En Sıcak Konular

Oyun içinde oyun

13 Ocak 2010 08:25 tsi
Oyun içinde oyun CIA'in oynadığı oyunu görmek kolay değil!

Sağda-solda zulaya yatırılmış silâhlar bulunuyor, ardından gazeteler “Rus yapımıymış” diyen haberlere yer veriyorlar. Kozmik odayı arayan yargıç ile savcıya sekizer adet kurşun gönderiliyor; haberin içinde “Rus yapımı Kaleşnikof mermisi” ayrıntısı mutlaka yer alıyor.

Bilen bilmeyen de Soğuk Savaş döneminde olduğumuzu sanacak; Sovyetler Birliği ülkemizi istikrarsızlaştırma kampanyası başlatmış, toprağı sıksan Rus yapımı silâh ve mühimmat çıkıyor... Oysa Soğuk Savaş 20 yıl önce bitti, bugünün Rusyası ile Türkiye arasında 'dostluk' çubukları tüttürüleli hayli zaman oluyor.

'Rus yapımı' ayrıntısı bu yüzden hiç önemli değil...

Şundan da önemli değil: Soğuk Savaş'ın buz gibi günlerinde, Sovyetler Birliği Afganistan'ı işgal etmiş ve Mücahidler ile savaşırken iki tarafın elinde de 'Rus yapımı' silâhlar bulunuyordu; ancak Rus askerlerin elindeki silhahlar gerçekten Sovyetler Birliği sınırları içerisinde imal edildiği halde, Mücahidler Mısır ve Çin'de imal edilmiş 'Rus yapımı' silâh kullanmaktaydı.

Şaşırdınız, değil mi?

Bütün savaşlar gibi Afganistan'da sürdürülen Sovyet-karşıtı direniş de binbir türlü yanıltmaca ve aldatmacaya sahne olmuştu. Savaş olup bittikten sonra ortaya dökülen gerçekler, savaş boyu etrafa yayılan 'sahte-gerçekler'den çok farklıydı.

2000 yılının haziran ayı sonlarında İngiliz BBC-World televizyonunda 'Spying Game' (Casusluk Oyunu) adlı bir belgesel izlemiş, izlenimlerimi buraya da aktarmıştım. 1979'da başlayan Afganistan'ı Sovyetler Birliği'nin işgali, ABD'nin başını çektiği 'Hür Dünya' tarafından, Varşova Paktı'nı yıkmak için fırsat olarak değerlendirilmişti. Belgesele görüş açıklayan Amerikan, İngiliz, Afgan ve Pakistanlı uzmanlar ile politikacılar dudak uçuklatan gerçekleri ilk kez açıklamışlardı.

ABD, Sovyetler'in Afganistan'ı işgalini mevcut dengeyi aleyhlerine bozacak bir gelişme olarak görmüş; CIA ile İngiliz MI6 örgütleri “Moskova yaptığına nâdim olmalı” kararlılığını hayata geçirmekle görevlendirilmiş...

Sovyetleri yaptığına nâdim etmek için Afganistan dışında bir ülke daha seçilmiş: Polonya... Bir yandan Rus askerlerine direnen yerel Afgan güçleri silâh ve mühimmatla desteklenirken, bir yandan da Polonya'daki Dayanışma Sendikası'nın ülke içerisinde bir siyasi güç haline gelmesi için gizli yardımlar başlatılmış...

İşgalci gücün elindeki silâh ve mühimmat görüntüsü versin diye savunma sanayii uzmanlarının bile “Bu yüzde 100 Rus yapımı” diyecekleri ustalıkta çakma silâh ve mühimmat Mısır ve Çin'de üretilerek Afganlara iletilmiş. Bu arada, Polonya'da sisteme karşı düşünürlerin 'Samizdat' (yeraltı) da denen eserlerini çoğaltmak için gerekli matbaa makinaları ve baskı malzemeleri gizli yollardan ülkeye sokulmuş; bu amaçla İsveç kullanılmış...

Savaşın sonlarına doğru Sovyet askerleri yeni üretilen MI24-D helikopterleriyle dağlarda üstünlük kurmaya başlayınca, 'Rus yapımı' görüntülü Kaleşnikoflarla onlara karşı direnilemeyeceğini anlayan Amerikalılar, Mücahidlere 'Stinger' füzeleri vermeye başlamışlar... Bir Amerikalı istihbarat görevlisi ilk kez aleniyete döktükleri yardımı hangi düşünceyle yaptıklarını şöyle açıklıyordu belgeselde: “Kendimizi gizlemek için daha fazla bir sebep kalmamıştı; 'ya herru ya merru' demek zorundaydık...”

Etrafta bulunan veya birilerine gönderilen silâh ve mühimmatın 'Rus yapımı' gibi görünmesi bir anlam taşımıyor sizin anlayacağınız; sırf o görüntüyü vermek üzere çok farklı bir yerde üretilmiş de olabilir o silâhlar...

İleride çekilecek bugünleri anlatan bir belgeselde günümüzde cereyan eden olayların örtük veçheleri hepimizi şaşırtabilir.

Geçen hafta Afganistan'da yedi CIA mensubunun hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan eylemin 'kahramanı' Türkiye'de tıp eğitimi görmüş Ürdünlü gençle ilgili yazılıp çizilenler sözgelimi; ya da ondan bir hafta önce Hollanda'dan uçağa binen ve iç çamaşırına gizlediği patlayıcı maddelerle ABD/Detroit'e gitmeye kalkan Nijeryalı genç...

Hani 11 Eylül'den (2001) hemen sonra sıcağı sıcağına bir deneme olarak uçağa patlayıcıyla binilmesi pek yadırganmayabilirdi; dünyayı Müslümanlar-aleyhine yeniden biçimlendirmeye yarayan bir eylemi neredeyse on yıl sonra tekrarlamak 'İslâmî hassasiyet' ile nasıl açıklanabilir?

Afganistan'da kendi vücudunu da ortadan kaldıran bir eyleme adı karışan genç, eğer bize yansıtıldığı gibi, bu eylemi 'el-Kaide' bağlantısı sebebiyle yapmışsa, yedi CIA mensubunun yanıbaşına sokulmayı nasıl başarabildi dersiniz?

1979 ile 1989 arasında Afganistan'daki direniş hareketiyle ilgili yazılanlar gerçeğin hiç de önemli olmayan bir yüzünü yansıtıyordu; gerçeğin esas yüzü nice sonra görülebildi: Sovyetler Birliği temelinden çöktü, Polonya bugün Avrupa Birliği üyesi... Şimdilerde olanların niçin olduğunu da kimbilir ne zaman öğrenebileceğiz...

Bunlar muhtemelen birer oyun; şimdilik bunu bilin yeter...

Taha Kıvanç / Yeni Şafak



Bu haber 840 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,150 µs