En Sıcak Konular

Türkiye, büyüklerin pazarlığını bekliyor

3 Mart 2010 08:33 tsi
Türkiye, büyüklerin pazarlığını bekliyor Büyük güçlerin masasında hangi ülkeler var?

Her yıl 24 Nisan yaklaşırken dış politikada bir hareketlenme yaşanır, bu yıl da durum değişmemiş gözüküyor. Malum bu tarih, ABD Temsilciler Meclisi’nden yasa olarak geçme ve başkan Obama’nın dile getirme ihtimali bulunan “Ermeni soykırımı” sorunun yıl dönümü. Sanki sorun bir tek bu tarih bakımından önemliymiş ve sadece bir dış politika sorunuymuş gibi siyasi yatırımlar hemen her yıl mart başlarında yapılır, nisan sonunda da “bu yılı da savdık” duygusuyla kenara alınır.

ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komiyonu’nda Demokrat California milletvekili Adam Schiff’in hazırladığı bir yasa tasarısı görüşülüyor. Aslında bu tasarı, ABD dış politikasında Ermeni sorununa ilişkin bir farkındalık yaratılmasını, bir bağlayıcılık oluşturmamasını öngörüyor, Türkiye için önemli olan ise tasarılarda yazılanlar değil, konunun ABD kurumlarında dile getirilmesi.

Yıllardır, konunun gündeme gelmemesi ya da başkanların “soykırım” sözünü kullanmaması için yapılan son dakika girişimlerinde ABD’deki Yahudi lobilerinin desteği aranmış, dolayısıyla “Ermeni sorunu” bu yolla Türkiye-İsrail ilişkilerinin orta yerine yerleşmişti. Lobilerin desteği bedavaya vermeyecekleri düşünüldüğünde, bu mekanizmadan lobiler ile Türkiye-İsrail arasındaki askeri-güvenlik bağının oyuncularının kazançlı çıktığı söylenebilir. Bir diğer kazançlı çıkanın da ABD olduğu hatırlatılmalı, zira yasa çıkmasın ve başkan ağzına almasın diye verilen çabaların içine ABD ile Türkiye arasındaki stratejik anlaşmazlık konuları her zaman dahil olmuş ve genel olarak Türkiye’nin razı olduğu durumlarla mesele kapatılmıştı.

Bu haliyle bakıldığında ABD’deki Ermeni lobilerinin tüm girişimlerinin esas itibarıyla Türkiye-ABD-İsrail üçlüsünün kenetlenmesine hizmet etmiş olduğu söylenebilir. Oysa bugünün koşulları biraz daha farklı ve bu tür bir kenetlenmenin sonuçta Ermenistan’a ve Ermenilere yarar getirmediğinin açığa çıktığı bir konjonktür bulunuyor. Üstelik Türkiye-ABD ilişkileri Ermenistan ya da İsrail ile açıklanamayacak kadar gelişmiş durumda, artık ilişkilerin bozulmasından doğacak zarardan her iki taraf da neredeyse benzer ölçüde zarar görecek halde. Dolayısıyla Türkiye’nin bundan sonra araya başkalarını koymaksızın ABD ile görüşmesi kaçınılmaz; bu işin bir boyutu.

İkinci boyut, parlamenterler ya da lobiler yoluyla yürütülen faaliyetlerin insanların duygularını değiştirmeye yetmeyeceği gerçeği. Bu durumda, ABD’deki ya da başka yerlerdeki Ermenilerin duygularının değil, referanslarını güçlendirecek ortamlarını değiştirmek gerekecek. Bu durum Türkiye’nin de değişmesini gerektirdiğinden sorunlu bir alana işaret ediyor. Değişimin fitilinin Ermenistan protokolleriyle ateşlendiği bilinse de, bu ateşin alevi giderek küçülüyor. Protokollerin bizzat kendilerinin yeni bir sorun haline gelmesi, belki ABD’deki pazarlıkların bunlarla sınırlı tutulmasına yarayabilir, ancak iç değişkenlerin de meselede ağırlığı var gibi gözüküyor.

Bununla birlikte, sorunun bugünkü dış ayağı Azerbaycan. Rusya-Azerbaycan-İran arasındaki bağın koparılması sürecinde Azerbaycan’ın Rusya’ya, ancak İran’ın başka yakaya kayması konusunda pazarlıklar yapılıyor gibi. Dolayısıyla büyükler Ermenistan açılımına karşı değil, oyun Azerbaycan-İran dengesinde Rusya ile ABD arasında. Bu durumda Türkiye, tarafların karar vermesini bekliyor gibi gözüküyor, tabii bu arada da bir dizi 24 Nisan pazarlıklarına kurban gidebiliyor.

Oysa protokollerin yaşama geçmesi, büyüklerin pazarlıklarını ve Azerbaycan’ın tercihlerini hızlandırabilir; hatta sonuçlandırabilir. Böylece Türkiye de kendisini edilgen olmaktan daha kolay çıkarabilir.

Beril Dedeoğlu / Star



Bu haber 610 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,429 µs