En Sıcak Konular

Gözler Türkiye'nin üzerinde

27 Şubat 2010 09:43 tsi
Gözler Türkiye'nin üzerinde 'Model' olacaksak...

Generalleri hedef alan son tutuklamalarla birlikte Türkiye yeniden dünyanın gündemine oturdu. Başta bölge ülkelerinin medyası olmak üzere dünyanın tüm basın-yayın organları tutuklamalar ve sonrasındaki gelişmeleri anında kendi kitlelerine  yansıtıyordu.

Bu sür içinde başta El-Jezire televizyonu olmak üzere birçok televizyon ve radyonun yayınlarına katılarak olup bitenleri anlatmaya çalıştım. Herkesin özel olarak merak ettiği ve ısrarla sorduğu iki şey  vardı: 'Askerin politik yaşamdaki işi bitti mi?' Ve 'Asker darbe yapabilir mi?'

Yani içte olduğu kadar dışarıda da bu iki sorunun yanıtını farklı zeminlerde arayanlar, Türkiye'deki demokrasinin geleceğini merak ediyor. Çünkü Türkiye'deki demokrasi ve dolaysıyla AK Parti deneyimi, bölge ülkelerini ve bu deneyimin bu ülkelere ihracı peşinde olan Batılı ülkeleri yakından ilgilendiriyor.

Kendi demokrasisi ile ilgili ciddi sorunlar yaşayan ya da yaşayabilecek bir Türkiye başta komşuları olmak üzere bölge ülkelerine demokrasi ve hukuk dersi vermez. Daha açık bir ifadeyle demokrasi ve hukuk alanında ciddi sorun ve riskler yaşayan bir Türkiye, 7 Mart'taki seçimlere hazırlanan Iraklılara demokrasi öğütleri veremez. Yani dün Ankara'da Irak eski Cumhurbaşkanı Ayyad Allavi ile görüşen Cumhurbaşkanı Sayın Gül ve Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu ona 'Aman demokrasinize sahip çıkın' gibilerinden öğütlerde bulunamazdı. Benzer söylemleri Davutoğlu iki gün önce Ankara'ya gelen Lübnan İlerici Sosyalist Partisi lideri Valid Canbolat'a ya da diğer Lübnanlı ve Arap politikacılara tekrarlayamaz.

Ankara ile ilişkilerine büyük önem veren ve Türkiye ile vizeleri kaldıran Suriye, İran, Ürdün, Katar, Lübnan, Libya ve bölgenin diğer ülkeleri doğal olarak Türkiye'nin demokratik yapısını ve bu yapının olumlu ya da olumsuz olarak kendilerine nasıl yansıyacağını merakla izlemektedirler.

Yani vizesiz olarak Türkiye'ye gelmeye başlayan bu ülkelerin yüz binlerce vatandaşı yalnızca Türkiye'nin güzel şehirlerini, camilerini, tarihi eserlerini, kebap ve rakılarını değil, aynı zamanda Türk halkının nasıl yaşadığına bakmakta ve bundan da kendine göre siyasal, ekonomik, toplumsal, kültürel ve ahlaksal dersler  çıkarmaktadır.

Örneğin bu bölge insanları son dönemde popüler olan Türk dizilerini izlerken kendilerine göre birden çok değerlendirme ve analiz yapmaktadırlar. Yani şu anda Arap televizyonlarında izlenen Türk dizilerini seyredenler, bu dizilerdeki yalnız güzel şehirleri ve görüntüleri değil, aynı zamanda insan ilişklilerini şaşkınlıkla ve biraz da hayretle takip etmektedirler. Örneğin bazı dizilerdeki kız-erkek ilişkileri ve flört sürcindeki bu ilişkilerin boyut ve detayları yalnızca muhafazakar insanları değil, aynı zamanda 'laik ve modern' insanları bile şaşırtıyor. Çünkü Arap toplumlarında bazen dinden ama ağırlıklı olarak geleneklerden dolayı flört kavramı henüz çok yaygın değil ve evlenme öncesi kız-erkek ilişkileri çok daha kontrollu yürümektedir.

Aynı dizilerdeki aile içi ihanetler herkesi şoke etmiş durumda.
Durum böyle olunca bu dizileri izlemekte olan milyonlarca Arap insanı doğal olarak şu soruyu sormaktadır:

İslamcı bir partinin yönetimdeki Müslüman Türkiye'de bunlar nasıl oluyor?
Soruyu biraz daha açarsak AKP'nin nasıl bir parti olduğunu ya Türkiye'nin tüm detaylarını bilmeyen ve bilmesine olanak olmayan Arap ülkelerinin vatandaşları, Türkiye'deki her şeyle ilgilenmekte ve bu ülkede yaşanan her şeyle  bir şekilde etkilenmekte ve etkilenecektir.

İşte bu nedenle herkes Türkiye'de yaşanan son gelişmeleri yakından izlemekte ve sonucunu merak etmektedir. Çünkü insan AK Parti'nin iktidar geleceğini ve dolaysıyla 'laik-İslam' dengesininin detaylarını merak ediyor ve bu dengenin Arap ve İslam ülkelerine etkilerini görmek istiyor. Çünkü bölgede kim ne derse desin ve kim nasıl ve hangi açıdan bakarsa baksın artık bir Türkiye rüzgarı esiyor ve insanlar  bu kuzey rüzgarının hep soğuk ve sert olmasını istemiyor.

Çünkü Türkiye Arap ve Müslüman ülkeler ve halkları için yalnızca Başbakan Erdoğan'ın 'one minute''i  ile değil aynı zamanda tüm davranış ve yaşam detayları ile bir 'model'dir.

Modelin de benimsenmesi için  görüntü ve içerik olarak mutlaka samimi, özgür ve demokratik olması gerekir. Gerisi modeli model olarak pazarlamaya ve bunu model olarak görmek ve algılamak isteyen insalara kalıyor.

Hüsnü Mahalli / Akşam



Bu haber 1,107 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,173 µs