‘Karadağ Kürtlere örnek olmasın?’

0 0 0000 00:00 tsi
İngiliz Times gazetesi, Karadağ'ın bir referandum sonucunda Sırbistan'dan ayrılmasının, Türkiye'deki Kürtler'in umutlarının arttırabileceği yorumunu yaptı. iyibilgi 22 Mayıs’ta attığı manşette uyarmıştı: Karadağ Türkiye’ye ders olsun!

Times gazetesinde Jeremy Page ve Richard Beeston imzalı yorum-haberde, Avrupa'daki pek çok kişinin harita üzerinde "Pridnestrovskaya Moldavskaya Respublika"yı göstermekte, hatta adını bile doğru telaffuz etmekte zorlanacağı kaydedildi. Haberde ancak "Transdniestr" olarak da bilinen bu toprakların, Karadağ'ın kararından cesaret alarak Eylül ayında bir referanduma gideceği ve Moldova'dan ayrılmayı oylayacağı kaydedildi.

Karadağ etkisini doğrulayan Transdniestr "Devlet Başkanı" Igor Smirnov, "Karadağ örneği, referandumun çatışmaların aşılması için bir norm haline geldiğini kanıtlıyor" dedi.

Times gazetesi, Karadağ'ın Transdniestr'da olduğu gibi İspanya'nın Basklarından Türkiye'nin Kürtlerine kadar kendi ülkelerini arayan azınlıklar için "Avrupa'nın unutulan köşelerinin görünür bir ülke haline gelebileceği yönünde" bir umut olabileceği değerlendirmesini yaptı.

iyibilgi, Karadağ Sırbistan’dan ayrılırken, Türklerin mutlu olduğunu, fakat memnuniyetin bir gerçeği gizlememesi gerektiğini belirtmişti. İşte 22 Mayıs tarihli haber-yorumumuz:



Karadağ, Türkiye’ye ders olsun!

Sırbistan’ın başına gelenler ile ilgili memnuniyetimiz, gerçeği görmemizi engellememeli: AB, kendisine ‘barışçı yollar’ ile entegre etmek istediği ülkeleri bölüyor, etkisizleştiriyor. iyibilgi yorum

Karadağ, referandum süreci sonrasında Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan ediyor. Bosna’da Sırpların yaptığı katliam henüz aklımızdayken, Sırbistan’ın başına gelenler hepimizi memnun ediyor. Sırbistan gün geçtikçe küçülüyor, küçüldükçe de gücünü kaybediyor ve komşuları için bir tehdit, Avrupa’da istikrarın önünde bir engel olma hüviyetini kaybediyor. Bu Doğu Avrupa barışı, ve bölgedeki Müslümanların gelecekleri için önemli ve faydalı bir gelişme. Bu gelişme faydalı olmasına faydalı, fakat çıkarılacak dersler de var.

Çıkarılacak en önemli ders, AB’nin kendi barış ve istikrarına tehdit olarak gördüğü ülkelere uyguladığı politika. AB, liberal kapitalizme entegre olmuş, hukuk devleti vasıfları ön plana çıkmış bir Sırbistan ile ortak olmak istiyor. Bunun için de Sırbistan’ın merkezi yapısının zayıflatılması ve sivil toplum yönetiminin daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Bu iki unsur da Sırbistan’ın Kosova ve diğer meselelerde ‘inat’ı kırılmadığı için, başka bir boyut ön plana çıkıyor ve Sırbistan’dan parçalar koparılmaya başlanıyor. Ta ki gücü tükenene kadar.

İşte AB yolundaki Türkiye’nin alması gereken ders bu. Türkiye 70 milyon dinamik nüfusu ve NATO’nun ikinci büyük ordusu ile AB’nin kolayca ‘sindiremeyeceği’ bir ülke. AB zihniyetinde Türkiye içerisinde birçok problemi barındırıyor. Türkiye, onlara göre Kıbrıs ve Ege’de ‘sorun çıkaran’ taraf. Türkiye, Ermeni ‘soykırımı’nı kabul etmeyip üstüne üstlük sınırını kapatıp, Ermenileri açlığa iterken, Kuzey Irak’taki Kürt varlığını reddedip, sürekli PKK ‘bahanesi’ ile bölgeye girip çıkıyor. Yani kısacası, AB’nin zihniyetine göre, Türkiye komşularını korkutan ve bölgede kısmen de olsa istikrarsızlık unsuru olan bir ülke. Bu yüzden AB Türkiye’yi hazmetmekte zorlanacağını düşünüyor. Zaten ‘imtiyazlı ortaklık’ söylentileri de bu yüzden B planı niteliğinde.

İşte Türkiye de, AB’nin gözünde Sırbistan ile benzer özellikler taşıyor. Dolayısıyla, belki ‘ehlileştirilmesi’, belki de ‘küçülmesi’ gerekebilir. Yani Türkiye’nin de başına benzer şeyler gelebilir. Zaten Diyarbakır’da nevruz gösterilerinde ‘cirit atan’ ‘ins ve cin’ lerin varlığı bu iddiaları destekler nitelikte. Türkiye adımlarını dikkatli atmalı.

iyibilgi haber merkezi

Bu haber 326 defa okundu.