Ferrari’sini çarpan ABD!

Irak bir kaza! Fiyakalı bir Ferrari’nin bütün dünyanın şaşkın bakışları arasında bir mühimat deposuna dalması ile meydana gelmiş bir kaza! Kazanın sebebini, belkide hedefini aydınlatacak kalbur üstü bir kaç ihtimal şöyle sıralanabilir:

İlk akla gelen ihtimal, kazanın, sigortadan yüklü miktarda para koparmak için, yani petrol için yapıldığıdır. Bu ihtimalin yaslanacağı kaya gibi bir gerekçe vardır; eski bir alkolik olan şoför ve babası soysop petroliktir!

Diğer bir ihtimal, şoförü devre dışı bırakan uzaktan kumanda bir kaza olmasıdır! Yani; ABD’nin beyin koridorlarını zaptetmiş lobilerin tezgahladığı kaza “gibi” kaza! Özellikle ABD sermayesini, medyasını ve dışişlerini elinde tutan Ortadoğu kökenli lobi!

Frankeştayn patolojisi…

Bir ihtimal de, kazanın, bir türlü Ferrari’sini satacak olgunluğa ulaşamamış bir ruh hâlinin bunalımı sonucunda meydana gelmiş olmasıdır. Her dört dakikada bir cinayetin işlendiği, her dört kişiden birinin psikolojik tedavi gördüğü, orta okul çocuklarının sınıfları basıp arkadaşlarını taradığı bir ülke için, bu ihtimal hiç de zayıf sayılmaz.

Magazin bir ihtimal ise, niyeti, mühimat deposunu kıl payı sıyırarak, bütün dünyaya hava atmak olan, Holywood gazlı bir budala şoförün sakarlığı! Hayatları baştan sona şov, baştan sona magazin olan, iki partili danışıklı döğüşü demokrasi zanneden obezler diyarı için, bu da oldukça kilolu bir ihtimal!

Fakat, en kapsamlı ve ciddi ihtimal şu olsa gerek; Kendi tink-thank çöplüklerinden yükselen kızartma kokuları ile iştahı kabararak, “tek kutuplu dünya” dolmuşuna binmiş bir Frankenştayn’ın üçüncü vites kalkışı sonrasında meydana gelmiş bir kaza!

Irak merkezli, Saddam gölgeli, ABD süzgeçli dünya medyasını ve kamuoyunu son üç beş senedir meşgul eden zihinsel kaynak, bu ihtimaller arasında dolaşıp durmaktadır. Yüz binlerce insanın ölümüne sebep olmuş bu kazanın  gerçek sebebi ya da hedefi hangisidir gerçekten?

ABD idaresinin sıradan insanların elinde olduğunu zanneden sıradan insanlar, yukarıdaki ihtimallerden birini seçerek, en kestirmeden çözüme ulaşmanın hızına ve hazzına ulaşmış olurlar. Bir kaç ihtimali bir araya getirecek hafıza ve bilgi birikimine sahip olanlar ise, çarpık “Ferrari’nin” Saddam’ın devrilen heykelinin yerine bir anıt olarak dikileceğini mi, yoksa, bir yük gemisi ile ülkesine geri gönderileceğini mi, merakla bekleyeceklerdir. Fakat, ABD idaresinin yarı insan, yarı cin “yaratıkların” elinde olduğunu bilenler, yukarıda sıralanan ihtimallerin,  gerçek ihtimaller listesinin yüzde biri olduğunu bilmenin huzursuzluğundan asla kurtulamayacaklardır.

Masonik göz ve Firavun…

Bütün ihtimallerin özü ve özeti olarak, bir dünyadaş olarak, artık şunu bilmek durumundayız: Körfez savaşı sonrası kapitalizm, ABD’nin bünyesinde çok yeni bir sisteme evrilmiştir. Bu sistemin adı “Amerikanizmdir.” Söz konusu olan bu sistem kapitalizmin ileri bir aşaması değil, kuantik bir sıçrama ile oluşan bir tür kopuş, tıpkı doların üzerindeki Masonik üçgen göz gibi, bir tür denetleyici bakıştır; herşeyi kendince yargılayan, yorumlayan ve cezalandıran bir bakış! ABD için kapitalizm, yani sermayenin toplumsal dinamiklerden sadece biri olduğu devir geride kalmıştır. Amerikanizm, sermayenin, medyayı, politikayı, eğitim kurumlarını ve de askeri gücü kayıtsız şartsız satın aldığı bir sistemdir. Polis devletinin zoruyla, insanların “Altın buzağıya” taptırılmasıdır Amerikanizm! Yeryüzünün diğer devletleri ancak kapitalizime kadar evrilecek ve hiç biri piramidin zirvesine, Masonik üçgen gözün zaviyesine ulaşamayacaktır! Gelecekte her şey, ABD’nin bir tanrı gibi uzaydan yeryüzüne diktiği uydu gözlerin kontrolünde olacaktır! Fukuyama’nın ünlü tezinde son bulan tarih, işte bu Amerikanizm öncesi tarihtir. Artık, “tarihi” ve toplumu sermaye üretecektir. Servet tanrısı Mammon’un “demokratik” savaş çığlığını hep birlikte duymadık mı: “Bizim yanımızda olmayanlar, bize karşı demektir!” Beş bin yıl önce Firavun da şöyle diyordu: “Sağa sola bakmayın! Kimseye kulak asmayın! Tanrınız benim!”

Yeryüzüne sığmayacak bu sözleri söyleyenler de insan, itaat edenler de! Ey insan! gerçekten sen nesin? Dışardaki Ferrari’yi sana satmak için, içindeki Ferrari’nin kanatlarını söken eli ne zaman göreceksin?

Ekrem Berber
www.iyibilgi.com