En Sıcak Konular

Asker konuşmaya başladı

12 Şubat 2010 13:11 tsi
Asker konuşmaya başladı 


 

Askerler, sessizliğini bozmuşa benziyor...Peki, ya sonra?

Uzun süredir ‘asimetrik savaş var’ şikayetinde bulunan askerler, sessizliğini bozmuşa benziyor. Ertuğrul Özkök’ün yazılarından da anlaşıldığı gibi bir ‘kontra-operasyon’ sözkonusu. Başbuğ ‘biz de belgeleri yayınlarız’ diyor. Peki, ya sonra? iyibilgi analiz

Bugün iki gazete manşetine yansıdı: Asker uzun bir sessizliğin -hadi savunmanın diyelim- ardından sükunetini bozuyor, strateji değiştirerek, ‘hücum’a geçiyor. Yine eski bildik yöntem anlayacağınız. Toplumla iletişimi daha profesyonel yürütmek isteyen, bu yüzden haftalık basın toplantıları düzenleyen Genelkurmay Başkanlığı, geçtiğimiz haftalarda, kozmik arama sürerken bu politikasına son verdi. Artık haftalık bilgilendirme toplantıları yok. Bilgilendirmeyi bizzat Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları, gazete manşetlerini süsleyerek yapıyor. Balyoz planının ortaya çıkarılmasıyla öfkelenen Başbuğ, özellikle cami bombalanması planı iddiasıyla ilgili sert konuşmuştu, yeni strateji orada başladı.

Daha sonra Hürriyet’ten Enis Berberoğlu’nu ve müstakbel Ankara temsilcisini makamında ağırlayan General Başbuğ mesajlarını o röportajda devam ettirdi. Daha sert açıklamaları ise Habertürk’ten Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı’ya yaptı. “yeter yahu” dedi, “Sabrımız taşarsa biz de bildiklerimizi halkla paylaşacağız. Elimizde pek çok bilgi var. Bunları açıklamak zorunda kalacağız” diye ilginç bir açıklama yaptı. Deniz Kuvvetleri’ndeki “namus” intiharı üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit de “Cani miyiz biz, cani mi yetiştiriyoruz?” diye sorduktan sonra şunları söylüyor: “Deniz Harp Okulu’ndan, Akademi’den mezun olmakla kalmıyor, yüksek lisans yapıyor bizim subaylarımız. Amirallerimizin yarısı, kuvvetin yüzde 38’i, 13 bin astsubayın dörtte biri yüksek lisans diplomalı. Bizim gemiler teknoloji ile yüzüyor. Ama morali bozulan personel gemiyi yüzdüremez. Gemi ihraç ediyorduk, etmeyelim mi isteniyor, neden hedef seçildik?”

Bu açıklamalarla paralel olarak Ertuğrul Özkök’ün canhıraş yazılarını okuyoruz. Özkök birkaç gündür Başbuğ’un açıklamaları ile ilgili ilginç ifadelerle dolu yazılar kaleme alıyor. Bugünkünden birkaç satır aktaralım: “Tarihi boyunca ülkesine şerefle hizmet etmiş bir orduya, içinden çıkmış beş on sivri zekâlının yaptığı yanlışlar, geri zekâlılıklar yüzünden bu kadar saldırılıyor; onuru bu kadar ayaklar altına alınıyor ve bu ülkenin siyasetçisi, şusu busu buna izin veriyorsa yazıklar olsun bize. Evet yazıklar olsun. Artık ben de inanıyorum. Asimetrik bir savaş var.”

Bu yazdıklarını yeterli grümüyor Özkök, bakın nasıl devam ediyor: “Bu feryat hepimizin yüreğini yakmalı. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın ana muhalefet partisi başkanı, sayın parti başkanları. Ey siyasetçiler. Ordunuzun morali bozuksa bundan medet ummayın. Kimse sanmasın ki orada kaymaklı bir siyasi rant, oy haline dönüşecek bir mama var. Tabii bizler, susturulmuş, pusturulmuş, sindirilmiş bizler. Biz de şunu çok iyi bilelim; Bir millet olarak, ordumuzun moralinin bu kadar yerlerde süründürülmesine müsaade ediyorsak, tarihin hepimize vereceği ağır derse hazır olalım. Bir vatandaş olarak ben de Genelkurmay Başkanı ile birlikte haykırıyorum. “Yeter yahu...””

