Koştura koştura döviz aldılar

24 Şubat 2010 14:45 tsi
Bu yazı "demokrasiden korkup, hisse satıp döviz alan" bizim 'ürkek burjuvaziye'

Balyoz Operasyonu gözaltıları burjuvaziyi iyice korkuttu. Gözaltılar başlar başlamaz borsaya koştular, hemen ellerindeki hisse senetlerini satıp paraya çevirdiler ve döviz almaya başladılar. Tabii böylece borsa düştü, döviz fiyatları yükseldi. Halbuki tam tersi olmalıydı.

“Darbelere dur” diyecek bir sürecin ilerlemesini, hisse senedi sahiplerinin, borsayı, coşturarak kutlamaları gerekiyordu. Fiyatları çökerterek değil... Ama onlar, Ergenekon soruşturmasını, davasını ve son gözaltıları bu ülkede demokrasinin kurulması için hukuk yolunda atılması gereken zorunlu adımlar olarak değerlendirmediler. Hukuk yoluyla darbelerden hesap soran bu sürece, Türkiye’nin normalleşmesi olarak bakmadılar. Borsadan kaçışlarından da anlaşılıyor ki, onlar, son gözaltıları alıştıkları düzenin bozulması olarak algıladılar.

Peki, bizim burjuvalar demokrasi ve hukuk devletinden niye korkuyorlar? Çünkü, bizde zenginler Ankara’nın kararlarıyla para kazandıkları için demokrasi işlerine gelmiyor. Askerî vesayet rejiminin devamı, onların, rekabetle değil oturdukları yerden rantlarla, teşviklerle zengin olmalarını sağlıyor. Halkın seçtiği hükümetlerin kararları hoşlarına gitmiyor.

Dün bazıları, Balyoz Operasyonu gözaltılarını Türkiye’nin kredi notunu düşürecek bir faktör olarak yorumladılar. Niye? Çünkü Türkiye’nin kredi notunu düşürtüp, faizleri yükseltip, para kazanacaklar. Eskiden olduğu gibi, yüzde 20’leri bulan reel faizler elde edip, paradan para kazanacaklar.

Ama bütün bunlar geçmişte kaldı artık...

Eğer bir ülkede darbe planı yapanları, hukuk, yakalayıp hesap soruyorsa, Türkiye’nin kredi notu düşürüleceğine, yükseltilmesi gerekiyor. Çünkü demokrasi ve hukuk devleti, mülkiyet haklarını koruyan, iş akitlerine uyulmasını sağlayan, haksızlıklara göz yummayan bir piyasa ekonomisini hayata geçiriyor.

Peki, Türkiye’nin kredi notu niye yükseltilmeli? Demokratikleşme ve hukuk devleti olmak için adımlar atan Türkiye’nin kredi notunu düşürecek bir derecelendirme kuruluşu, bugünkü dünyada artık büyük zan altında kalacaktır. Niçin? Çünkü Balyoz Darbe Planı’nı hazırlayanlar, özel firmaların devletleştirilmesini, özelleştirmenin durdurulmasını, her bankanın başına bir asker konmasını, yabancı sermayeli şirket hisselerine el konulmasını, yurtdışına para çıkışının yasaklanmasını, iç ve dış borçların ödenmesinin durdurulmasını istiyorlar.

Böyle bir ekonomik plana evet diyen derecelendirme kuruluşu olur mu? Olamaz. Böyle bir ekonomi planını uygulamaya geçirecek, darbe teşebbüsü, önlendiği için Türkiye’nin kredi notunu yakın zamanda yükselten kuruluşlar hemen şimdi tekrar “ kredi notunu” yükseltmeleri gerekiyor.

Gelelim burjuvazinin ürkekliğine... Türkiye’de burjuvalar artık demokrasiyi içlerine sindirmek zorundalar. Demokrasiyi ve hukuku ya benimseyecekler ya benimseyecekler. Yoksa askerî vesayet gibi onların da ekonomi üzerindeki vesayetleri hızla buharlaşıyor.

Bu yüzden bir an önce rekabet içinde para kazanmaya çalışmalılar. İşadamları işlerini takip etmek için, askerî makamlardan randevu almak yerine, Hazine, Maliye, Bayındırlık,Ulaştırma Bankalıklarından randevu almayı öğrenmeli.

“Demokrasi geliyor” diyerek, korkup, hisselerini satmayıp, aksine, demokrasinin, şirket değerlerini yükselteceğini hesap edebilmeliler. Ancak böyle gerçek burjuvazi olurlar. Ayrıca demokrasiden korkup, hisse satıp döviz alanların, hepsinin zarar edeceğini de şimdiden söylemekte fayda var.

Süleyman Yaşar / Taraf

Bu haber 869 defa okundu.