Uçak da gemi de Türkiyeye çarptı!
0 0 0000 00:00 tsi
Bir hafta içerisinde Egede yaşananlar: Uçak ve gemi çarpışması, 2 gün süreli mini Kardak krizi... Bu olaylar 'kaza' olarak söylenedursun, aslında uçak da gemi de Türkiyeye çarptı. Neden mi? İşte ayrıntılar
iyibilgi yorum
Kazalar, kazalar, krizler...
Ege ısınıyor. Hem de tarihinde hiç olmadığı kadar. Son bir hafta içinde Egede ardı ardına kazalar ve krizler meydana geldi. İlk olarak 23 Mayısta it dalaşına tutuşan Türk ve Yunan uçakları birbirine çarptı. Çarpışmada Türk pilot Halil İbrahim Özdemir yaralı olarak kurtulurken, Yunan pilotun cesedi bulunamadığı için 31 Mayısta gıyabi cenaze töreni düzenlendi. Kazanın meydana geldiği yer Rodos açıkları, yani Güney Ege idi. Bunu bir kenara not edin.
Yunan pilotu arama çalışmaları bitmeden bu kez mini bir Kardak krizi yaşandı. 30 Mayısta Kardak kayalıklarına yaklaşan Yunan balıkçı tekneleri yanlarında sahil güvenlik botu getirmeyi ihmal etmemişlerdi. Türk sahil güvenlik ekibi müdahale etti. 31 Mayısa sarkan mini kriz daha sonra Yunan balıkçı teknelerinin bölgeye gelmemesi ile son buldu. Kardak kayalıkları uluslar arası sularda bulunur ve mevkii Güney Egenin biraz kuzeyidir. Bunu da bir kenara not edin.
Son olarak da dün, 1 Haziranda, Ege denizinin yine güneyinde, Yunanistan açıklarında bir Türk kargo gemisi bir Yunan tankeriyle çarpıştı. Hem de koskoca Ege denizinde. Kaza sonrası batan gemide 1 Türk öldü, 5i ise hala kayıp.
Komplo değil!
Peki bir hafta içerisinde Egede kaza ve krizlerin ortaya çıkması ve tam da bu zamana denk gelmesi bir rastlantı mı? Sorgulayıcı akıl bunu reddediyor.
Size komplo gibi gelebilir. Fakat tam da bu dönemde gerçekleşen kazalar pek de doğal bir süreçte ortaya çıkmış gibi gözükmüyor. Bu kazalar Egenin statüsüyle, doğrudan olarak da Kıbrıs ile ilgili.
Kıbrıs mihenk taşı
Kıbrıs tüm bu gelişmelerin püf noktasını oluşturuyor. Ekim ayına kadar Türkiyenin Ankara anlaşmasını tüm AB üyesi ülkelere uygulaması gerekiyor. Başka bir ifade ile Türkiye hava ve deniz limanlarını Rumlara açmak durumunda. 1516 Haziranda Brükselde yapılacak AB zirvesinin nihai metnine de bu çağrının yansıması Türkiye-AB ilişkilerinin zorlu bir süreçten geçeceğini ortaya koyuyor. Zira Türkiye, referandumda Annan planına evet diyerek birleşme doğrultusunda istek gösteren Kuzey Kıbrısın daha fazla cezalandırılmasına karşı çıkıyor. Türkiye öncelikle Kuzey Kıbrıs üzerinde izolasyonun kalkmasını, daha sonra Rum kesimi için bazı adımlar atabileceğini belirtiyor.
Yunanistan hazırlıklıydı!
İşte bu nokta çok önemli, zira Yunan tarafı yaz aylarında çıkabilecek olası bir krize uzun zamandır hazırlanıyordu. Hatta uçak kazasından 3 hafta önce Yunan basını sanki olacakları önceden tahmin ediyormuş gibiydi. Basına göre Karamanlis, Kıbrıs meselesinin Ekim aylarında sıkıntıya gireceğine, bu durumda AB ile arası bozulan Türkiyenin nefretini Yunanistana yönlendireceğine inanıyordu. Yaz aylarında çıkabilecek it dalaşı ya da Kardak benzeri bir krize karşı önlem alması için Savunma, Maliye ve Dışişleri Bakanlıklarına emir vermişti. İşte yaz ayları geldi. Karamanlisin korktuğu gerçekleşti. Bu Egenin Kıbrıs ile doğrudan bağlantısı olduğunu gösteriyor. Sadece Yunanistan için değil, Türkiye için de böyle.
Nefes borusu ve yaşam alanı
Ya taksim ya ölüm sloganının ne zaman ortaya çıktığına bakalım. Bu söz ilk defa 1955 yılında dönemin Başbakanı Adnan Menderes tarafından dile getirilmişti. Türkiyenin gözünü Kıbrısa dikmesindeki sebep, aynı dönemde 12 adanın Yunanistana devredilmesi ve Egede Türkiyenin nefes borusunun sıkılmasıydı. Türkiye Kıbrıs açılımı ile kendisine bir yaşam alanı yaratıyordu.
Kazaların gerçekleşme yerleri de Egenin, Türkiyenin nefes borusu olduğu tezini destekler mahiyette. Kardak Güney Egede. Uçakların it dalaşı yaparak çarpıştığı bölge Güney Egede. Son olarak gemilerin çarpıştığı yer de Güney Egede. Yani son bir haftada gerçekleşen olaylar, Türkiyenin nefes borusu üzerinde gerçekleşti. Anlaşılan Yunanistan kriz anlarında, Türkiyenin nefes borusunu elinden geldiğince daraltarak onu yanlış yapmaya zorluyor. Umulan ise Kıbrısta elden geldiğince Türkiyenin özellikle referandum sonrası oluşan avantajlı konumunu elinden almak. Bunu alabilmek için de Türkiyenin Egede sorun çıkaran ve kazalara sebep olan bir ülke olduğunu Avrupalıların zihnine yerleştirmek. Aynı sözde Pontus katliamı gösterilerinin, bu senenin 19 Mayısında başlaması gibi. Ya da çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanninin son dönemden farklı açıklamaları ve EOKAcıların mezarını ziyaret edip, Hellenizmin tamamlanması için çalışacağını belirtmesi gibi.
Kısaca, Ege ısınıyor. Egede kazalar oluyor. Uçaklar da gemiler de Türkiyeye çarpıyor.
iyibilgi haber merkezi
Bu haber 380 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle