En Sıcak Konular

Hastalık tacirlerine “Haşmet”li tokat!

0 0 0000 00:00 tsi
Hastalık tacirlerine “Haşmet”li tokat! Sağlık sektörü bizi kullanıyor. Daha fazla ilaç, daha fazla muayene, daha fazla ameliyat satıyorlar. İçimizde kuşku ve korku mayalıyorlar. Bu kirli oyun ciddi tıp dergilerinde ifşa edilmeye başladı. Bakın Haşmet Babaoğlu hastalık tacirleri için ne diyor..

Haşmet Babaoğlu’nun yazısı:

Sağlık haberleri... Hangisi doğru?

Modern sağlık anlayışı problemli bir coğrafyada siyaset yapmaya benziyor.

Önemli olan zindelik!

Ve zinde kalabilmenin yolu sürekli iç ve dış düşmanları vurgulamaktan geçiyor.

Sürekli “dikkat et!” deniyor insanlara; “kuşkulan ve uyanık ol!”

“Yediklerinden içtiklerinden kuşkulan; alışkanlıklara teslim olma, destek ilaçları almayı ihmal etme vb...”

Neden?

Çünkü günümüzde hastalık denen şey; “kapıdaki sinsi düşman!”

Günümüz tıbbı sanki sürekli şöyle fısıldıyor kulaklarımıza: “Düşman her an tetikte! O halde sen de uyanık ol!”

Bu sürekli teyakkuz, sürekli işkillenme ve sonuç olarak durumunu sürekli olarak daha iyileştirme hali ister istemez enerji veriyor insana.

Sonra da bu enerjiye sağlıklı yaşam ve zindelik deniyor.

Gergin, endişeli bir bekleyişin yerinde duramaz hali gibi!..

O endişeyi dağıtmak için sürekli fıkra anlatıp gülme arzusu gibi!..

Öyle bir enerji!

Adına sağlıklı yaşam diyorlar.

Ve parayla satıyorlar!

Eminim ki hafta içinde gazetelerde çıkan “Aspirin kalbe yararlı değil zararlıymış” veya “vitamin hapı içerek sağlığımızı tehlikeye atıyormuşuz” türü haberlere de pek şaşırmamışsınızdır.

Çünkü itiraf etmesek bile bunlara alttan alta hazırlıklıyız!

Çark böyle işliyor!

Bilimsel araştırmaların kesin bilimsel bulgu haline gelmemiş sonuçları medyaya yansıyor.

Bir rüzgâr, bir patırtı kopuyor!

Eh, doğrusu böyle haberlerin tatlı bir heyecanı, zengin bir dedikodu malzemesi olduğu da bir gerçek!

Peki bütün bunların altında ne yatıyor? Onu düşünüyor muyuz hiç?

Son haberler, yani Aspirin ve bazı ağrı kesicilerin kalp damar hastalıkları karşısında önleyici olarak kullanılmasına veya vitamin çılgınlığına karşıt araştırma sonuçları aslında epeydir gözlerden uzak süren bir savaşın su üstüne çıkmasından başka bir şey değil.

Bir yanda “korku pazarlayarak” hastalık satan dev ilaç şirketleri, ultra sağlıklı yaşam guruları ve medya işbirliğiyle oluşan bir dünya var!

Bu dünya ya ikide bir yeni bir hastalık tanımı yapıyor ya da yeni bir hastalık tehdidini gündeme getiriyor. Yeni tehdit çerçevesinde de muazzam bir pazar oluşuyor.

Biz sıradan insanlar da dünden razıyız bu patırtıya!

İnsanız; sağlığımızı önemsiyoruz, korkuyoruz ya, bu endüstrinin kucağına balıklama atlayıveriyoruz!

Ama yeniden hortlayan verem gelişmiş ülkeleri bile kırıp geçirmeye başlamışmış; Afrika’da AIDS’liler tedavi edilmiyormuşmuş...

Kimin umurunda!

Bunlar küçücük birer haber bile olmuyor, olursa da kimse tarafından okunmuyor!

Çünkü o sırada hepimiz canla başla kolesterolümüzü düşürmeye çalışıyoruz ya da bir gün kapımızı çalabilecek kansere karşı etkili olur diye avuç avuç vitamin ve antioksidan yutuyoruz!

İşte bu “dünya”ya “artık yeter” diyen sağlık sektörü çalışanları ve bilim adamları da var!

Kapitalizmin modern tıbbı ahtapot gibi sarıp sarmalamasına karşı çıkanların araştırmaları, incelemeleri son yıllarda artmaya başladı ve sesleri de daha yükselir oldu.

Artık BMJ ve Lancet gibi ciddi tıp bilim dergilerinde “ilaç endüstrisi ve hastalık ticareti” gibi başlıklar taşıyan incelemeler daha sık yayımlanıyor ve ilgi görüyor.

Geçen hafta gazetelerde yer alan vitaminlerle ağrı kesicilerin aşırı kulanımının tehlikelerine dikkat çeken araştırma sonuçları söz konusu çevrelerden geliyordu. Şimdilik bu kadarına dikkatinizi çekeyim.

Önemli konu bu. Sonra yine üzerinde dururuz.

Haftanın 5’i

• Yukarıda yazdıklarımı ilginç bulanlar için tavsiye edeceğim bir kitap: Satılık Hastalıklar. Ray Moynihan&Alan Cassels... Yoksa ilaç devleri bizi hasta mı etmek istiyor? Fantazi değil baştan aşağı bilimsel bir çalışma. (Hayykitap)
• Tünel The House Cafe... Çoktandır gitmemiştim. Dekorasyonu yenilenmiş. Ayna duvar harika olmuş. Yemekler zaten her zamanki gibi enfes.
• Duvak. (The Painted Veil) Derin, içe işleyen bir gerilimi var bu filmin. “En büyük yolculuk iki insan arasındakidir” diyen bir film. Edward Norton ve Naomi Wats başarılı. Kır manzaraları ise çok etkileyici.
• Takıl... Tünel’de General Yazgan Sokak’ta minik, şık, Saadet Keskin’in tasarımlarıyla büyüleyici bir gümüş takı dükkânı. Meraklısı Takıl’a takılmalı.
• Ayvalık tostu... Şekli şemali tam yerindeki gibi değil ama lezzeti yerinde. S&TP Cafe Restaurant, Esentepe.

Vatan



Bu haber 391 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,901 µs