neyin miladı olacak | " /> neyin miladı olacak | "/>

En Sıcak Konular

19 Ocak 2007 neyin miladı olacak

14 Ocak 2010 13:27 tsi
19 Ocak 2007 neyin miladı olacak "Ergenekon ve Dink davalarında yargılanmaya çalışılan yapı, ne denli deşifre edilebilir?"

Geçenlerde, Genelkurmay’a bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’nda bulunan kozmik odanın aranması ile tepe yapan olayların ve devlette bir çatışma, bölünme olup olmadığı konusunun tartışıldığı bir televizyon programında, Ergin Cinmen konuyu Hrant Dink cinayetine getirerek, asker ve emniyet münasebetinin ve devlet aygıtının pespayeliğini bir kez daha ortaya serdi.

Hrant Dink’in, suikasta uğramasından altı ay önce, Trabzon Jandarması’na suikastla ilgili tüm detaylar ulaşmıştı.

Benzer bilgiler, farklı detaylarla Trabzon Emniyeti İstihbaratı’nda da mevcuttu. Ancak her ne hikmetse, iki istihbarat birimi birbirleriyle bu konuda bilgi paylaşımı yapmıyorlardı. Üstelik, Trabzon Emniyeti üzerinden İstanbul’a, Cerrah’a gönderilen Dink’in öldürüleceği ile ilgili bilgi, değerlendirmeye değer bulunmayarak işleme konmamıştı.

Bu şu anlama geliyordu: Hrant Dink ismi, onunla ilgili hiçbir işlem yapılmadığından, tüm istihbarat bilgilerinin toplandığı havuza düşmeyecekti. Öyle ki, o havuza düşen isimler, suikasta uğrama riski yüksek olduğundan, otomatik olarak devletin korumasına alınıyordu. Ama Dink hakkındaki istihbarat bagajı, adeta sumenaltı edilmişti.

Hayal, muhtemelen daha yukarılardan silsile yolu ile kendisine gelen “Düşen bayrağı kaldır” komutuna münasip olarak tüm fütursuzluğuyla suikast hazırlıklarını yapıyordu. Kahvelerde, kırtasiyecilerde, internet kafelerde Dink’i nasıl öldüreceğini anlatıyor, çevresinden de epey takdir topluyordu doğrusu.

Üstelik yalnız da değildi. Yanında, Emniyet’e ajanlık yapan Erhan Tuncel ağabeyi de vardı. Hani, Dink vurulduktan 30 dakika sonra kendisini arayan Trabzon Emniyeti’nde görevli bir polis memurunun “Ne oğlum direkt kafaya sıkmışlar... Tek farklılık. Kaçmayacaktı ama bu kaçtı” dediği Erhan Tuncel...

Ergin Cinmen, tüm bu kan donduran pespayelikler bunca ortalıktayken, silinen kamera görüntüleri, kaybolan telefon deşifrelerine rağmen, dosyalarda bu kadar ciddi deliller yığını varken, kendi memurlarına yönelik yargılanma yolunu tıkayan Emniyet ve Jandarma’nın tavrını eleştiriyordu. Dink avukatlarının tüm gayretlerine rağmen, bu yetkililer yargılanamamış, hâkimler davaları reddetmişti.

Dink avukatları, şimdi de bu davaları reddeden hâkimlere dava açmışlardı.

Düşünsenize, Dink’i vuracağını Jandarma’ya bildiren Hayal’in eniştesi Coşkun İğci mahkemede şu ifadeyi veriyor:

“Hayal’in silah almak için biriktirdiği 300 YTL’yi alarak silah almasını engellemeye çalıştım ve bu olayları da Jandarma’daki görevlilere bildirdim. Jandarma görevlileri bana parayı Hayal’e iade etmemi söylediler.”

Tüm bu konular hem Meclis İnsan Hakları Komisyonu hem de Başbakanlık Teftiş Kurulu raporlarına girmiş durumda. Mahkemeden, tüm bu yetkililerin soruşturulması ve Trabzon’daki davanın da İstanbul’daki ana dava ile birleştirilmesi tavsiye ediliyor.

Dink suikastının tüm önemli detaylarını kayda geçiren ve her 19 Ocak’ta bunu güncelleyerek bu önemli bilgileri kamuoyunun vicdanına belgesel formatında sunan sevgili Taraf yazarı ve dostum Ümit Kıvanç, konuyu ilk gününden itibaren özel hassasiyetle takip eden NTV kanalında mahkeme hakkında şunları söylüyordu:

“Tek bir şeyden ümitliyim, o da Dink cinayeti davasının her şeye rağmen bitmemiş olması. Bana sanki Ergenekon soruşturmasından bir şeyler çıkması bekleniyor gibi geliyor.”

Doğru, Dink cinayeti her halükârda bir Ergenekon tertibi. Üstelik, zayıf ihtimal ama, Ergenekon’un illa bir örgüt hiyerarşisinde bu cinayete o veya bu sebeple karar vermiş olması gerekmiyor. Eğer yukarıda anlattığım hikâyede devletin kendisi Ergenekonlaşmışsa, zaten “milli” ve “muteber” olmayan her oluşum ve hedefe aynı reaksiyonla kilitlenecek, sirayet ettiği devlet organlarını da, yargı, mahkemeler, emniyet, kolluk kuvvetleri ve istihbarat teşkilatını da bu yönde fütursuzca kullanacaktır.

Sorun, Ergenekon ve Dink davalarında yargılanmaya çalışılan yapının, ne denli deşifre edileceği, ne denli devletten ayıklanabileceğidir.

Bu süreç de, Türkiye’nin demokratikleşme, şeffaflaşma, bir İttihat ve Terakki gladyosundan hukuk devletine dönüşme kavgasının tam bağrında yer alır.

Bu manada, Dink davası, bir cinayet davasını fersah fersah aşan boyutuyla, Ergenekon devletinin tüm parmak izlerini üzerinde taşımaktadır.

19 Ocak saat 15’te öldürüldü Hrant.

Ermenilerin 1915’te uğradığı haksızlığın üzerindeki zelil inkâr tozunu hatırlatırcasına...

19 Ocak 2007 bir milattır. O tarihin bir rezilliğin mi, yoksa onurlu bir dirilişin mi miladı olduğu sorusu da, bu davaların nereye kadar gideceği ile cevaplanacaktır.

Ancak tüm bu sürecin, devletin içinde yer alan demokrat yetkililer ve AKP’nin demokrat kanadı kadar, hatta ondan daha daha çok, halkın devleti biçimlendiren, demokrat ve eşitlik arzusu üzerine oturmuş baskısından gelecektir.

Yüzde doksan dokuz nokta dokuzunun Müslüman olduğu her fırsatta yinelenen Türkiye halkının yani...

Hilâl Kaplan dünkü yazısında “Eğer Müslüman’ın birinci vazifesi önce kendi nefsinde sonra da yaşadığı toplumda adaleti tesis etmekse ve zulme kalben buğz etmek de imanın en zayıf derecesiyse bu 19 Ocak’ta Agos’un önünde olmamak bana aynı zamanda imani bir zafiyetin de göstergesiymiş gibi geliyor” diyor.

Bence Türkiye’de 2002 yılından beri yaşanan değişimin kimyasında olduğu gibi, bundan sonra da gerçekleşecek her müspet değişim, Müslümanların uyanışı sayesinde olacak, ya da olmayacak.

19 Ocak 2007 bir şeyin miladı. Onu, “nüfusumuz” nispetinde hep birlikte biz tayin edeceğiz.

Mesuliyet de nispi olacak haliyle...

Markar Esayan / Taraf



Bu haber 511 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,899 µs