çok önemli mesajlar | " /> çok önemli mesajlar | "/>

En Sıcak Konular

Gül'den çok önemli mesajlar

5 Ocak 2010 08:42 tsi
Gül'den çok önemli mesajlar Hasan Cemal, köşteki sohbeti yazdı...

Hasan Cemal / Milliyet

Çatışma yok, değişim var

ANKARA
Bir cumhurbaşkanıyla mülakat yapmak, kameraların önünde konuşmak gazeteci milleti için kolay iş değildir. Daha doğru deyişle kolaydır da, bu konuşmadan iyi bir haber yakalamak ya da fiyakalı bir manşet çıkarmak genellikle güç olur.

Çünkü cumhurbaşkanı bir yandan ‘devlet’in, diğer yandan ‘cumhur’un, yani halkın başkanıdır.
Anayasal olarak hem kurumlar arası ‘uyum’dan sorumludur, hem de kökeni, dini inancı, mezhebi, rengi ne olursa olsun tüm vatandaşları da temsil etmek durumundadır.

O yüzden asker deyince de, askeri vesayet deyince de, yargı deyince de yutkunur. Kürt deyince de Türk aklına geleceği için yine yutkunur. Bazı duygu ve düşüncelerini dışa vurmaz veya kapalı kapalı arkasında, daha çok yazılmaması kaydıyla paylaşır muhataplarıyla...

Dün Cumhurbaşkanı Gül’le de böyle mi oldu?

‘Darbeler dönemi bitti’

Hem öyle hem değil.

Cengiz Çandar’la birlikte dün CNN Türk’teki Tecrübe Konuşuyor programında ağırladığımız Sayın Gül, evet birçok kez yutkundu ama bazı önemli mesajları vermekten de geri kalmadı.

Dedi ki:

“Türkiye’de darbeler ve muhtıralar dönemi geride kalmıştır. Bunu ağır düşünmek bile Türk Silahlı Kuvvetleri’ne saygısızlıktır.” 

Cumhurbaşkanı Gül’ün bir diğer önemli mesajı, şu günlerin en güncel, en yakıcı konusu olarak gündeme oturmuş olan devlette kurumlar arası çatışma söylemi.

Gül, Ankara’da kurumlar arası bir çatışmanın yaşanmadığı kanısında. Yaşanmakta olanı daha çok bir normalleşme, bir değişim süreci olarak görüyor.

Demokratik hukuk devletinin işleyişi açısından, Türkiye’de de birtakım şeylerin artık demokrasilerdeki gibi olağan rayına oturmaya başladığını, fakat bu arada taşlar yerinden oynadığı için de, bazı eski alışkanlıkları devam ettirmek isteyenlerin adaptasyon ve değerlendirme zorluğu çektiklerini ince bir dille belirtiyor.

Dediği şu Cumhurbaşkanı Gül’ün:

“Türkiye’de kurumlar arası çatışma yok, demokrasi ve hukuk açısından bir normalleşme var, bir değişim süreci yaşanmakta... Bundan tedirginlik duymak da gereksiz.”

Cumhurbaşkanı Gül’ün 1980’lerden bu yana çekmiş olduğu badirelerle dolu ya da bayağı çileli siyaset çizgisi göz önünde tutulursa, bu mesajların önemi daha iyi anlaşılır.

‘Geçmişe saplanmayalım’

12 Eylül askeri darbesi Abdullah Gül’ü hapse attı. Eşi, üniversitede türban yasağının acılarını yaşadı. Gül, bir yandan 28 Şubat’ın baskısını etinde kemiğinde hissederken, milletvekilliğini yaptığı iki partisi de kapatıldı.

Yine içinden çıktığı Ak Parti de 2008’de kapatılmaktan kıl payı kurtuldu. Bu arada, zamanın Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa tarafından bizzat kaleme alınan 27 Nisan Muhtırası’yla Çankaya yolu kesilmek istendi 2007’de...

Kendisine bütün bunları dünkü Tecrübe Konuşuyor’da özetlerken, Sayın Gül’ün kafasının içinden geçenleri tahmin ettiğimi söyleyebilirim. Gül elbette dışa vurmadı, dip duygularını...

