En Sıcak Konular

Balkanlar'da "Türk" barışı

10 Şubat 2010 10:08 tsi
Balkanlar'da Pax Turca devri başlıyor mu?

...

Balkanlar tarihi olarak Osmanlı dönemi hariç uluslararası sistemin hep çevresinde kaldı.
Bu coğrafyadan Asya içlerine kadar yayılan Büyük İskender'in imparatorluğu, Balkanlar'ı merkezine almadı. Büyük şehirleri Anadolu ve Asya'da yer aldı. Aynı durum Roma İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları dönemlerinde yaşandı. Balkanlar bu imparatorlukların çevresinde yer aldı. Benzer durum halihazırda AB ile yaşanıyor. Balkanlar, imparatorlukların ve güçlü devlet yapılarının hemen yanıbaşında kaos ve istikrarsızlıkla anılageldi.

Balkanlar'ın bu kaotik düzeninin tek istisnası Osmanlı dönemi oldu. Osmanlı yönetimi altında Balkanlar, imparatorluğun merkezi haline geldi. Bu dönemde Balkanlar'da istikrar ve refah tesis edildi. Bugün Balkanlar'da öne çıkan Selanik, Saraybosna ve Belgrad gibi şehirler bu dönemde ortaya çıktı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun deyimiyle Saraybosna tüm Balkanlar'ın Osmanlı dönemi deneyiminin bir özeti.

Saraybosna farklı dinler, kültürler ve ırkların barış içinde bir arada yaşadığı bir şehir oldu. Bu niteliği ile Saraybosna halen küçük bir Balkanlar niteliği taşır. Yugoslavya'nın dağılmasından sonra Balkanlar'ı yakan ateşin bu şehirde alevlenmesi şaşırtıcı değil. Birlikte yaşamanın tam tersi tedbirlerle yürütülen etnik temizlik girişimleri Avrupa'nın yanı başında yüz binlerle ifade edilen Boşnak katliamına yol açtı.

Bosna krizini bitiren Dayton Anlaşması bir ateşkes anlaşmasının ötesine geçemedi. Akan kanı durdurmakla birlikte Bosna-Hersek'te yaşayan Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırplar arasında sürdürülebilir bir yönetim oluşturamadılar. Dayton'un uygulanması için kurulan gözetim mekanizması, işlevini yerine getiremedi. Öngörülen yönetim modeli etnik topluluklara yönetimde pay vermekle birlikte, birleştirici değil ayrıştırıcı bir etki oluşturdu.

Türkiye'nin katkısı
Gelinen noktada Dayton süreci tıkandı, ülke yönetilemez hale geldi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu göreve geldiği ilk aylarda Sırbistan ve Karadağ'a iki ziyaret gerçekleştirdi. 2010'un bir anlamda Balkanlar'da suların ısınacağı bir yıl olacağı öngörüsüyle bu ziyaret trafiği 2009'un sonuna doğru ivme kazandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Balkan ülkelerine gerçekleştirdiği yüksek profilli ziyaretlerle bu diplomatik atağı destekledi.

Davutoğlu'nun girişimleriyle Balkanlar'ın çatışma jeopolitiğini ters yüz edecek gelişmeler yaşandı. Balkanlar'ı bir çatışma coğrafyasına dönüştüren gerilimler devletlerarası güç mücadelelerinin yanı sıra Slavlararası rekabet, Hıristiyanlararası tansiyon ve İslam düşmanlığı üzerinden oluşuyor. Türkiye'nin Medeniyetlerararası İttifak toplantısını Bosna-Hersek'te toplaması, Sırbistan ve Karadağ ile ilişkilerini geliştirmesi, başkanlığını yürüttüğü Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci'ni aktif çalıştırmasıyla bu gerilimlerin hemen hepsinde rahatlamaya yol açtı.

Türkiye'nin Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'la yürüttüğü üçlü diyalog girişimleri Balkanlar'da adım adım yeni bir düzeni oluşturacak köşe taşlarını inşa ediyor. Bosna-Hersek'te tüm bölgenin geleceğini tekeli altına alabilecek potansiyel sorunun önünü alabilmek için içeride bir uzlaşma zemini aranıyor. Uluslararası topluma ise Bosna-Hersek'in Avrupa ve Avrupa-Atlantik yapılarına entegrasyonu konusunda kararlı bir tavır içinde olmaları çağrısı yapılıyor.

Türkiye Balkanlar'da üst düzey siyasi diyalog, çok kültürlü bir arada yaşama, ekonomik işbirliği ve herkes için güvenlik ilkeleri çerçevesinde barışı eksenine alan yeni bir düzen kurulması için çaba harcıyor. Bölgede barış ve güvenliğin sağlanması için ortak bir bilinç ve birlikte çözüm üretme anlayışının gelişmesi yönünde girişimlerde bulunuyor. Balkan ülkelerinin bir yanda Türkiye, diğer tarafta özellikle Sırbistan ve Bosna-Hersek arasında olmak üzere kendi aralarındaki ilişkilerinde gözlenen gelişmeler bu çabaların boşa gitmediğini gösteriyor.

Bülent Aras / Sabah'taki köşesinden ilgili kısım



Bu haber 1,000 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,154 µs