En Sıcak Konular

Güç dengeleri yerinden oynayacak

10 Şubat 2010 11:10 tsi
Güç dengeleri yerinden oynayacak Almanya ve Fransa, basmadık ayak bırakmayacak gibi...

NATO 2010 Kasım’ındaki Lizbon zirvesinde yeni stratejik konseptini açıklamaya hazırlanırken, NATO’daki iki AB üyesi devlet de kendi stratejik konseptlerini hazırlıyorlar.

On yıl içinde NATO’nun ne yönde evrilebileceğine ilişkin tartışmaların çerçevesi geniş ve Rusya ile ilişkilerin düzenlenmesi en temel sorun olarak gözüküyor. Hem Rusya-NATO ilişkilerinde hem yeni güvenlik konseptine dahil olması beklenen uluslararası terörizm, siber tehditler, konvansiyonel ve nükleer silahlanma hatta enerji ve çevre gibi konularda NATO’da bir başka rahatsızlık daha bulunuyor. Bu rahatsızlık, NATO’nun AB ile ilişkilerindeki diyalogsuzluk olarak ifade ediliyor.

AB üyesi olup da NATO üyesi olmayan ya da NATO üyesi olup da AB üyesi olmayan ülkeler meselesi bir yana bırakılırsa, esas sorunun her ikisine de üye olan ülkelerden kaynaklandığı söylenebilir. NATO yetkililerinin kibarlık olsun diye diyalog eksikliği dedikleri durumun, aslında AB’yi daha bütünleşmiş ayrı bir güç olarak görmek isteyen ülkelerin ABD’ye olan mesafesi olarak açıklamak mümkün. Eski Doğu bloğu ülkeleri NATO şemsiyesinin güveninde ısrarlıyken, başta Fransa ve Almanya’nın AB güvenlik ve savunma politikalarına öncelik verme arayışları sürüyor. Bu durum da doğal olarak Atlantik’in iki yakası arasında ciddi sorunlar yaşanmasına yol açıyor.

Geçtiğimiz hafta içinde Sarkozy ve Merkel, Paris-Berlin eksenini güçlendirecek Ajanda 2020 üzerinde uzlaştıklarını ilan ettiler. Çevreden enerjiye, ekonomik dayanışmadan polisiye alanlarda işbirliğine kadar 200 kadar ortaklık konusu imzaya açıldı. Sarkozy bu girişimi, “dünyayı yeniden düzenlemede Fransa ve Almanya’yı Avrupa’nın hizmetine sunma” olarak açıkladı. Kimseyi hedef almayan, kimseye karşı olmayan bir işbirliği olarak takdim edilen bu girişim, Fransa ve Almanya’nın Avrupa sorumluluğunu üstlerine almaları olarak tarif edilerek bir miktar fedakarlık olarak da dile getirildi. Avrupa’nın sorumluluğunun bu iki ülke tarafından sırtlanması gerektiğine kim karar vermiş orası bilinmiyor, diğer AB üyesi ülkelerinin bu ikisine sorumluluk verip vermedikleri ise hiç bilinemiyor.

Öte yandan, Fransa-Almanya evlilik girişiminin bir beklentiye daha dayandığı anlaşılıyor. Yapılan açıklamaya göre bu iki ülke Ortadoğu’da ortak bir girişim de başlatacaklar. Türkiye’yi AB içinde görmek istemeyen Almanya ve Fransa Türkiye’nin açılım alanlarına göz dikmiş diye düşünmek mümkün. Ancak bundan daha önemlisi, bu girişim ya da açılım sürecinin esas olarak NATO açılımıyla çakışacak ve muhtemelen de çatışacak olması. Zira NATO’nun yeni stratejik konsepti, Suudi Arabistan, Pakistan ve Körfez ülkeleri ile İslam Konferansı ve Afrika Birliği Örgütü ile ortak çalışmalar yapılmasını kapsıyor. Bu çerçevedeki beklenti Atlantik’in iki yakasının oldukça yakın davranması, ancak anlaşıldığı kadarıyla bu beklenti şimdilik bir varsayım. NATO, Rusya’nın güvenini sağlayarak ilerlemeyi ve bu çerçevede Fransa ile Almanya’nın ABD-Rusya arasında “ikili oynama” işinden vazgeçmesini istiyor. Öte yandan Fransa-Almanya ekseni ise, Rusya-ABD gerginliklerinden yararlanıp AB’yi küresel güç yapmayı planlıyor.

Küresel değişimlerin oyuncuları farklı davranışlara zorladığı muhakkak. Ancak bu değişimlere uyum sağlamak, parametrelerin de değiştirilmesini gerektiriyor. Eski usullerle yeni dünya yaratmaktan söz edenlerin tarihte başlarına neler geldiği bilinirken, neden hala ısrarcı olunduğunu ise anlamak kolay değil. Almanya ve Fransa girişimleri AB’nin diğer üyelerinin içine siniyorsa ne ala. Yok sinmiyor ise bu iki ülke ortaklarından ve muhtemelen ABD’den çekinmelerini gerektirecek bir döneme imza atıyorlar.

Beril Dedeoğlu / Star



Bu haber 678 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,002 µs