Postmodern darbeciler: Postsuz erenler!

0 0 0000 00:00 tsi
28 Şubat'ın Batı Çalışma Grubu, Horosan Erenleri'nin postuna mı büründü? Cuntacılar, Batı tutmayınca, "Doğu" imajına mı sarıldı? İşte postmodern darbelerin, post giyememiş erenleri. iyibilgi özel

28 Şubat'ın karanlık oluşumu Batı Çalışma Grubu, kabuk mu değiştirdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yeni bir süreç başlatıldı. Başbakan Erdoğan, başlatılan bu süreci 'düğmeye basmak' şeklinde adlandırdı.

Üniveriste olayları arttı. Fadime Şahin'in yerini irtica tehlikesinin yanında Sevr tehlikesi üreten Kuvvacılar aldı. Cumhuriyet Gazetesi karanlık fona aynen 28 Şubat dönemindeki gibi tehlikenin farkında mısınız? manşetleri atmaya başladı. Bu düğmeye basan grup, kim? Terör olayları tırmanıyor. 28 şubat'ın belirtileri ortaya çıkıyor... Hasan Celal Güzel, 28 Şubat'ın yıldönünümde iddiası yine gündemde.

Erenler Grubu hakkında bildiğimiz şey çok az olsa da Batı Çalışma Grubu'nun devamı niteliğinde iddiası bu grup hakkında fikir sahibi olmamızı sağlıyor.
Yaşar Büyükanıt Paşa'nın sağ kolu olarak tanınan Ulusalcı Reha Taşkesen Paşa'nın özel hayatının deşifre edilerek istifaya zorlanması da Erenler Grubu ile bağlantısını sorgulayan Nuh Gönültaş, "Olayın "Erenler Grubu" ile ilişkisi olabilir mi? diye sormuştu.

Hasan Celal Güzel ise bu grup hakkında "Batı Çalışma Grubu'nun yerini Erenler Grubu aldı...." 2003 yılından itibaren TSK içinde 28 Şubat kalıntısı bir odak faaliyette bulunmuş ve bu durum 'genç subaylar' adıyla medya önüne çıktı" bilgisini vermişti.

"'Sauna Çetesi' diye adlandırılan ve içinde yönetici durumunda eski Emniyet Genel Müdür Vekili ile bir yüzbaşının da bulunduğu oluşumun, devletin zirvesindeki kişilere kadar uzandığı ve darbe hazırlıkları içinde bulunduğu söylenmektedir." diyen Güzel, "Bu örgütün darbeci odaklarla ilişkisi olduğu iddiası, mutlaka araştırılması gereken çok ciddî bir durumdur." diye devam ederek, Erenler Grubu'na göndeme yapmıştı.

Bilindiği gibi Hasan Celal Güzel. 28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu'nu (BÇG) deşifre eden bir isim. Onun bu iddialarına henüz bir tekzip gelmiş değil.
Güzel tarafından ordu içinde cuntacı faaliyet gösterdiği söylenenErenler Grubu'nun emniyet mensuplarından, millet vekillerine, bürokratlardan siyasilere kadar geniş yelpazede ve çok sayıda insanı fişledikleri de iddialar arasında. Hasan Celal Güzel konuyla ilgili olarak Kanal 7 de gazeteci yazar Nazlı ılıcak'ın sunduğu bir programda "Ben bunu günlerdir yazıyorum, bas bas bağırıyorum kimse de çıkıp sen ne diyorsun demiyor. Bu iddialar doğrudur ya da yalandır diye bir açıklama gelmiyor, gazeteler görmezden geliyor" demesi de oldukça manidardı.

Zaman Gazetesi'ne verdiği demeçte ise Danıştay saldırısının darbeyi hazırlamak, meşru göstermek için yapıldığını iddiasını orataya atan Güzel, bu iddiaları ortaya atarken sık sık Erenler grubu'na atıfta bulunması dikkat çekti.

Güzel'in açıklamalarını ardından "BÇG bir çeteydi" çıkışıyla gündeme gelen Mümtaz'er Türköne de geçtiğimiz hafta Aksiyon Dergisi'ne verdiği bir demeçte "BÇG birkaç sene devam ettikten sonra kendiliğinden çekildi. Ancak onun devamı olan birtakım gruplar TSK içinde bulundular. Mesela bundan birkaç sene önce 'genç subaylar' diye yine varlığından söz ettiler. Benim de bir-iki senedir Erenler Grubu diye bahsettiğim grup BÇG'nin devamı olarak TSK'da varlığını devam ettirdi. Türkiye'de hâlâ 28 Şubat gibi bir müdahale gündemde olabilir. Bunu Türkiye atlatmak zorundadır." şeklinde bir açıklamada bulunmuştu.

"Erenler Grubu" hakkında sorgulama yapan diğer bir yazar ise Gülay Göktürk oldu. Göktürk, TSK'nın içinde Erenler Grubu gibi gruplaşmaların Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejileri konusundaki fikir farklılıklarından oluşmadığını ısrarla çiziyor ve ekliyor: "Klikleşme varsa eğer -ki bizzat bazı paşaların ifadeleri böyle bir tablo ortaya koyuyordoğrudan doğruya iç politika konuları üzerinden oluyor. Ordu Türkiye'nin nasıl yönetileceğine karıştıkça, kendini rejim bekçisi gibi konuşlandırıp siyaset yapmaya kalktıkça, ülkedeki siyasi bölünmelerin kendi içine yansıması da kaçınılmaz oluyor. Ordunun siyasete radikal biçimde müdahale ettiği her darbe ya da yarı darbe bu eğilimi daha da güçlendiriyor; darbe geçip gitse ve her şey normale dönse bile o dönemlerdeki aşırı politikleşmenin tahribatı uzun süre devam ediyor."

Erenler Grubu hakkında ortaya atılan en yaygın söylenti ise eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün bu grubu baskıladığıydı. Genelkurmay başkanının görev süresinin doluşuyla bu grubun tekrar faaliyetlerini hzılandırdığı da ortayan atılan diğer bir iddia...

Ortaya atılan iddialara göre "Anadolu erenlerinden" bir hayli farklılık gösteren Erenler Grubu ile ilgili bildiklerimiz bu kadar...  Ama sorgulayacağımız bir şey daha var. O da grubun ismi. Batı Çalışma Grubu nasıl oldu da 'Erenler'e dönüştü. Batının pozitivist, modern felsefesini çağrıştıran ve Müslümanlara kuşku ile bakan Batı Çalışma Grubu'nun, Doğuyu, inancı, tasavvufu, maneviyi önceleyen Erenlerin postuna bürünmeye talip oluşu "Batı tutmadı, Doğu olsun" düşüncesinden mi geliyor! Post modern darbeciler, "post" verilmeyecek erenler olarak kafalarımıza kazınıyor...

Kendisine danıştığımız "Hasan Celal Güzel ben gazeteci olarak konuşuyorum, o yüzden "Erenler" ismi ile ilgili bilgiyi veremem" diyor ve şunları aktarıyor: "Bu yapılanma 1999 yılı seçimlerinden sonra Batı Çalışma Grubu'nun devamı niteliğindedir. Fakat Erenler grubundan önce bir teşkilatlanma daha oldu. Bu da Başbakanlık Sivil Takip Kurulu'ydu. Bu kurul ismi sivil gibi ve başbakanlığa devredilmiş gibi görünse de, önemli yerlerinde askerleri barındırıyordu. Bu grup, daha sonra Batı Çalışma Grubu kişi ve unsurları ile tekrar teşkilatlanarak "Erenler Grubu"na dönüştü."

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,094 defa okundu.