En Sıcak Konular

“Türkiye rüzgârı keşfetmeli”

0 0 0000 00:00 tsi
“Türkiye rüzgârı keşfetmeli” Ülkemizde misafir öğretim görevlisi olarak bulunan Lutz Giese “Türkiye Kyoto’yu imzalamalı” diyor. Giese’ye göre Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları açısından çok şanslı bir ülke ve bu şansı bir an önce kullanmalı.

Siz kimya ve jeoloji okudunuz. Yenilenebilir enerjiler üzerine çalışmaya nasıl başladınız? Bize Türkiye’de yaptığınız alan çalışmasını anlatır mısınız?

1994’te doktora öğrencisi olarak su-kaya etkileşimi ve jeotermal sulardaki mineral miktarı üzerine çalışmaya başladım. Araştırma bölgem Denizli yakınlarındaki Kızıldere jeotermal alanıydı. Daha sonra 1999’da, Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) (Renewable Energy Sources, RES) ve Enerjinin Rasyonel Kullanımı  (Rational Use of Energy RUE) üzerine bir eğitim programı aldım. Şimdi Alman Akademik Değişim Servisi DAAD kapsamında Muğla Üniversitesi’nde misafir öğretim görevlisi olarak çalışıyorum.

Türkiye’nin ağırlıklı olarak yenilenebilir enerjiye dayanan ve nükleer ve diğer çevreyi kirletici enerjileri reddeden bir ülke olma şansı var mı?

Türkiye çok renkli ve yeterli yenilenebilir enerji kaynakları (YEK) potansiyeline sahip. Güçlü güneş ışınımı termal ve fotovoltaik uygulamaları mümkün kılıyor. Mümkün olduğu kadar çabuk geliştirilip değerlendirilmesi gereken bir rüzgâr potansiyeli var. Jeotermal enerji ve su gücü yıllardır başarıyla kullanılıyor. Asıl amaç şimdi uygun bir yasal ve ekonomik çerçeve çizmek… Sürekli artan talebe karşılık geliştirilebilecek birçok YEK mevcut Türkiye’de.

İçinde yaşadığımız binalarda ısı ve enerji kayıplarını önlemek için neler yapılabilir? Ülkenizde bu amaçla ne gibi tedbirler alınmış durumda, ne zaman ve nasıl?

Genel olarak, karbon diyoksit ve diğer salımları azaltmanın ilk yolu “enerji tasarrufu.” Örneğin, Almanya’daki binalarda RUE önlemlerinin tümü uygulandıktan sonra, resmi istatistiklere göre 80 milyon ton karbondiyoksit salımı engellenebilecek. Bu yüzden Avrupa Birliği ‘Binaların Enerji Performansı’ hakkında 2002/91/EC sayılı direktifi yayınladı. Bundan sonra kiralanan veya satılan bütün binalar için bir ‘Enerji Sertifikası’ zorunlu olacak. Mesela bu direktifi uygulamak için şu anda Almanya’da “Enerji Tasarruf Düzenlemesi” EnEV 2007 yeniden gözden geçiriliyor. Bu yolla mevcut binaların enerji sarfiyatı şimdikinin üçte birine indirilebilir, ayrıca yeni binalar inşa edilirken “pasif evler” tabir edilen yenilenebilir enerji kullanan binalar tercih edilebilir. Yakında pilot proje olarak Muğla bölgesinde bütün bu konuları içeren bir eğitim programı başlatacağız.

Bütün binaların, hatta belki de bütün ekonominin enerji tasarruf eder hale getirilmesinin maliyeti ne olabilir? Ve bunu yapmak için atılacak ilk adım ne olmalı?

Enerji tasarrufu demek, karbondiyoksit salımı tasarrufu demektir. Bu yüzden ısıtma teknolojisini yenilemek bilinen en maliyet düşürücü yoldur. Yalıtım önlemleri ve nihayet pencerelerin yenilenmesi sonraki adımlar olabilir. Çevre dostu yenilenebilir enerji sistemlerinin –güneş enerjisi, ısı pompaları, biokütle, jeotermal gibi- kullanımı sağlanmalıdır. Bunların getireceği karbondiyoksit azalmasının ve bunun için gerekecek yatırımın miktarının ne kadar tutacağı ise ancak yakın gelecekte yapacağımız ayrıntılı çalışmalar sonucunda yanıtlanabilir.

Dünyadaki siyasi yönetimlerin bilim insanlarını dinleyip alternatif enerji kaynaklarını geliştireceğini düşünüyor musunuz? Ya da başka deyişle, çevrenin geleceğinden ümitli misiniz?

RES ve RUE için çalışırken bütün motivasyonumu gelecekte solar topluma ve Ajanda 21’e duyduğum inançtan alıyorum. Zaten başka şansımız yok, fosil kaynaklar yakında bitecek, nüfus hala dünya çapında artıyor, küresel ısınma şimdiden başladı. Enerjiye ve de temiz enerjiye ihtiyacımız var ve çocuklarımız da bizim sahip olduğumuz fırsatlara sahip olacaklar. Sürdürülebilir bir yaşam sürmeye başlamalıyız- şimdiden.

Türkiye Kyoto’yu imzalamalı mı sizce?

Prensipte, karbondiyoksit salımı azaltılmadan sürdürülebilir bir yaşam olmayacak. Bu yüzden protokolü bütün ülkeler imzalamalıdır. İklim değişikliğini önlemenin tek yolu bu.

Yeşim Harcanoğlu – iyibilgi.com



Bu haber 402 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,645 µs