Şöyle demekle yetindi:

“Geçmişe saplanıp kalmak yanlış... Geçmişi deşmek yerine geleceğe bakmak daha doğru... Bazı şeylerin geçmişte kaldığını düşünüyorum. Türkiye değişiyor, normalleşiyor. Önemli olan da bu...”

Abdullah Gül’ün bir Cumhurbaşkanı olarak vermiş olduğu bu mesajı anlıyorum.

Türkiye değişiyor.

Geçmişten hiç kuşkusuz ders çıkartılacak. Ama şimdi belki daha önemli olan bazı ‘duvarlar’ın yıkılmaya başlaması. Bugüne kadar Türkiye’de hukuk ve demokrasinin yolunu kesen duvarlar yani....

Normalleşme süreci

Askerin ‘kozmik odası’na, Seferberlik Tetkik Kurulu’na, Ecevit’in bir Başbakan olarak 1970’lerde hiç dokunamadığı ‘kontrgerilla’ya sivil yargıçların girebilmiş olması, orada araştırma yapıyor olmaları, öylesine bir ‘ilk’i oluşturuyor ki, Ankara’da ister istemez kafalar karışıyor, ister istemez “Ne oluyoruz?..” soruları bangır bangır ülke sathına yayılıyor.

Aslında bir şey olduğu yok!

Olan, demokratik hukuk devletinin nihayet bizim kapımızı da çalabilmiş olmasıdır.

Cumhurbaşkanı Gül de bunu anlatıyor, böyle bir gelişmenin demokrasi ve hukuk açısından bir normalleşmeye işaret ettiğini, onun için de fazlaca kaygı duymanın gereksiz olduğuna değiniyor.

Bence de haklı Sayın Gül.

Daha birkaç yıl öncesine kadar askerle ilgili olarak es geçilebilen, görmezden gelinen konular, artık es geçilmiyor, geçilemiyor, görmezden gelinmiyor, gelinemiyor.

Meselenin püf noktası bu.

‘Kozmik oda’ya da giriliyor, toprak altından çıkan cephanelikler resmi tutanağa da geçiriliyor, ‘darbe tertipleri’yle ilgili olarak büyük paşaların ifadeleri de sivil savcılarca alınıyor, Ergenekon bağlamında eski komutanlar içeri de alınıyor, sivil mahkemelerde de yargılanıyor.

Gül 2010 için iyimser

Yeni olan bu.

Bu konular artık es geçilmiyor!

Kafaların karışması da bundan...

Cumhurbaşkanı Gül, bu kafa karışıklığının zamanla geçeceğini düşünüyor. Demokrasi ve hukukun üstünlüğüyle ilgili yasal düzenlemelerin yakın dönemde yapılmasıyla bütün bunların mümkün olabildiğine işaret ediyor.

Kısacası:

Demokrasi ve hukuk devleti... Sayın Gül bundan korkulmaması gerektiği kanısında.

2010’la ilgili genel beklentisine gelince... Geçen yılki gibi iyimserliğini koruyor yine. Geçen yıl ortalarında, “Güzel şeyler olacak!” demişti, bu yıl için de pek farklı düşünmüyor.

Türkiye’nin içinde ve çevresinde bir barış ve istikrar kuşağı oluşabileceği görüşünü taşıyor. Buna ‘demokratik açılım’ konusu da, Türkiye-Ermenistan normalleşmesi de dahil...

Tecrübe Konuşuyor bittikten sonra çay içip sohbet ederken başka konulara girdik. Cumhurbaşkanı Gül’ün İran’daki iç gelişmelere ilişkin bazı tedirginliklerinin olduğu izlenimini bu arada edindim.

Cumhurbaşkanı Gül program sırasında benim bir yanlışımı da düzeltti. Biz gazeteciler Çankaya Köşkü’nün 864 rakımlı olduğunu biliriz. Öyle değilmiş. Aslında 1041 rakımlıymış.

İşte, 1041 rakımlı tepeden siyasetin halleri çok özetlendiğinde böyle görünüyordu dün...

 



Bu haber 579 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,936 µs