düşmanı kim? | " /> düşmanı kim? | "/>

En Sıcak Konular

Sivil kırmızı kitap: Erdoğan'ın düşmanı kim?

1 Şubat 2010 15:34 tsi
Sivil kırmızı kitap: Erdoğan'ın düşmanı kim? Başbakan Erdoğan çok stratejik bir hamleyle iç düşman, Emasya ve kırmızı kitabı tartışmaya açıyor. Türkiye’nin güvenlik parametreleri yeniden belirleniyor. Gerçek demokrasiye giden yolda önemli bir viraj alınıyor. Erdoğan düşmanı yeniden tanımlıyor.

1989 yılında Berlin duvarı yıkılıp soğuk savaş fiilen sona erdiğinden bu yana Türkiye’de yapılan önemli bir çağrı var: Devletin iç düşman tanımlamasından vazgeçmesi...

Bu önemli bir çağrı, çünkü iç düşman devlet-toplum iletişiminde dengenin devletten yana kurulmasını beraberinde getiriyor. Vatandaşlarına eşit yaklaşması gereken devlet erki, toplumun bir ya da birden çok kesimini “düşman” olarak tanımlama yetisini kendisinde görebiliyor. İşlenen suçu bireysellikten çıkararak toplumsallaştırıyor ve geçmişi uzun yıllara dayanan toplumsal probemleri manüple ediyor. Aslına bakılırsa böylelikle önemli bir siyasi gücü de tasarrufuna alıyor. türkiye’nin güvenlik anayasası olan Kırmızı Kitap’ta yer alan iç ve dış tehdit unsurları, silahlı kuvvetlere siyasetten sosyal hayata, pek çok alanda parlamento ya da siyasi partilerin alanlarına nüfuz etme hakkı tanıyor.

TEHDİDİN SINIRLARI BELİRSİZ

Türkiye’nin sanal ya da gerçek iki iç tehdidi bulunuyor. Bunlar irtica ve bölücülük. Bu iki iç tehdidin kapsamı ve sınırları belirlenmediği, “suç” olarak görülen eylemler bireylerde değil toplumsal kesimlerde arandığı için bugüne kadar neyin tam olarak bölücülük, neyin tam olarak irtica olduğu anlaşılamadı. Örneğin namaz kılan da eşi başörtülü olan da kimi zaman iç tehdit sınıfına girebiliyor. Sadece namaz kıldığı için ordudan atılan subayarın varlığı ortada... ya da Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine hanımın Gata’dan içeri giremediğini Erdoğan dün televizyonda açıklamıştı. Benzer durum bölücülük için de geçerli. Anadilde eğitimi savunmak kimi zaman devletin üst yönetiminde “bölücülük” olarak adlandırılabildi, ya da polise taş atan çocuklar “iç tehdit” kapsamında değerlendirildiği için ağır cezalara çarptırılabildi.

Ortada ciddi bir belirsizlik ve “görecelik” olduğu kesin. Böyle bir durumda hukuktan, evrensel değerlerden bahsedebilmek mümkün değil. Hukukun ve evrensel değerlerin olmadığı bir yerde ise kökleşmiş sorunlara neşter vurmak ve Türkiye’nin yönetimini sivilleştirmek neredeyse imkansız. Çünkü yapılan tüm reformlara rağmen, tüm tartışmalar gelip askeri vesayete dayanıyor. Evet silahlı kuvvetler komutanlarının da katkısıyla demokratik hayata hızlı adapte oluyor. Ancak “iç düşman” sivil iradenin tepesinde demoklesin kılıcı gibi duran bir gölge mahiyetinde.