Özkök “tarihin hepimize vereceği ağır derse hazır olalım” diyor, ancak o dersin ne olduğunu tam olarak açıklamamış. Özkök’ün o eski günleri hatırlatan üslupta yazılmış bu denli “duygusal” yazılarını okuyunca o dersin ne olduğunu tahmin edebiliyoruz. Çünkü bu üslubun bir sonraki adımı Özkök’ün “Ayıp ettin gözüm”lü manşetlerine uzanır. Hani Ahmet Kaya’yı linç eden, “şerefsiz”li, “ayıp ettin”li o manşetlere… Özkök işaret fişeğini almış anlaşılan. Son günlerde, hem de Ahmet Kaya’nın başına gelen o çirkin olayın yıldönümünde onun eski defterleri açılıyor, kirli manşetleri önüne konuyor. O da çıkış yolunu bu şekilde arıyor olmalı.

Ama konumuz bu değil… Konumuz konuşan askerlerin nereye kadar konuşacağı, hangi belgeleri orta yere sereceği, kime nasıl ders vereceği… Şunu sormak gerekiyor: O belgeler kiminle ilgili? Hükümet karşıtı mı? Pek sanmıyoruz… Çünkü Erdoğan’ın deyimiyle hükümetle asker arasında bir “paslaşma” var. Bu uzun bir süredir böyle… Yani “sivilleşme” ağır aksak yürüse de devam ediyor. Peki, Türkiye içindeki bazı kesimlere karşı mı? Emniyet mi, MİT mi, bazı sivil yapılar mı?

Elbette o belgelerin ne olduğunu Başbuğ açıkladığında göreceğiz. Mutlaka içlerinde önemli şeyler de vardır. Ancak şunu da belirtmeliyiz. Genelkurmay Başkanı, toplumun kurumuna yönelik güveninde yaşanan erozyonu engellemek için konuşuyor, öfkeli davranıyor. Üzerlerine yapıştırılan olumsuz imajı silmeye çalışıyor. Bu noktada biz de Cumhurbnaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı gibi, hatta Ertuğrul Özkök gibi düşünüyoruz. Silahlı Kuvvetlerin üzerine olumsuz bir imaj yapışmamalı. Silahlı kuvvetler içeriye dönük değil ama dışarıya dönük olarak Türk devletinin kullanacağı en önemli araçtır. Yaşamsal önemdedir. Ama Silahlı Kuvvetler’in o olumsuz imajı yıkması için kendisine de çeki düzen vermesi gerekir. Biz Ertuğrul Özkök gibi hiçbirşey yokmuş gibi davranamayız. Örneğin “neden bizi hedef seçtiler” diye soran Oramiral’e “çünkü deniz kuvvetleri istihbaratı bu ülkede ‘iç tehditlere’ karşı çok aktif çalıştı” der, Batı Çalışma Grubu’nu hatırlatırız.

Şurası kesin… Türkiye’nin daha fazla didişmeye, daha fazla hır güre ihtiyacı yok. Türkiye’nin huzur ve istikrara ihtiyacı var. Hukuk çerçevesinde işleyen sürecin soluğunu kesmeden devam etmesi, yargıya herkesin saygı duyması gerekir. Ancak yıllardır yakamızı bırakmayan “linç” kültürünü de bir kenara bırakmalıyız. İşe de bugüne kadar nice insanları “linç” etmiş isimlerin, tüm Türkiye’den özür dilemesiyle başlamalıyız. Ayni kirli tarihimizle dürüstçe yüzleşmeliyiz. Örneğin Özkök’ün bugünkü feryadı, Ahmet Kaya’ya yaptıklarının yanında çok cılız kalıyor. “Cani miyiz biz” diye soranlar açıkçası samimiyet testinden sınıfa kalıyor.

www.iyibilgi.com

 




Bu haber 1,954 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,019 µs