmez. Tıpkı Dubai'de cinayet işleyen Mossad ajanlarında olduğu gibi Batılı diplomatlar arasında da çifte vatandaş olanlar, hatta olmayanlardan aynı zamanda İsrail adına çalıştığı pek fark edilmez. Bilhassa Amerikan diplomasisinde bunun örneklerine sıkça rastlanır.

Daha önceki gün İsrail'e gelen Amerikan Başkan Yardımcısı Biden'in, açık biçimde siyonist olduğunu belirtmesi bunun sıra dışı örneğidir. Siyonist olduğunu açıklamayan, Yahudi ya da aynı zamanda İsrail vatandaşı da olan diplomatların uluslararası görüşmelerde ne türden manevralar çevirebileceğini tahmin etmek zor değil.

Bir Arap ülkesiyle yapılan görüşmede Batılı bir devleti temsil eden diplomatın İsrail'le ne türden ilişki içinde olduğu çoğu kez bilinmez. Amerikalı diplomat olarak muhatap aldığınız kişinin Yahudi olduğunu biliyorsanız belki aklınıza bu tür ilişki gelebilir. Ancak çoğu kez buna dikkat etmemeyi gerektiren resmi diplomatik kuralları en çok istismar eden tarafın İsrail olduğunu görmemek için başka nedenler aramak gerekir.

İsrail diplomasisinin uluslararası siyasette en büyük kozlarından biri bu de facto diplomatik ittifaklarıdır. Diplomasi tarihiyle birazcık ilgilenenler bu türden ilişkilerin sonuçları karşısında hayret edeceklerdir. Hatta doğrudan Araplarla ilgili olmasa bile üçüncü taraflarla ilgili ilişkilerde de bu tür çift taraflı misyonun üslenilmesi az rastlanan örnek değil.

İsrail'in gücünü olduğundan fazla abartılmasına neden olan sınırsız ABD desteği ile bu türden ilişkilerin getirdiği gizemli başarı öyküleri ve de İsrail'in bu desteği istismar etme imkanını bulmasıdır. Ne var ki, İsrail'in şımarık çocuk rolü oynayarak bugüne kadar sürdürdüğü süper gücün gölgesi altında her türlü sınırı zorlayan ilişki biçiminin sürdürülemez olduğunu farketmek gerekiyor. ABD'nin gücünü kullanarak yeri geldiğinde Amerika'ya rağmen top çevirmesine tolerans gösterme döneminin de sonu gelmek üzeredir. Adeta "yakamdan düş" mesajı vermektedir. Bölgedeki bazı gelişmeler bu yeni türden ilişkinin ipuçlarını vermektedir.

Akif Emre / Yeni Şafak



Bu haber 1,491 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,727 µs