KAYNAK'IN ÖNGÖRÜSÜ

Star gazetesinde yazıları yayınlanan eski MİT mensubu Prof. Dr. Mahir Kaynak’ın, Balyoz darbe planı ortaya çıktığında yaptığı çok önemli bir analiz vardı. Kaynak, “çok akıllıca yürütülen” Balyoz tartışmalarının sonucunda Türkiye’yi iki maddelik bir sonucun beklediğini söylemişti. Öncelikle sızdırılan bu planla silahlı kuvvetlerin içinde artık darbeci bir zihniyetin var olmasına imkan kalmayacaktı. Silahlı kuvvetler, darbe lafzını artık aklından bile geçiremeyecekti. Ancak bu onun zayıflatılması anlamına gelmiyordu. Balyoz planındaki kimi belgelerin daha sonradan eklemlenmiş belgeler olduğu ortaya çıkacak, silahlı kuvvetler aklanacaktı. Bu onu daha güçlü kılacaktı. Ancak TSK artık içeriye dönük operasyon yapma, siyasete müdahil olmak gibi alışkanlıkarından da vaz geçecekti, bölgede güçlü bir silahlı kuvvetlere ihtiyaç vardı. Silahlı kuvvetler artık Türkiye’nin gücünü dışarıda temsil eden, dışarıya yönelik bir kuvvet olacaktı.

ERDOĞAN'DAN ÜÇ MESAJ

Zamanın ruhuna ve Türkiye’nin gittiği hedefe oldukça uygun bir silahlı kuvvetler yapısı Mahir Kaynak’ın bahsettiği. Ancak iç düşman tanımlaması silahlı kuvvetlerin yeni görev tanımlamasının önünde duran en büyük engellerdendi. İşte Başbakan Erdoğan’ın dün yaptığı açıklamalar bu yüzden çok önemli. erdoğan üç önemli mesaj verdi:

1. EMASYA protokolü kaldırılacak.

2. İç düşman tanımlaması krımızı kitaptan çıkacak.

3. Askeri iç hizmet kanununun 35. Maddesi orta vadede yeniden ele alınacak. Atılacak bu adımlar, eğer varsa, askeri vesayeti ortadan kaldıracak, en azından yasal dayanaklarına son verecek mahiyette. Elbette Türkiye’nin demokratikleşmesini tam olarak sağlayabilmesi için zihinlerdeki “asker-sivil vesayet”in sona ermesi, bireylerin demokratik olgunluğa erişmesi gerekiyor. Ancak işe yasal dayanakarı ortadan kaldırarak başlamak bile önemli. bu yüzden Erdoğan’ın verdiği bu üç mesaj Türkiye’nin orta vadedeki gündeminin en önemli başlıkları olacak.

ERDOĞAN'IN DÜŞMANI

Peki, Erdoğan iç düşman kavramını tamamen ortadan mı kaldıracak? Tam olarak böyle değil. Çünkü Erdoğan, Ankara’daki valiler toplantısında bunun ilk ipucunu vermişti. Daha doğrusu Erdoğan’ın düşman tanımlaması tam netleşmemiş gibi duruyor.  Erdoğan “iç düşman” tanımlamasının tamamen kaldırılacağıını söylüyor, ancak yaptığı konuşmalarda “bölücülük” vurgusunu sürdürmeye devam ediyor. Bu şu anlama geliyor: Erdoğan, iç tehdit tanımlamasında irticayı gündemden düşürüyor, ancak bölücülük halen ajandada yer alıyor. bu Erdoğan’ın parti kapatmayla ilgili yaklaşımını da yansıyor. Erdoğan, yapılacak değşiklikle parti kapatılmasını zorlaştıracaklarını, ancak şiddet ve bölücülük nedeniyle partilerin kapatılabileceğini ifade ediyor. Eğer yanlış anlamadıysak, “iç tehdit tanımlamasını kaldıracağız” diyen Erdoğan’ın kırmızı kitabında “bölücülük” bir iç tehdit olarak kalmaya devam ediyor. Eğer böyleyse Erdoğan demokratikleşme konusunda attığı en önemli adımı yarım bırakacak demektir. Erdoğan, “iç tehdit” ve bölücülük konusunu netleştirmeli. Çünkü bu boyut sivil irade dışındaki güçlere iç politika konusunda konuşma hakkı vermeye devam edecek. Hukuk iç tehdit nedeniyle bireyselleştirilemediği için açılımda atılacak adımlar havada kalacak. İç tehdit o kitaptan tamamen çıkmadan ne taş atan çocukların ceza almasının önüne geçebilir, ne de demoktratik açılımda başarıya ulaşılabilir.

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 2,342 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,681 µs