Hello, I am a doctor!

Sağlık kadar güvenlik de meselesi de

Meclis tarafından onaylanan bu yasa gereğince YÖK denkliği aranmaksızın dünyanın her yerinden gelen doktorlar ülkemizde çalışabilecek. Doğu’daki doktor yetersizliği öne sürülerek meşrulaştırmaya çalışılan bu yasa ciddi tehlikeleri de beraberinde getiriyor.

Ülkemizin doğusundaki doktor eksikliği reddedilemez. Fakat, çözüm Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “yabancı ülkeden 150 dolara doktor getirmek” olmamalı. Çünkü mesele bir sağlık meselesi olduğu kadar bir güvenlik meselesidir de.

Bakınız Devlet Bakanı Mehmet Aydın, 27 Mart 2005’te AK Parti Adıyaman milletvekili Mahmut Göksu’nun “Türkiye'de  misyonerlik hareketleri” ile ilgili soru önergesine verdiği yazılı cevapta neler söylüyor: 

AK Partili bakan Mehmet Aydın Mart 2005’te ne dedi?

''Misyonerliğin masum bir din tebliği veya din hürriyetini kullanma hadisesi olmadığı, aksine tarihi arka planı ve siyasi amaçları olan son derece planlı hareket olduğu görülmektedir.
Misyonerlik faaliyetlerinin önemli bir bölümü  gizli yapılmaktadır. ''Bugün dünyada misyonerlik yapan kişiler sadece Hıristiyan din  adamları değildir. Belki daha çok doktor, hemşire, mühendis, Kızılhaç  görevlisi, insan hakları savunucusu, barış  gönüllüsü, dil  kursu  öğretmeni, bilgisayar öğretmeni, sportif faaliyetler organizatörü gibi çeşitli meslek gruplarının elemanları olarak karşımıza çıkmaktadırlar.
Misyonerlik faaliyetleri bağlamında Diyanet'e düşen görevlerin  başında ise bu faaliyetlere zemin teşkil eden bilgisizliğin sebep  olduğu etkenleri ortadan kaldırmaktır.”
Bakan Aydın’ın da ifade ettiği gibi gizli ve tehlikeli misyonerlerin birçoğu Kızılhaç görevlisi ve doktor olarak karşımıza çıkıyor. Bu dinamikleri bilen bir Bakan’a sahip olan bir hükümetin nasıl böyle bir yasayı savunduğu ise önemli bir tartışma konusu olarak karşımıza çıkmakta.

İsyanların arkasından misyoner doktorlar çıktı

Osmanlı Devleti’nin yıkılıp parçalanmasında doktor kimliği altında faaliyet yürüten misyonerlerin rolünün büyük olduğu biliniyor. Osmanlı Devleti içinde ilk misyoner doktorun Dr. Asa Dodge olduğu biliniyor. Bu doktorun peşinden yüzlerce gezici hekim Anadolu’ya akın edip bir kamuoyu oluşturunca misyonerlerin yapacağı Tıbbi yardıma izin veren kanuni düzenlemeler yapıldığı bilinmektedir. Bu düzenlemelerden sonra gezici hekimlik devri kapanır. Gaziantep, Kayseri- Talas, Mardin ve Van’ın ardından İstanbul, Amasya- Merzifon, Elazığ- Harput ve Diyarbakır’da Amerikan hastaneleri açılır. 19. yüzyılın ilkyarısında bu hastanelerin kurulmasından sonra bu bölgelerde iç isyanlar patlak verir. Yapılan araştırmalara göre bu isyanların arkasında İspanyol- Alman- Amerikan- Fransız- İsviçreli doktorların rolü büyüktür. Hıristiyanlıkta doktorların misyonerliği misyon edinişi Hz. İsa’nın peygamberlik sıfatıyla hastaları iyileştirme çabasının, Hıristiyan sağlık çalışanlarına ilham olması oldukça normal.

Yabancı doktorların özellikle Doğu bölgelerinde görev yapacakları düşünülürse, PKK örgütünün etkili olduğu bu yerlerde yapılan misyonerlik çalışmaları da bölücülüğe tuz biber ekecektir.

