Derin devlet İran'ı vurmaya kalkarsa?

22 Şubat 2010 16:04 tsi
Batı dünyasında, yavaş yavaş kontrolden çıktığı izlenimi oluşan İsrail derin devletinin, Orta Doğu’yu her zamankinden daha kanlı bir savaşa da götürebileceği endişesi yeşeriyor.

Bir süre önce Avrupa medyası, Türkiye-İsrail ilişkilerindeki rahatsızlıklara bakarak, “Türkiye nereye gidiyor” sorusunu ortaya atmıştı. Avrupalılara göre, iki ülke arasında bir sıkıntı varsa, bu İsrail’den değil, olsa olsa AB rotasından çıkan ve İslamcılığa dönen Türk hükümetinden kaynaklanabilirdi.

Şimdi başta İngiltere, birçok Avrupa ülkesi İsrail’le ciddi bir krizin ortasında.

Ortalığı, Hamas yöneticisi Mahmut el Mahbub’un Dubai’de öldürülmesi karıştırdı. Dubai polisi Mossad’ı suçladı. Öte yandan da, 11 katilin Avrupa ülkelerine ait pasaport kullandığını açıkladı.

İşin salt Avrupa pasaportları kullanılmasıyla kalmadığı anlaşılıyor. Katillerin haberleşmesi bir Avusturya telefon şirketinin SIM kartlarıyla gerçekleşmiş.

Mahbub cinayetinin, filmlere konu olabilecek, karmaşık ve mükemmel uygulanan bir gizli servis operasyonu olduğu anlaşılıyor. Operasyonda, Avrupa ülkelerinin Arap dünyasındaki iyi imajının sonuna kadar kullanıldığı da ortaya çıkıyor.

Bu yüzden, İsrail’e gelen tepki büyük. Altı vatandaşının pasaportu kullanılan İngiltere ve İrlanda, Kudüs’ü çok sert eleştiriyor. Avusturya’da soruşturma derinleştiriliyor.

Berlin ise, kendi tarihî sicili nedeniyle görünür tepkisini görece yumuşak tutuyor. Ama kapalı kapılar ardında ilişkilerin aşırı gerildiği belli oluyor.

Çünkü katillerden birinin kullandığı Alman pasaportu sahte bile değil. Köln’de Alman makamlarına başvurup, “ailesinin Almanya’dan kaçmak zorunda kaldığını” söyleyerek, Alman pasaportu talep eden bir İsrailliye verilen gerçek bir pasaport. Bu durum, Alman hükümetini zor durumda bırakıyor. Geçtiğimiz hafta sonu, Köln Savcılığı’nın soruşturma başlattığı açıklandı.

Diplomatik kavga, bugün Brüksel’de devam edecek. Uzun süredir planlanan bir Brüksel seyahatine çıkacak İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, orada birçok Avrupalı meslektaşının bu cinayetle ilgili sorularını yanıtlamak zorunda kalacak.

Bu cinayetle, Avrupa ülkelerinde İsrail’e yönelik sempati bir anda buruklaştı. Basındaki yorumlar, İsrail’i kınıyor, hatta uyarıyor. Bazı yorumculara göre, İsrail’in yargısız infazlara yönelmesi, Batı’nın bu ülkeye ilkesel siyasi desteğinin sona ermesine yol açabilir.

İsrail ve özellikle de Lieberman tüm iddiaları reddediyor. Ama inandırıcı olamıyor.

Mahbub cinayeti, İsrail’deki siyasi bir değişimin Avrupa’da yankısını bulmasına neden oluyor denebilir.

Son seçimlerde İsrail seçmeninin aşırı sağa kayması, Batı’da üzerinde yazı yazılan, ama fazla ciddiye alınmayan bir sorundu. Bu olayla, İsrail’deki değişim, Avrupa’nın gündemine geldi.

Avrupalılar, yeni İsrail hükümetinin politikasının “efelik yapma” felsefesi üzerine kurulu olduğunu, her geçen gün daha iyi idrak ediyor. Belki de, Ankara ile Kudüs arasında yaşanan rahatsızlığın sadece Erdoğan hükümetinden kaynaklanmadığı ve asıl değişimin İsrail’in siyaset tarzında olduğu bile zamanla idrak edilebilir.

Fakat şu sırada Avrupa’yı daha çok meşgul eden, dış dünyayı kaale almayan bu politik yaklaşımın, Orta Doğu’da başka nasıl sorunlara yol açabileceği.

Bu noktada da Avrupalıların ilgisi öncelikle son cinayetten sorumlu olduğu öne sürülen Mossad ve onun başkanı Meir Dagan üzerinde yoğunlaşıyor.

“Maceracı” olarak tanımlanan Dagan’ın Mahbub cinayeti sonrasında gelen baskılara aldırış bile etmediği ve haziran ayı sonunda görev süresi dolana kadar işine aynı şekilde devam edeceği tahmin ediliyor.

Ama asıl endişeler bu tarihten sonrasına yönelik. Çünkü, eğer hazirandan sonra da sertlik politikası ve yargısız infazlar devam ederse, Batı’nın nasıl davranması gerektiği üzerinde daha kimse düşünmemiş görünüyor.

Bir ciddi sorun daha var: Bu cinayetlerin yanı sıra Suriye’deki nükleer reaktör şantiyesinin bombalanmasından sorumlu Dagan’ın, İran’ın nükleer tesisleri hakkında geniş bilgi sahibi olması. Yani Batı dünyasında, yavaş yavaş kontrolden çıktığı izlenimi oluşan İsrail derin devletinin, Orta Doğu’yu her zamankinden daha kanlı bir savaşa da götürebileceği endişesi yeşeriyor.

Cem Sey / Taraf

Bu haber 942 defa okundu.