Başbakan'ın o halini özlüyorum

10 Şubat 2010 09:13 tsi
Tekel işçilerine şubat sonuna kadar süre veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la kritik randevuya hazırlanan Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, çözüm için neyi gerekli görüyor?

Cumhurbaşkanı'na vekalet eden TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ile de görüşecek olan Kumlu, 'Hiçbir uçak havada kalmaz, Tekel meselesi çözülecek' yorumunu yaptı. Kumlu, sorularımıza şu yanıtları verdi:

UÇAK HAVADA KALMAZ
- Tekel işçilerinin sorunu çözülecek mi?
Sayın Cumhurbaşkanı yurt dışında olduğu için kendisine vekalet eden Sayın Meclis Başkanı'ndan randevu istedik, Sayın Başbakan'dan randevu istedik. Bu görüşmelerimizden umutluyum. Çözülecek bir şekilde. Hiçbir uçak havada kalmaz.

-  Başbakan, eylemci Tekel işçilerine şubat sonunda müdahale edeceğiz dedi?
Türk-İş'in önüne, açlık grevi yapan insanlara bir müdahale olacağını sanmıyorum. Zaten mesele oraya gelmeden çözülür diye umuyorum.

KULAKLARIMDA ÇINLIYOR
-  Tekel işçileri, Türk-İş Genel Merkezi'nin önünde iki aydır ağır kış koşullarında çadırlarda yaşıyorlar. Onların arasından geçip evinize gidiyorsunuz. Rahat uyuyabiliyor musunuz?

Sadece benim değil, bu sürece şahit bütün arkadaşlarımın uyku düzeni bozuldu. Gece yattığımda bütün gün dinlediğim o sloganlar kulaklarımda çınlıyor,  sabaha kadar 'daha ne yapsam da bu işi çözsem' diye düşünmekten uyuyamadığım çok oluyor, etkilenmemek mümkün değil.

-   Bundan sonra hangi eylemler gündeme gelebilir?

Ben çözümsüzlük üzerine yorum yapmak istemiyorum. Bu hafta yapacağımız görüşmelerle sorunu çözeceğimizi umuyorum.

YUMUŞAK ATIN ÇİFTESİ
-  Çok sakin görünüyorsunuz. Kızgın halinizi pek görmedik.

Yumuşak atın çiftesi pek olur derler ya... Kızarım. Ama bu bilinçli bir seçim olur. O tavrı koyduğumda da öyle bir koyarım ki, karşımdaki mesajı alır. Sırf nabza göre şerbet vermek için yapamayacağım şeyleri söylemeyi sevmiyorum. Arada söyle diyorlar ama mizacıma uymuyor, söyleyemiyorum.

- Peki Başbakan'a kızdığınız oluyor mu hiç?

Kızıyorum bazen ama o ülkenin Başbakanı. Ben sitemimi onun konumuna uygun bir dille aktarıyorum, söyleyeceğimi söylüyorum ama hiçbir zaman saygıyı ve ölçüyü kaçırmıyorum.

SOĞUKKANLI OLMAK ZORUNDAYIM
- Tekel işçileri, sanki Türk-İş Başkanı olarak sizden hükümete karşı daha sert bir tutum bekliyor.

Hangi eylemi yapıyorsak yapalım, muhatabımız hükümet. Eninde sonunda hükümetle oturup sorunu çözeceğiz. Hükümetten gelen her lafa aynı üslupla cevap verirsem, uzlaşmaz noktalara gelinebilir. Herkes kızacak, kavga edecek ama ben soğukkanlı olacağım ki sorunlar çözülsün. 

-  Erdoğan, gerçekten dostunuz mu?

Sayın Başbakan ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden beri tanışıyoruz. Ben TES-İŞ'in de Genel Başkanıyım ve o dönemde imzaladığımız toplu iş sözleşmelerinde çok sorun yaşamazdık. Aslında ben Başbakan'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki halini özlüyorum. 

- O zaman nasıldı  Erdoğan?

Tarafları çağırır, işi bitirirdi. Sorunlar daha kolay çözülürdü. Tabii Başbakanlık'ın sorumlulukları ile Belediye Başkanlığı'nın sorumlulukları aynı değil. Memleketi yönetmek ile bir büyükşehir belediyesini yönetmek aynı şeyler değil. Başbakan'ın duyarlılıklarının, yaklaşımlarının farklılaşması da doğal. 

TEKEL EYLEMİ HAKLI BİR EYLEM
-  Tekel eylemini Türk-İş'in kerhen desteklediği eleştirileri var?
Kerhen destek mi? Bu mümkün değil. Her şeyden önce insani açıdan mümkün değil. Biz Tekel işçilerine sürekli eylemlilik kararı dahil her türlü desteği verdik. Tek Gıda-İş Sendikamız ne istediyse azını değil, daha fazlasını yaptık. Tekel eylemi haklı bir eylem. Tekel işçilerini özlük hakları ile birlikte kamu kuruluşlarına geçirmek istiyoruz. Tabii binlerce insan Türk-İş'in kapısına gelince 'ne yapacağız' diye biraz bocaladık ama hemen uyum sağladık.

-  Genel grevi düşünüyor musunuz?
Genel grev bizim son silahımız. Onu da kullandıktan sonra artık yapacağımız çok şey kalmıyor. Bu iş şaka değil. Ciddi bir iş. Tekel işçileri çok yüksek beklentiler içinde olabilir. Ama ben her zaman geniş düşünmek zorundayım. Gücümüzü iyi ölçmek ve bu gücü gerektiği yerde, gerektiği zamanda kullanmak zorundayım.

HİÇ TAŞKINLIK OLMADI 
- Gerek Başbakan gerek hükümet üyeleri Tekel eylemcilerini sert dille eleştiriyorlar.
Ben bu tür polemiklere girmek istemiyorum. Çünkü sorunu çözmeye çalışıyorum. Ama Tekel işçilerinin Türk-İş'in önündeki bekleyişi iki aya yaklaştı, sabahtan akşama sağdan sola her görüşten insan ziyarete geldi, ben bir gün bile bir taşkınlığa şahit olmadım.

KIDEM TAZMİNATI TARTIŞMASI 
- İşçilerin kıdem tazminatını çekmeleri konusundaki tartışma neden kaynaklandı?
Banka, işçiler adına yatırılan kıdem tazminatlarını işçilerin onayı  olmadan yatırım hesabına aktarmış ve bunun bilgilerini dışarıya vermiş. Tabii tatsız bir durum. Kıdem tazminatı işçilerin çalışmaları karşılığı hak ettikleri paradır. Bunu çekmelerinin, kullanmalarının herhangi bir mahsuru yoktur. En doğal haklarıdır.

Özlem Çelik / Akşam

Bu haber 695 defa okundu.