Kurtuluş Savaşı’nda da misyoner doktor eziyeti yaşanmıştı

Türk Sağlık Sendikası Başkanı Önder Kahveci iyibilgi’ye yaptığı açıklamada yabancı doktor yasasına karşı olduklarını anlatıyor. Yabancı doktor yasası ile ülkemize ucuz iş gücü getirilmek istenmekte 50-100 dolara çalıştırılacak hekimler istihdam edilmeye çabalanmakta.  Türkiye’ye bu nitelikteki hekimler  Pakistan, Moldova, Hindistan, Çin ve Rusya  gibi ülkelerden gelecek.  Bu insanların da misyonerlik amaçlı gelmeyeceği ne malum? Bunu tespit edemezler, Türkiye'de misyonerler cirit atıyor, yarın doktor adı altında bir sürü misyoner gelir. Kurtuluş savaşı döneminde bu yaşanmıştı. “ şeklinde konuşuyor.

“Yarım doktor candan eder”

Önder Kahveci’nin de belirttiği üzere bugün Afrika’da cirit atan Kızılhaç misyonerleri için ülkemiz bilmiş bir kaftan gibi. Kızılhaç gibi misyoner kurum doktorları ve bölücü ideolojiye sahip olan paravan doktorlar dışında, Avrupa’nın ünlü tıp adamlarının ülkemizin doğusunda zor şartlarda, az bir maaşla görev yapacağını kim öngörebilir? Az maaşla çalışmaya gelen misyoner ve bölücülerin dışında Hindistan gibi tıp konuusnda geri kalmış ülkelerde yarım yamalak eğitim almış doktorların ülkemize çörekleneceği su götürmez bir gerçek. “Yarım doktor candan eder” atasözünü hatırlatarak, diğer tehlikeye değinmek gerekiyor:

• Ülkemiz yabancı menşeli doktorlar tarafından ilaç deneği hastalar cennetine dönüşebilir
•  Kötü emelli faaliyetlerde kullanılmak üzere ülkemizin vatandaşlarının genetik bilgilerini elde etmek için de yabancı doktorların kullanılabileceğini akıldan çıkarılmamalıdır.

Sağlıktaki tüm sorunlar ekonomik boyuta indirgeniyor

Sağlıktaki tüm sorunları ekonomik bir sorun olarak algılandığını ifade eden Kahveci “Hükümet sağlıkta hizmet üretme işini de ucuza kapatmanın çaresini bu doktorlarda arıyor” diyor ve ekliyor:  Vatandaşın nasıl bir sağlık hizmeti alacağı bakanlık için önem teşkil etmiyor. Önemli olanın hastanede dil bilmese de, mesleki yeterliliği olmasa da bir doktorun bulunması olarak görüyor.  Bu değişiklikteki ikinci amaç ise doktorunu kendisi getirmek isteyen yabancı sermayenin emrini yerine getirmek. Böylelikle yabancı yatırımcıların kuracakları hastanelere personeli ile birlikte Türkiye’de hizmet üreterek para kazanacak.”

Yabancı doktor nasıl iletişin kuracak?

Kahveci’nin belirttiği gibi yabancı doktorlar, yabancı dille halk ile nasıl iletişim kuracak? Doktorlar Türkçe’yi okulda öğrenmiş olsa bile hastaları anlamayacak. Çünkü halk dilini, o ülkenin toplumsal belleğini taşıyarak anlaşılır. Halkın hastalıklarını ifade edişini kavrayabilmek, hastanın şartlarına gözlemleyip uygulanabilir tedavi konusunda doğru karar verebilmek özellikle yabancı doktorların gideceği konuşmalarda yöresel tavrın öne çıktığı doğu ve güneydoğuda daha da önem kazanıyor.

Hekim sayımız hiç de az değil

Yabancı doktorların yerine ülkenin doğusundaki sağlık sorunu çözmek için bir alternatif sunan Önder Kahveci şunları söylüyor: “Türkiye’de hekim açığı olmakla birlikte gerçek sorun şu anda ülkemizde görev yapan  106 bin hekimin dağılımında.  Bu sorunun çözümü içinde sıkıntı çekilen bölgelerde hekimlerimize gerekli sosyal altyapı imkânlarını hazırlamak ve hekimlerimiz bir rotasyona tabi tutarak bu bölgelerde ne kadar kalacaklarını kendilerinin bilmesini sağlamak. Aksi taktirde ülkemizde hekim eksikliğini gidermenin başka çözüm yolu yok. Bunun dışında yapılacak her değişiklik tıpkı bu madde gibi başka amaçlara hizmet edecek. “

www.iyibilgi.com