Türkiye'deki Kürtler nasıl sokağa dökülür?

0 0 0000 00:00 tsi
Türkiye’de yaşayan Kürtlerin gözü kulağı Kuzey Irak’ta. DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu Kerkük ile ilgili açıklamaları nedeniyle tutuklandı. Peki diğer Kürt siyasiler bu konuda ne düşünüyor?

DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu “Kerkük’e yapılan bir saldırıyı Diyarbakır’a yapılmış kabul ederiz.” sözlerinin ve ardından yaptığı “Diyarbakır’da 21 Mart günü düzenlenecek Nevruz etkinliklerine davet ettikleri Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ve Irak Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesut Barzani’nin katılımı Türkiye’deki bütün Kürtleri onurlandıracak ve sevindirecektir” açıklamasının ardından tutuklandı.

Bu yaklaşımı tehlikeli bulan Uppsala Üniversitesi konuk öğretim üyesi Doğu Ergil’in değerlendirmesi şöyle: “Anladığım kadarıyla Hilmi Aydoğdu’nun kafasında büyük Kürdistan haritası var ve kuzey ucu Diyarbakır, güney ucu Kerkük. Buradaki sakınca şu: Ben Türkiye’nin egemenliğini tanımıyorum, toprak bütünlüğünü hiçe sayıyorum. Biz zaten kafamızda Büyük Kürdistan’ı kurduk, birleştirdik, bir müdahaleye Irak ve Türkiye Kürtleri karşı çıkacaklar”.

Kırıkkale Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Erol Kurubaş ise, Kerkük’teki gelişmelerin Kürt bilincinin yerleşmesi ve toplumsallaşmasına neden olacağını ifade ediyor.

1 Mart 2007 tarihli Tempo dergisinin yaptığı haberde diğer Kürt siyasi liderlere bu konudaki fikirleri sorulmuş. İşte cevaplar:

Sırrı Sakık (DTP Eş Başkan Yardımcısı): “Kan ve gen bağımız var”

“DTP olarak, sınır ötesi harekatın, Kerkük’e müdahalenin doğru olmadığını söylüyoruz. Kerkük bir Irak kentidir ve iç sorunudur. Kerkük’te Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin bir arada yaşayabilmesi için, Türkiye’nin bilek gücüyle değil, daha çok sağduyu ve uzlaşı ile konuya yaklaşması gerektiğini söylüyoruz. Yani oradaki Türkmenlerle buradakilerin kan ve gen bağı varsa, buradaki Kürtlerin de oradaki Kürtlerle kan ve gen bağı var. 

Siyasi partilerin pek çoğunun Türk milliyetçiliğini tetikleyen bir yaklaşımı var. Bunun karşısında elbette ki Kürt milliyetçiliği tetikleniyor. Bir yerde linç operasyonu olursa, ötekileştirme operasyonu olursa, öteki tarafta da tepki olur.”

Şerafettin Elçi (Katılımcı Demokrasi Partisi [KADEP] Genel Başkanı: “Çizilen sınırlar Kürtlerin yürek bağlarını koparmayı başaramadı”

“Kürtleri birleştiren en az 5 bin yıllık tarihi, coğrafi, kültürel, sosyal ve kardeşlik bağları var. 80 yıl önce çizilen siyasi sınırlar Kürtlerin yürek bağlarını koparmayı başaramamıştır. Türkiye’deki Kürtlerle Irak Cumhuriyeti Kürdistan Bölgesi’ndeki Kürtleri buluşturan bu yürek bağıdır. 80 yıldır horlanan Türkiye’deki Kürtler, Irak’taki Kürtlerin kazanımlarından gurur duymaktadır.

Yükselen Kürt yurtseverliğinden söz edilebilir.

İçeride bir kısım vatandaşların temel hak ve özgürlükleri çiğnenirken, Türkiye vatandaşı olmayan soydaşların gereğinden fazla hak sahibi olabilmeleri için devletin şahin kesilmesi; Kürtlerin bilinçlenmesinde etkili olmaktadır. Özellikle son yıllarda çok az sayıda Irak vatandaşı Türkmen’in, Irak Türkmen cephesi adı altında örgütlenip, bir ajan grup olarak Kürtlere karşı kışkırtılması ve Türkmenler bahane edilerek, Irak’taki Kürtlere yönelik açık bir şekilde hasmane tavır takınılması, adeta bölge halkının nefretine sebep olmaktadır.”

Sertaç Bucak (Hak-Par Genel Başkanı): “Müdahale Kürtleri rencide eder”

“Kerkük konusunda Türkiye’de yaşayan Kürtlerin hepsi çok hassastır, duyarlıdır. Partiler üstü bir olaydır.

Türkiye’den Kerkük’e müdahale olursa, demokratik haklarımızdan kaynaklanan tepkilerimizi gösteririz. Türkiye, orada Kürt federe devletinin ayakta durmaması için kaba bir müdahalede bulunmak istiyor. Bu, Türkiye’deki Kürtleri rencide eder, sıkıntıya sokar.

Oradaki Kürtlere bir şey olursa buradaki Kürtler sokağa dökülür. Protesto ederiz, okullara gitmeyiz, demokratik tüm haklarımızı kullanırız ve küseriz.”

Tempo

Bu haber 459 defa okundu.